Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2121 E. 2022/481 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2121 – 2022/481
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2121
KARAR NO : 2022/481
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarih, 2017/1511 Esas, 2019/655 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı taraf aleyhine Bursa 19.İcra Müdürlüğünün 2017/5524 sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde satım sözleşmesine ilişkin davalıya teslim edilen malın fatura bedeli olduğunu, cari hesap alacağının ödenmediği gibi başlatılın takibe de haksız olarak itiraz edildiğini bu nedenle davanın kabulü ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesin karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacının satıcı satım sözleşmesinde sözleşmeyi ve faturaya konu malları teslim ettiğini, davalı alıcının ise bu malın bedelini ödediğini ispatla yükümlü olduğu, davalı davaya cevap vermeyip icra dosyasında ödeme emrine genel nitelikte borca itiraz ettiği, ancak dava sırasında ödeme belgesi sunarak faturanın 680,00 TL’lik kısmının ödendiğini bildirdiği, davalı taraf ihtarlı tebligata rağmen defter ve belgelerini inceleme için inceleme gününde hazır etmediği ve ibrazdan kaçınmış sayıldığı, davacı defterleri için talimat yazılmış yapılan bilirkişi incelemesine göre davacının davalıdan 10.902,26 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı tarafça sunulan ödeme belgesine göre de davacının davalıdan takipte 10.222,26 TL tutarında alacaklı olduğu tespit edildiği, davacı taraf her ne kadar fatura tarihinin daha sonra olduğunu belirtmiş ise de mal tesliminin hangi tarihte yapıldığı, faturanın daha sonra düzenlenip düzenlenmediği belirli olmadığından davalı tarafın bu ödemesini tespit edilen alacaktan mahsup edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı, yine davacı taraf ödemeye ve altındaki imzaya da itiraz etmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yerleşik yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere faturanın tek başına alacak iddiasını ispatlamayacağı dosyada mübrez bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere davacı tarafça ibraz edilen sevk irsaliyelerinin teslim alan-teslim eden kısımlarında imza bulunmadığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken tek başına faturaya dayalı olarak ikame edilen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi açıkça usul ve yasaya aykırı olduğu, yine mahkemece, reddedilen 680,00 TL. yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunulmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2004 sayılı İ.İ.K. 67. madde uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İİK. 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre itirazın iptali davası açılabilmesinin yasal koşulları ; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi ve itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olmasıdır.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. (Yargıtay HGK. 17.09.2019 tarih ve 2017/19-824 E., 2019/885 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Dava; yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK’da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Genel açıklamalar karşısında; davaya konu faturanın tarihi 26/10/2016 tarihi olup davalı tarafından ileri sürülen ödeme makbuz tarihi ise fatura tarihinden önceki tarih olan 20/09/20216 tarihine aittir.Davacı tarafça, davalı yanca sunulan tahsilat makbuzunun fatura tarihinden önce olduğu ve yine faturaya ilişkin olmadığı, bu nedenle kabul edilmediği açıkça beyan edilmiştir. Bilirkişi incelemesinde davaya konu fatura davacının ticari defterlerinde kayıtlı iken tahsilat kayıtlı değildir. Bu beyan ve tespit kapsamında malın teslim edildiğinin davacı tarafça ispatlanması gerekir. Teslime ilişkin ise herhangi bir belge dosya kapsamında mevcut değildir. Davacının kendi defterlerindeki kayıtlar dayanak belge ile doğrulanmadığı sürece mal satışı hususunda tek başına delil olarak kabul edilemez, bir başka deyişle davacının ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun belgelerle doğrulaması, malın teslim edildiğinin ispatlaması gerekir. Fatura ise tek başına alacağın varlığı konusunda delil teşkil etmez. Bu itibarla; faturada teslime ilişkin herhangi bir belge söz konusu olmayıp ispat yükü kendisinde olan davacı tarafından bu husus ispat edilememiştir. Yine davacı tarafça ayrıca ve açıkça yemin deliline dayanılmamış olup açıklanan nedenle davanın reddi yerine sırf davacının defter kayıtları nedeni ile davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp, 6100 sayılı HMK.353/1-b-2 madde hükmü uyarınca kararın kaldırılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile;
2-6100 sayılı HMK.353/1-b-2 madde hükmü uyarınca Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/05/2019 tarih, 2017/1511 Esas, 2019/655 sayılı kararının KALDIRILMASINA, kaldırılan karar yerine geçmek üzere yeniden HÜKÜM TESİSİ İLE,
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 186,19 TL tutardan artan 105,49 TL harcın davacıya iadesine,

5-Davacı gider avansından kullanılan yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde bulunan A.A.Ü.T. göre belirlenen 5.100,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-İstinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
2-Davacı gider avansından kullanılan istinaf yargılama giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-6100 sayılı HMK. 359/4. maddesine göre kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 04/04/2022