Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2115 E. 2022/441 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2115 – 2022/441
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2115
KARAR NO : 2022/441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/04/2019 tarih, 2017/854 Esas, 2019/448 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafça müvekkili hakkında başlatılan Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10801 esas sayılı icra takibinden müvekkilinin ancak gayrimenkulüne haciz konulması nedeniyle haberdar olduğunu, müvekkilinin davalıya hiç bir borcunun bulunmadığını zira çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkili yerine çeke imza atan Murat Akyüz isimli kişi hakkında Adana C. Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, 2017/647 soruşturma no.su ile soruşturma yürütüldüğünü,müvekkili borçlu bulunmadığından ve imza kendisine ait bulunmadığından öncelikle icra takibinin iptali ile Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10801 esas sayılı dosyasında borçlu bulunmadığının tespiti ile icra takibinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu edilen senedin müvekkili bankanın kredi müşterisi Emin Zeytincilik Ltd.Şti. tarafından lehine açılan ve kullandırılan kredilerin teminatı olarak ciro yolu ile müvekkiline tevdi edildiği, müvekkili bankanın da söz konusu çeki TTK.559. maddesi uyarınca ciro yolu ile almış olup iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, kullandırılan kredi borcunu ödemeyen kredi borçlusunun hesapları kat edilmekele alacağını tahsil etmek bakımından müvekkili tarafından icra takibine geçilmesinin hakkı veyükümlülüğü bulunduğunu, senetlerin ise kredi borcunun teminatı olarak müştersis tarafından verilmiş olup senetteki imzanın aidiyeti konusunda müvekkili bankanın bilgi sahibi olamayacağı gibi, senetteki imza davacıya ait değil ise bu durumda kredi müşterisi hakkında yasal yollara müracaat etme konusunda haklarını saklı tuttuklarını, anılan nedenelerle imza incelemesi yaptırılmasına, açılan haksız davanın reddine, müvekkili bankanın iyiniyetli 3. kişi olması nedeniyle yerinde olmayan haksız takip tazminatı taleplerinin reddine, imza davacıya iat ise davacı aleyhine alacağın % 20 den aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, çekteki imzanın davacı eli ürünü olmadığı bu şekilde şüpheye yer vermeyecek biçimde tespit edildiği, çekteki imza inkarının mutlak defilerden olup yalnızca kendisinden sonraki cirantaya karşı değil senet elinde olan son hamile karşı da ileri sürülebileceği, davalı yanın bu konudaki iyiniyet iddialarının dinlemeyeceği ile davanın kabulüne, davacının Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10801 esas sayılı icra takibine konu Yapı ve Kredi Bankası Yeni Bosna Radar şubesi’ne ait 5754296 numaralı 10.06.2016 keşide tarihli, 47.500,00 TL. bedelli çekten dolayı davalıya 46.210,00 TL. tutarında borçlu bulunmadığının tespitine, ancak davalı yanın icra takibinde kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği gerekçesiyle yerinde görülmeyen kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; bilirkişi tarafından imza incelemesi yapıldığı ve bilirkişi raporuna dayanılarak imzanın davacı Mehmet GÜL’e ait olmadığından davanın kabul edildiği, kararın yerinde olmadığı, davacı için yapılan imza incelemesinin eksik olduğu ve Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmadığı gerekçeleri ile kararın kaldırılması talebi ile istinaf isteminde bulunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibine konu senetten kaynaklı menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK. 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 211. maddesinde imza incelemesinin yapılma usulü;
“Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir.
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Yine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/1236 Esas, 2019/12073 Karar sayılı kararında da;” imza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır.” denilmiştir.
Dosya içerisine ibraz edilen 25.02.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre ” İnceleme konusu yapılan Yapı ve Kredi Bankası Yeni Bosna Radar Şubesi’ne ait 5754296 numaralı 10.06.2016 keşide tarihli, 47.500,00 TL. bedelli çekin arka yüzünde birinci ciro Akgül Ticaret Mehmet Gül’ kaşe basım izine atılan ciranta imzasının Mehmet Gül eli ürünü olmadığı kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş bildirilmiş olup rapor yukarıda izah edilen madde hükümlerine uygun olarak tesis edilmiştir.

Bu itibarla somut dava bakımından; mahkemece huzurda davacının yazı ve imza örnekleri alınmış, kurumlardan celp olunan belge asılları ile senet aslı gönderilerek bilirkişi listesindeki uzman bilirkişiden raporu aldırılmış, senet altındaki imzanın davacıya ait kendi eli ürünü olmadığı saptanmıştır. Bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun, denetime elverişlidir. Bu durumda davacının senetten sorumlu tutulması doğru değildir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.156,60 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 789,15 TL’nin mahsubu ile 2.367,45 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı gider avansından kullanılan 18,00 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan tutarın istek halinde iadesine,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.28/03/2022