Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2104 E. 2022/899 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2104
KARAR NO : 2022/899
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2019
NUMARASI : 2017/340 Esas, 2019/991 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/06/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2019 tarih, 2017/340 Esas, 2019/991 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Zeki Eker ve Zeki Aksu ile birlikte adi ortaklık kurarak dava dışı Çandarlı Resort Tic. AŞ.’nin yaptıracağı otellerin arıtma, proje ve imalatları, pis su katı atık ana kollektör hatları, proje imalatları işini aldıklarını, daha sonra sözleşmeye uygun olarak bu işi kurdukları MZZ İnş. Ltd. Şti’ne devrettiklerini, ancak daha sonra dava dışı şirket tarafından sözleşmenin fesih edilmesi üzerine davalı şirketin 700.000 Euro alacağı hususunda dava dışı şirketle anlaştıklarını ve bu alacağı teminen dava dışı şirket adına kayıtlı taşınmaza Zeki Eker adına ipotek konulduğunu, dava dışı şirketin 700.000 Euro borcunu ödememesi üzerine ipoteğin paraya çevrildiğini ve bu paraya çevirme işlemi sonucunda tahsil edilen 2.626.078,36 TL.’nın davacı Zeki Eker ve Zeki Aksu arasında paylaşıldığını, ancak bu paranın şirket kayıtlarına intikal ettirilmemesi sebebiyle şirkete ileride kesilebilecek vergi ve sigorta cezalarından dolayı müvekkilinin sorumlu tutulma ihtimali bulunduğundan, davalı şirketin feshine, kabul edilmediği takdirde ayrılma akçesi karşılığında müvekkilinin ortaklaktın çıkmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, davanın zamanaşımına uğradığını, icra müdürlüğünden tahsil edilen paranın şirket ortakları arasında paylaştırıldığını, şirketin haklı nedenle feshi koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini ayrıca davacının 21/07/2016 tarihli protokol uyarınca kendi payını aldığı kabul edilerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacının ileri sürdüğü şirkete yapılan ödemenin şirket kasasına kaydedilmediği ve dolayısıyla vergi cezasına muhatap kalacakları iddiası, kendisinin de imzaladığı 21/07/2016 tarihli protokol uyarınca paranın şirket kasasına aktarılmamasına rıza göstermesi nedeniyle hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilerek şirketin feshi için haklı neden olarak kabul edilmediği, davalı taraf, davacının çıkmasına karar verilmesini talep ettiğinden davacının terditli olarak talep ettiği şirket ortaklığından çıkmasına izin verildiği, davacı vekilinin, Bursa 8.İcra Müdürlüğünün 2014/12620 esas sayılı dosyasına 2.626.078,36 TL yatırıldığı, ortaklara 2.137.000,00 TL ödendiği, avukatın 85.131,10 TL tutarında serbest meslek makbuzu kestiği, aradaki 403.947,26 TL’nin kayıp olduğu iddiası doğru olsa bile, bu iddianın bu dava da incelenemeyeceği, zira kaybolduğu iddia olunan bu paranın şirket parası olup, şirket genel kurulunda ilgililer hakkında sorumluluk davası açılmasına kararı alındıktan sonra ilgililere karşı açılacak sorumluluk davası sonucunda şirket kasasına girdikten sonra davacının çıkma payı olarak hesaba katılabileceği, bu paranın bu aşamada davacının çıkma payına dahil edilemeyeceği, davalı şirketin, ortakların 21/07/2016 tarihli protokol ile paylaştıkları para haricinde şirketin başka bir malvarlığı olmadığından davacıya ayrılma akçesi verilemediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirket ortaklığından çıkma talebinin kabulü ile, davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; duruşma zaptına da geçen beyanları ile, protokoldeki imzanın davacıya ait olmadığını beyan ettikleri, bu hususta ilk derece mahkemesi tarafından hiçbir inceleme yapılmadığını, inkâr olunan imzanın davacıya aidiyetinin kabulü üzerinden hüküm kurulduğu, ilk derece mahkemesinin davalı şirketin tasfiyesi taleplerinin reddinin yegâne gerekçesinin bu husus olduğu, bu nedenle imza inkârının değerlendirilmemesinin eksik inceleme oluşturduğu, icra dosyasına yatan 2.932.791,29 TL. satış bedeli, bu bedelden yapılan harç ve vergi kesintileri neticesi ise Zeki Eker vekili tarafından dosyadan tahsil edilen 2.626.078,36 TL. ödemenin öncelikle şirket kasasına aktarılıp paylaşım yapılmaması, 403.947,26 TL.lik bedelin Zeki Eker vekilinin zimmetinde olduğunun hukuken sabit olması, bu bedelin akıbetinin bilinmemesi, davacıya bilgi de verilmemesi, müvekkilin doğmuş-doğacak amme borçlarından (Vergi/KDV/SGK) hissesi nispetinde mesüliyetinin söz konusu olması karşısında, davalı şirket ortakları arasında, en azından müvekkil yönünden bir inancın ve güven duygusunun kalmadığı, bilirkişi raporuna rağmen ayrılma akçesi yönünden inceleme ve hesaplama yapılmadığı gerekçeleriyle istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK. 531 maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin feshi ve tasfiyesi, olmadığı takdirde şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ayrılma akçesinin verilmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3. maddesine göre; haklı sebeple limited şirketin feshi istenildiğinde, mahkemece istem yerine, davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilebilir.
Taraflar arasındaki ihtilaf davalı şirketin fesih ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği ile davacının şirket ortaklığından ayrılması için haklı sebeplerin olup olmadığı hususundadır.
Davacı … ortaklar arasında paylaşılan paranın şirkete iade edilmesi gerektiğini ve daha sonra şirketin feshi yada ayrılma akçesi ödenerek şirketten çıkarılmasını talep etmektedir.
Davalı taraf ise; davacının şirkete sermaye koymayı taahhüt ettiği sermayeyi koymadığı, şirket ortaklarından Zeki Eker tarafından 02.12.2011 tarihinde davalı şirket hesabına nakden 100.000,00 Euro, diğer şirket ortağı Zeki AKSU tarafından da yine aym tarihte(02.12.2011) 100.900,00 Euro sermaye koyma borcunu şirket hesabına yatırdığı, aynı gün 02.12.2011 tarihinde dava dışı Çandarlı Resort Turizm Yat. Tic. A.Ş. hesabına şirket hesabından 200.000,00 Euro sözleşme gereği ödendiği, davacının haklı sebeplerin varlığı iddiasıyla şirketin feshine karar verilmesi isteminin ortada haklı bir sebep bulunmayışı ve davacı tarafça bu iddiasını ispata yarar hiçbir delil ibraz etmemiş olması sebebiyle reddedilmesi gerektiği bununla birlikte davacı tarafın şirket ortağı olması hasebiyle şirket sermayesine katması gerektiği ortaklık/sermaye payını yatırmamış olmasından dolayı ve buna rağmen kendi ikrarında bulunan 21.07.2016 tarihli protokol doğrultusunda kendisine ödenen bedel nazara alınatak şirketten ayrılma akçesi ödenmeksizin çıkarılmasına karar verilmesini talep etmektedir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına izin verilmesine karar verilmiş olup bu husus iki tarafında kabulündedir.

Dosyanın incelenmesinde; dava dışlı Çandarlı Resort Turizm Yatırım Tic.A.Ş . ünvanlı şirkete ait taşınmazlar üzerinde beş yıldızlı oteller ve birinci sınıf tatil köyleri arıtma proje ve imalâtları, pis su ve katı atık ana kollektör hatları proje ve imalâtları hususunda …, Zeki Eker ve Zeki Aksu adi ortaklığı ile 24.11.2011 tarihinde yazılı eser sözleşmesi düzenlemiş,
Sözleşmede ”adi ortaklık kurucuları şirket oluşturdukları takdirde iş bu sözleşmeyi şirkete devir hakkına sahiptirler ” maddesinin mevcut olduğu,
Bu madde nedeni ile ortakları davacı ve davalılar olan olan MZZ İnşast Taahhüt Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kurulmuş, 29.11.2011 tarihinde ticaret siciline tescil edilen şirkette ortaklık payının her ortak toplam 1.200.000 TL’lik sermayenin 400.000 TL’sini eşit olarak taahhüt ettikleri, 24.11.2011 tarihli sözleşme hükmü uyarınca sözleşme, davalı MZZ İnşaat Taahhüt Turizm San. Ve Tic.Ltd.Şti. nin kurulmuş olması nedeni ile iş bu şirkete devredildiğine ilişkin dosya içeriğinde somut yazılı bir sözleşme bulunmamasına karşın her iki taraf da sözleşmenin şirkete devredildiği hususunda mutabık oldukları, sözleşme nedeni ile 200.000 Euro bedel davalı şirket hesabından dava dışı şirkete ödenmiş, Dava dışı iş sahibi Çandarlı Resort Turizm Yatırım Tic.A.Ş. yatırım kararından vazgeçmesi üzerine adı geçen şirket ile …, Zeki Eker ve Zeki Aksu 05.03.2014 tarihinde “Borç Kabulü ve Ödenmesine ilişkin Protokol” düzenlemiş, söz konusu protokolde 700.000 Avro borcu olduğu, bu borcu teminen dosyada ayrıntıları belirtilen İzmir-DikiliÇandarlı-Pafta:5- Parsel:4948’deki taşınmazın ipotek verileceği, ipotek lehtar(larının) …, Zeki Eker ve Zeki Aksu olduğu, ancak bunlardan herhangi birinin eksikliğinin ipotek verilmesine engel teşkil etmediği her birinin (alacaklının) buna rıza gösterdiği, ipotek tesisi esnasında hepsinin bulunmasının gerekip gerekmemesinin iç ilişki ile ilgili olduğu, ipotek tesisi esnasında üç kişiden birinin eksikliği gerekçe gösterilerek Çandarlı AŞ’den diğer (lerinin) talepte bulunmayacağı kararlaştırılarak Zeki Eker lehine tesis edildiği,
…, Zeki Eker ve Zeki Aksu’nun isminin yer aldığı 21.07.2016 tarihli Protokol’e ise göre, Bursa 8. İcra Müdürlüğümün 2014/12620 Esas sayılı dosyaca ipoteğin paraya çevrilmesi işlemi neticesi elde edilen 2,137.000,00-TL tahsilatın şirket ortaklarında bildirecekleri hesap numaralarına harcamalardan sonra Zeki Aksu 864.000 TL, Zeki Eker 766000 TL ve … 406.000 TL almayı kabul etmiştir. Ortaklar bu hususta birbirlerini gayri kabili rücu olarak ibra etmişlerdir. Ancak Muhammed Üzüm, dosya içeriğinde örneği sunulan protokol’deki imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmektedir.
Ancak davacı, dosya içeriğinde örneği sunulan protokol’deki imzanın kendisine ait olmadığını beyan etmiş olmakla birlikte kendisine para gönderildiğini inkar etmemekte alınan paranın tümünün MZZ Ltd. Şti.ye iade edilmesini talep etmekte ve kendininde aldığı parayı şirkete iade etmeyi taahhüt etmektedir. Söz konusu protokoldeki imzanın …’e ait olup olmadığının tespitinin dosyaya herhangi bir yenilik kazandırmayacağının açıktır.
Ortakları …, Zeki Eker ve Zeki Aksu olan davalı şirket esas sözleşmesi incelendiğinde şirketin amacı inşaat taahhüt etmek ve turizm alanlarında faaliyet göstermek şeklinde belirlenmiş ve şirket süresi 99 yıl olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla Şirket esas sözleşmesine göre, sözleşmede gösterilen konular çerçevesinde 99 yıl için kurulmuştur. Diğer bir ifade ile şirket, şirket sözleşmesine göre somut bir taahhüt/iş üzerine kurulmamıştır. Bu durumda şirketin bir ortak tarafından fesih ve tasfiyesinin yada şirketten çıkarılmasını isteyebilmesi için haklı nedenin olması gerekir (TTK. 531, 636/11 N)
Dosya kapsamında ortalar arasındaki tek ihtilaf konusu Çandarlı A.Ş. ile yapılan protokolden elde edilen bedelin şirkete iade edilip edilmemesidir. Bunun dışında ortaklar arasında bir ihtilaf tespit edilmemiştir. Söz konusu ihtilafın haklı neden olarak nitelendirilemeyeceği açık olup bu hususta mahkemenin değerlendirme ve tespitlerinde hukuki yönden isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak ortaklıktan çıkmaya izin verilen davacının ayrılma akçesinin hesaplanması gerekir.Şirket ortaklığından çıkan ortağın ayrılma payının hesaplanmasında şirket malvarlığının rayiç değerlere göre haklar hesaplanması gerekir. Tarafların geçmişte yapmış olduğu anlaşma ve satışlar değer tespitinde esas alınamaz. Taşınmazların rayiç değerleri belirlenirken özellikle emsal taşınmazların serbest piyasadaki fiyatları belirlenerek dava konusu gayrimenkul ile kıyaslama yapılmak suretiyle şirket gayrimenkullerin serbest piyasadaki rayiç bedeli belirlenmelidir.

Yerel mahkeme tarafından yukarıda açıklanan ilkeler ve yine usuli kazanılmış haklar göz önüne alınarak davacının ayrılma akçesinin hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme ile davacıya 21/07/2016 tarihli protokol ile paylaştıkları para haricinde şirketin başka bir malvarlığı olmadığından bahisle ayrılma akçesi verilemeyeceği kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/06/2019 tarih, 2017/340 Esas, 2019/991 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.16/06/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır