Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2124 E. 2022/471 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2124
KARAR NO : 2022/471
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI : 2018/1672 Esas, 2019/656 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2022

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarih, 2018/1672 Esas, 2019/656 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı tarafça davacı aleyhine başlatılan Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2016/12483 sayılı dosyasında davacının davalıya borcu bulunmadığını, takibe konu edilen satım sözleşmesine ilişkin malların davacıya verilmediğini, taraflar arasında böyle bir hukuki ilişki bulunmadığını, 2013-2013 yıllarında taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, delil olarak sunulan sipariş formlarının bu yıllara ait olduğunu, ancak takibe konu edilen ve dava konusu edilen mallara ilişkin herhangi bir siparişin ve hukuksal ilişkinin bulunmadığını belirterek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında satın alma sözleşmesinin bulunduğunu, davacıya satışı yapılan ürünlerin listelerinin davacı çalışanı tarafından imzalandığını, üretilen ürünlerin davacı tarafça teslim alınmadığını, üretilen ürünlerin özel sipariş olduğunu, davacı tarafın teslim almada temerrüde düştüğünü, davalının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve takibe konu edilen tutar kadar alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, somut uyuşmazlıkta da davalı üretimini yaptığı ürünleri davalıya sattığını iddia ettiği, iddia ve savunmalar çerçevesinde ileri sürülen hukuksal ilişkide temel ve üstün tutulan amacın nesne teslimi olmasına göre uyuşmazlık satım sözleşmesi hükümlerine göre ispat kuralları bakımından çözümleneceği, TMK. m.6 ya göre herkes iddiasını ispatla yükümlü olduğu, menfi tespit davalarında ispat yükü genel olarak davayı açan üzerinde olsa da takibe konu alacak yazılı bir belgeye dayalı olmadığından hukuksal ilişkiyi ve alacağın varlığını ispat davalı tarafın üzerinde olduğu, davalının satım sözleşmesinin varlığını ispatlaması gerektiği, davalı tarafça yazılı bir satım sözleşmesi sunulmadığı, sipariş mektubu sunulmuş ise de pek çoğu davalı tarafça imzalanmış olan belgeler olduğu, birtakım sipariş mektuplarında Ülkü Kocaoğlu isimli kişinin imzası bulunsa da bu kişinin davacıyı temsile yetkili kişilerden olmadığı anlaşıldığı gibi bu evrakların 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin olduğu anlaşıldığı, oysaki davacının takibe dayanak yaptığı alacağa konu edilen ve iddia olunan satım sözleşmesi 2016 yılına ilişkin olduğu, nitekim siparişin ve satım sözleşmesinin ispatı bakımından davalı taraf cevaplarında 2016 yılı mayıs ve haziran ayına ait yazışmalara dayandığı, ancak bu yazışmalarda verilen süre içerisinde dosyaya sunulmadığı, davalı tarafça 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin bir kısım faturalar sunulmuş ise de bu faturaların takip konusu alacakla ilgisi bulunmadığı, nitekim davacı tarafça 2013 yılında davalı ile ticari ilişkilerinin bulunduğu kabul edilmiş ancak uyuşmazlığa konu satım sözleşmesi kabul edilmediği, davalı tarafça takibe konu alacakla ilgili dosyaya fatura sunulmadığı, icra takibinde de takip talebine bir fatura eklenmediği gibi takip talebinde açıklama kısmında fatura detayına yer verilmediği, davalı cevaplarında ürünler teslim alınmadığı için fatura düzenlenmediğini açıkça belirttiği, bu sebeple ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasında yarar görülmediği, satıma konu ürünlerin fotoğrafları iddiayı ispata yeterli olmadığı gibi davalı iddialarının tanıkla ispatı da mümkün olmayacağı, bu nedenle tanık dinlenilmesinde de bir yarar görülmediği, davalı yemin deliline de dayanmadığından toplanacak başka delil kalmadığı, davalı davacının ürünleri teslim almaya yanaşmadığını ileri sürdüğü, ürünler halen davalı uhdesinde olduğu, satım sözleşmesinin varlığı ispatlansa bile alıcının temerrüdü sonuçlarını doğuran bir ihtarda davacıya gönderilmediği, bu halde dahi davalının davacıdan alacak talep edebilmesi için davacıyı ürünlerin teslim alınması konusunda temerrüde düşürmesi gerektiği, ancak davalı satım sözleşmesini ve alacağı ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili tarafından borca itiraz eden davacı borçlu Mutlu Mobilya İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. ne mobilya aksesuarları satışı yapıldığı, dilekçe ekinde sunulmuş olan satın alma sipariş mektupları incelendiğinde firmaya satışı yapılan ürünlerin listeleri ayrıca davacı firma çalışanı tarafından imzalandığı, her ne kadar yerel mahkeme tarafından sipariş mektubundaki ismin davacının çalışanına ait olmadığı beyan edilmişse de; bu hususta bir inceleme yapılmadığı, davacı tarafın daha önce ticari ilişki içinde olduklarını kabul ettiği, davacı tarafça, müvekkil firmanın özel sipariş üzerine üretilen ürünlerinden yapılmasını istemiş müvekkil firma tarafından sipariş formu düzenlenen ürünlerin üretimi yapılmış, müvekkil firma ile davacı taraf arasında 4 Mayıs 2016-1 Haziran arasında mail geçmişi ve taraflara arasındaki yazışmalar incelendiğinde davacı tarafça müvekkil firmaya verilen sipariş ve süregelen ticari ilişki açıklığa kavuşacağı, yazılı bir satış sözleşmesinin olmaması aradaki ticari ilişkinin ve dosyaya konu borcun bulunmadığı anlamına gelmemekle birlikte, satışın sipariş formlarıyla yürütüldüğü ve karşılıklı süregelen ticari işlerden de anlaşıldığı, davacı taraf önce malların siparişini vermiş daha sonra malları teslim almayarak müvekkilini zarara uğrattığı, gerekçeleri ile yerel mahkeme ilamının kaldırılması ile istinaf talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini amacı ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ilamsız icra takibi nedeni ile menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2016/12483 sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talepli davada, davalı tarafın takibe konu edilen alacak bakımından taraflar arasında satım sözleşmesi bulunduğunu, davalının özel sipariş niteliğindeki ürünlerin üretimini yaparak davalıya satım ve teslimi için hazır hale getirildiğini ancak davalının malları teslim almadığını bedelini de ödemediğini ileri sürdüğü, davacı tarafın ise davalı ile aralarında böyle bir hukuksal ilişki kurulmadığını iddia ettiği, yerel mahkemece ise davalı satım sözleşmesini ve alacağı ispatlayamadığı gerekçesiyle bu husus üzerinde durulmadığına ve davanın kabulüne dair karar verilmiş ise de;
Takip dayanağı olan gösterilen gardrop kulp, karyola borusu, gümüşlük kulp ve konsol kulp bedelinin dosya içeriğinde mevcut sipariş formlarında açıkça belirtildiği, takipbe dayanak 2016 tarihli herhangi bir belge bulunmadığı, sipariş formlarında davalının yanı sıra Ülkü Kocaoğlu isimli şahsın imzası olduğu, bu şahsın davacı adına temsil ve teslime yetkili kişi olup olmadığı, taraflar arasında; çalışan olarak ticari vekil ve temsilci olarak davranmasının ticari teamül haline gelip gelmediği hususunda herhangi bir araştırma yapılmamış olup, bu itibarla, adı geçenin davalı şirkette hangi görevde bulunduğunun davalıdan sorulması, davalı ve SGK kayıtları ile hangi pozisyonda çalıştığının tespit edilmesi, anılan çalışanın ticari temsilci veya ticari vekil olarak görev yapıp yapmadığı bunun ticari teamül haline gelip gelmediği incelenerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK.353/1-a-6 madde gereğince mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarih, 2018/1672 Esas, 2019/656 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.30/03/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır