Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2128 E. 2022/837 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2128
KARAR NO : 2022/837
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
NUMARASI : 2017/231 Esas, 2019/827 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2019 tarih, 2017/231 Esas, 2019/827 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı aleyhine Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2016/3805 sayılı dosyasıyla takip yaptıklarını, takibe davalı tarafın aralarında ticari ilişki bulunmadığından bahisle itiraz ettiği, cari hesap ekstresi, faturalar teslim irsaliyeleri, mutabakata dair DS kayıtları dikkate alındığında davalı taraftan alacaklı olduklarını, üçüncü şahıs Orhan ÇİL tarafından yapılan ödemelerin davalının, davacıya olan borcunu ödediğine ilişkin olarak ispata yeterli olmadığını, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan edinimleri davalı tarafın yerine getirdiğini, malların niteliği gereği kur farkını ortadan kaldırmak amacıyla ödemelerin mal tesliminden önce gerçekleştirildiği, takibe konu cari hesap ekstresine ilişkin ödemeleri 18/09/2015 tarihinde 5.000,00’sinin ve 30/09/2015 tarihinde 6.000,0 TL’sinin nakden ve 13/08/2014 tarihli 15.000,00 TL tutarlı 31/12/2014 tarihli 25.000,00 TL tutarlı, 15/06/2015 tarihli 12.000,00 TL tutarlı, 30/06/2015 tarihli 7.000,00 TL tutarlı, 31/07/2015 tarihli 10.000,00 TL tutarlı çeklerle ödendiğini, nakdi ödemelerin dava dışı Orhan ÇİL tarafından yapıldığı, bu nedenle davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, takip konusu alacağın taraflar arasındaki satıma konu mallara ilişkin düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, davacının takipte hesap muavinini takibe konu ettiği, davalı tarafın davacı ile olan ticari ilişkisindeki tüm edimlerini yerine getirdiğini bildirerek 6.000,00 ve 5.000,00 TL elden nakit diğer ödemeleri de çekle yaptığını ileri sürdüğü, tarafların ticari defter ve belgelerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, taraflar arasındaki farklılığın davacının davalıya düzenlediği faturalardan değil, davalının kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında yer almayan ödemelerden kaynaklandığı tespit edildiği, davacı kayıtlarında görülen 5.000,00 ve 6.000,00 TL elden nakit ödemelere ilişkin herhangi bir imzalı belge sunmadığı, davalı kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında yer almayan 15.000,00 TL, 12.000,00 TL, 7.000,00 TL, 10.000,00 TL, 1.000,00 TL’lik çeklerin suretlerini sunmuş ve Orhan ÇİL tarafından teslim alınan teslim belgelerini ibraz ettiği, Orhan ÇİM’in davacıyı temsilen hareket ettiği ve temsilcisi de olduğu ispatlanamadığından ibraz edilen çek teslim makbuzlarına itibar edilmediği, dosyaya sunulan kambiyo senetlerinden 15.000,00 ve 12.000,00 TL’lik çeklerden 12.000,00 TL’lik olanı davalı tarafından ciro edilerek davacıya verildiği, davacının da çekin arkasında cirosunun bulunduğu, söz konusu çekin banka yazı cevabına göre 15/06/2015 tarihinde takas aracılığıyla ödendiği anlaşıldığı, 15.000,00 TL’lik çekin keşidecesinin Berk Uğur AYDIN olduğu, çekin arka yüzünde davacı şirket yetkilisi olan İsmail CENGİZ’in cirosunun bulunduğu, söz konusu çekin banka yazı cevabına göre takastan ödendiği anlaşıldığı, davalı kayıtlarında yer alıp davacı kayıtlarında yer almayan 15.000,00 ve 12.000,00 TL’lik çeklerinde takibe konu alacaktan düşülmesi gerektiği ve bu şekilde davacının takipte 56.002,02 – 27.000,00 = 29.002,02 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının sunduğu diğer kambiyo senetlerinden 7.000,00 TL ve 1.000,00 TL’lik Vakıbank çekinde İsmail CENGİZ imzası var ise de bu çekin davalıdan davacıya devredildiğine ilişkin bir kayıt olmadığı, yine 31/07/2015 tarihli Kuveyttürk’e ait 10.000,00 TL’lik çekte arka yüzünde davacı yetkilisinin cirosu bulunsa da bu çekin de davalıdan davacıya devredildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığından ve bu çeklere ilişkin ödemelerde davacı kayıtları da yer almadığından ödeme olarak kabul edilmediği, 6.000,00 ve 5.000,00 TL’lik elden nakit ödemelerin imzalı belgeleri de sunulmadığı gerekçeleriyle yalnızca taraflar kayıtlarında farklılık yaratan çeklerden 27.000,00 TL toplam tutarlı iki çek ödeme olarak dikkate alınarak bu şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkeme tarafından 12,000,00-TL’ lik çekin davalı tarafından ciro edilerek müvekkili şirkete verildiği, müvekkil şirketin cirosunun bulunduğu, takas aracılığı ile bu çekin ödendiği gerckçesiyle davacının 12.000,00 TL’ yi ödediği kabul edilmiş, ancak işbu 12.000,00 TL. bedelli çekin müvekkili tarafından ticari defterlerine işlenmiş olduğundan davalı tarafın işbu çeki müvekkilin alacağı olan 56.002,02 TL ve karşılık bir ödeme olarak göstermesinin mümkün olmadığı, müvekkili şirketin ticari kayıtlarında yer aldığından cari hesap kayıtlarına göre 12.000,00-TL. lik ödeme düşüldükten sonra müvekkilin 56.002,02-TL alacağı kaldığının sabit olduğu, davalı tarafından verilen 15.000,00-TL bedelli çek ise davalının İsmail Cengiz’ e vermiş olduğu şahsi borcundan kaynaklı çek olduğu, söz konusu çekin cirosu incelendiğinde cirantanın İsmail Cengiz olduğunun sabit olduğu yine müvekkili şirketle bir ilgisi bulunmadığı, bu nedenle çeklerdeki ödemelerin müvekkil şirket adına kabul cdilmesinin hukuken kabul edilemez olduğu gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; dosya kapsamında alınmış olan bilirkişi raporunda; karşı taraf ile itilafın dayanağının detayı belirli olan ödemelerin; davacı tarafın defter kayıtlarında olmaması olduğu, dava dilekçesinin ekinde yer olan sevk irsaliyesi incelendiğinde; malların teslim tarihi 18.09.2015 olup, teslim alanın ise Orhan ÇİL olduğu; teslim edenin ise İsmail CENGİZ olduğu, bu nedenle Orhan ÇİL’ in tanıklığı elzem olmuş olmasına rağmen mahkemece dinlenilmediği, davacı taraf ile müvekkilin yapmış olduğu ticaretinin, aracısı Orhan Çil olduğu, davacı ile davalı arasındaki ticaretin tamamı Orhan Çil üzerinden yapıldığı, Orhan ÇİL, müvekkil şirketten teslim almış olduğu; evrakları ” Çek Senet Bordrosu ” ile teslim almış olup bu duruma ilişkin evrakların dosya içerisinde mevcut olup tüm ödemeler bu şekilde yapılmış olmasına rağmen davacı taraf nedense sadece 25.000,00 TL bedelli olan çeki defterine işlendiği, tanık dinletme taleplerinin dava konusu olan kıymetli evrakın karşı tarafa teslimine ilişkin olduğu, davacı yana verilen çeklerin kendi müşterilerinden aldıkları ve hepsi Orhan ÇİL’ e teslim edilmiş çekler olduğu, tamamınında tahsili davacı tarafından yapıldığı, çek sahipleri ile ticari ilişkisi olduğunun ispatı davacıda olduğu nazara alındığında ispatlayamaması halinde lehimize ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği, reddedilen kısım yönünden mahkemece lehlerine kötü niyet tazminatına karar verilmediği, davacı yararına ise inkar tazminatına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleri ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2004 sayılı İ.İ.K. 67. madde hükmü uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça cari hesap alacağına dayalı olarak davalı hakkında Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2016/3805 sayılı dosyasıyla icra takibi yapılmış, davalının herhangi bir borcu olmadığı itirazı üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiş, davacı tarafından yasal süresi içinde iş bu istinafa konu itirazın iptali davası açılmıştır.
Davalı taraf davacı ile olan ticari ilişkisindeki tüm edimlerini yerine getirdiğini bildirerek 6.000,00 ve 5.000,00 TL elden nakit diğer ödemeleri de çekle yaptığını ileri sürmüştür.

Tarafların ticari defter ve belgelerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, taraflar arasındaki farklılığın davacının davalıya düzenlediği faturalardan değil, davalının kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında yer almayan ödemelerden kaynaklandığı tespit edilmiştir yerel mahkemece 13/08/2014 tarihli 15.000,00 TL çek ile 15/06/2015 tarihli 12.000,00 TL tutarlı çeklerin davacı tarafça tahsil edildiğinden bahisle itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de;
Faturalarda belirtilen malların davalı adına işlenmesi için üçüncü bir adrese teslim edildiği, malı teslim alanlardan birinin dava dışı Orhan ÇİL’ isimli şahıs olduğu, yine çeklerin teslim edildiği ve nakit ödemenin yapıldığı şahısın adı geçen şahıs olduğu, teslim tutanağında geçen çeklerden 25.000. TL. çekin davacının davalı ödemesi olarak defterlerde kayıtlı olduğu, üç adetinin ise defterlerde kayıtlı olmamasın karşın davacı cirosu ile 3. şahıslara geçtiği ve bankalar tarafından ödenmiş olduğu, bu sebeple takip dayanağı olan gösterilen 18.09.2015 tarihli irsaliyeli faturada ve bir kısım tediye makbuzları ile çek teslim belgeleri adı geçen Orhan ÇİL’in kim adına hareket ettiği, davacı veya davalı adına temsil ve teslime yetkili kişi olup olmadığı, taraflar arasında; çalışan olarak ticari vekil ve temsilci olarak davranmasının ticari teamül haline gelip gelmediği, hususunda herhangi bir araştırma yapılmamış olup, bu itibarla, 6100 sayılı HMK.31 madde uyarınca hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında adı geçenin davacı yada davalı şirkette hangi görevde bulunduğu,kimin adına hareket ettiği veya aracı olup olmadığı, davacı tarafından neden mal teslimi yapıldığı, davalı tarafındanda neden çek ve nakit teslimi yapıldığının taraflardan sorularak açıklattırılması, davacı ve SGK kayıtları ile hangi pozisyonda çalıştığının tespit edilmesi, anılan çalışanın ticari temsilci veya ticari vekil olarak görev yapıp yapmadığı bunun ticari teamül haline gelip gelmediği incelenerek, yine tarafların yemin deliline dayandıkları anlaşılmakla yemin hakkının hatırlatılarak neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, yine davalının talebi karşısında kısmen reddilen miktar yönünden kötüniyet tazminatı yönünden herhangi bir değerlendirilme yapılmamış olması isabetsiz olup açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf talebinin bu aşamada incelenmeksizin davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK.353/1-a-6 madde gereğince mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2019 tarih, 2017/231 Esas, 2019/827 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.09/06/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır