Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2143 E. 2021/1854 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :…
NUMARASI : …. Esas, … Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2021

…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih,…. Esas, … Karar
sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının …. şubesine ait … basım tarihli … nolu hesaba bağlı ve 02/06/2016 keşide tarihli … çek numaralı…-TL bedelli çekin ….tarihinde davalı tarafça bankaya takas odası marifeti ile ödendiğini, çekin keşide tarihi ile oynama yapılarak keşide tarihinin 20/06/2016 olarak değiştirilerek tahrifat yapıldığını, bu hali söz konusu çekin kıymetli evrak niteliğinde olmadığını, çekin hamilinin …. gözüktüğünü, ancak çekin kim tarafından verildiğinin bilinmemekte olduğunu, çekin davalı bankaya dava dışı 3.bir firma veya hamil tarafından ticari ilişkileri gereği bankaya verildiğini, davalı bankanın da söz konusu çeki kabul ederek davalı bankanın yetkili hamil konumuna geldiğini, tahrifat nedeniyle kambiyo evrakı vasfında olmayan çek nedeniyle haksız olarak ödemiş olduğu çek bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerince tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiş, söz konusu çekin bankadan krediler kullanan … firması tarafından , kredilerinin ödenmesi amacıyla temlik cirosuyla bankaya devredildiğini, 20/06/2016 keşide tarihli çekin müvekkili banka tarafından takas odasına ibraz edildiğini ve 21/06/2016 tarihinde çek bedelinin ödendiğini ileri sürmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davacı keşidecinin çek altındaki imzasını inkar etmediği, sadece keşide tarihinde tahrifat yapıldığını ve bu durumun çekin kambiyo vasfını etkileyeceğini ifade ettiği , Keşide tarihinde tahrifat olsa dahi çek altındaki keşideci imzası inkar edilmediğinden istirdat talebi bakımından takibe konu senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir bir adi senet hükmünde olacağını, Davacı tarafın yaptığı ödemenin geçerli bir ödeme olduğunu, zira senette davacı tarafın bir imza inkarının olmadığı, davacı tarafın savunmasında borcu olmadığını da söylemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; söz konusu çekin keşide tarihi kısmında tahrifat yapıldığı, ve akabinde altına atılan imzanın müvekkiline ait olmadığını, söz konusu tahrifat dolayısı ile evrak kambiyo vasfı niteliğinde olmadığını, dava konusu çekin ibraz tarihinin geçmiş olduğunu, çek vasfını yitirdiğini, bu nedenle müvekkilinin söz konusu çek nedeniyle borçlu olmadığını, Davalı tarafın, banka olması nedeniyle çek üzerinde gerekli inceleme ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; ödenen çek bedelinin istirdatı talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf, davaya konu çekin keşide tarihinde oynama yapıldığını, keşide tarihinin 20/06/2016 olarak değiştirilerek tahrifat yapıldığını, paraftaki imzanın davacıya ait olmadığını , bu haliyle çekin kıymetle evrak niteliğinde olmadığını, çekin bankaya kimin tarafından verildiğinin bilinmediğini, davacının çek bedelini davalı bankanın takas odasına ödemek zorunda kaldığını, kambiyo evrakı vasfında olmayan çek nedeniyle haksız olarak ödemiş olduğu bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf ise, çekin müvekkili banka tarafından takas odasına ibraz edilmesi suretiyle 21/06/2016 tarihinde ödendiğini, çekin bankadan kredi kullanan … tarafından kredilerinin ödenmesi amacıyla temlik cirosuyla bankaya devredildiğini, bankanın iyi niyetli hamil olduğu, sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığını, İİK’nın 72/7. maddesi gereğince ödenen paranın istirdadının talep edilmesi için 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, çek bedeli ödendikten sonra geçen 2 senelik sürede keşideci tarafından çek yaprağının kaybolmasına ilişkin bir başvuru yada alınan bir ödeme yasağı kararının bulunmadığını, davacının bu kadar büyük bir tutarın hesabından eksildiğini fark etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının keşide ettiği çek altındaki imzasını inkar etmediği, imzası inkar edilmediğinden istirdat talebi bakımından takibe konu senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerir bir adi senet hükmünde olduğu, davacı tarafın yaptığı ödemenin geçerli bir ödeme olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davanın kıymetli evrak niteliğinde bulunmadığı iddia edilen çek nedeniyle ödenen bedelin istirdatı davası niteliğinde bulunduğu, davacı taraf, çek bedelini ayrıca lehtara ödediğini iddia etmediğine göre, bankanın davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiğinden bahsedilemeyeceği, anılan kanun maddesi uyarınca davanın ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmasının gerektiği, davacının ödemeyi yaptığı tarih ile dava tarihi arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu bu nedenle mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davayı reddetmesi gerekirken , davanın esastan reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmesi ve dava hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiğinden AAÜT’nin 7/2. maddesine göre davalı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… tarih, …Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin olarak alınan 1.060,55 TL harçtan mahsubu ile artan 1.001,25 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve dava hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiğinden AAÜT’nin 7/2. maddesine göre 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Peşin olarak yatırılan gider avanslarından kullanılmayan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 23/12/2021


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)