Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2052 E. 2022/623 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2052
KARAR NO : 2022/623

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2019
NUMARASI : 2017/893 E. 2019/729 K.
ALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 29/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/04/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/05/2019 tarih, 2017/893 esas, 2019/729 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin olduğunu, davaya konu 01/01/2017-31/12/2017 tarih aralıklı cari hesap ekstresi borcu ödenmesi amacıyla davalı tarafa ihtarname gönderildiğini, davalının borcu ödemediğini bunun üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; ihtarnameyi tebliğ alan müvekkilinin davacının ihtarına cevap verdiğini, ve ihtarname ekindeki faturayı davacı tarafa göndererek alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcu olmadığını beyan ettiğini, davacı tarafından müvekkiline kur farkı faturası kesildiğini, teklif formlarında da görüleceği üzere kumaşların metresine dolar cinsinden fiyat verildiğini, yabancı para üzerinden yapılan alım atımlarda Vergi Usul Kanunun hükümleri gereğince faturaların Türk Lirası üzerinden düzenlenme zorunluluğu bulunduğundan faturalarda belirtilen yabancı paranın Türk Lirası karşılığı kur farkı gözetilerek fatura tarihlerinde ödeme yapıldığını, daha sonra Türk Lirası ile ödeme yapılması durumunda kur farkı istenebileceğini, bu nedenle müvekkili tarafından düzenlenen kur faturasının gerçek dışı olduğunun iddia edilemeyeceğini, kesilen kur farkı faturalarınnı davacı tarafından ticaridefterlere işlenmediğini, bu nedenle müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacıya hiçbir şekilde hiçbir borcu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, “taraflar arasında davalının davacıya kumaş sattığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacı, davalıdan aldığı kumaşlara fazla ödeme yaptığını iddia etmediği, davalı ise kendileri tarafından düzenlenen 48.591,00-TL’lik kur farkı faturasını davacı tarafından ticari defterlerine işlenmediği, davacı tarafa herhangi bir borçları olmadığını ifade ederek icra takibine itiraz etmektedirler. Teklif formunda kur farkı istenebileceği yazılıdır. Ancak yapılan anlaşma gereğince kur farkı faturasının her ay sonunda kesilmesi gerekirken bu hususa riayet edilmemiştir. Davalı taraf ihtarnamenin gönderilmesinden sonra tek bir kur farkı faturası düzenlemiştir. Bilirkişi raporu incelendiğinde davacı tarafından yapılan ödemelerin çekle yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu mal bedeline karşılık TL üzerinden düzenlenen çekler verilmiştir. Çek bir ödeme vasıtası olup, ibrazında tahsil imkanı bulunduğundan verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek çek bedellerinin taraflarca kararlaştırıldığının ve döviz üzerinden çek düzenlenmesi mümkünken TL olarak çek alan davalının artık kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 19. H.D.’nin 2013/14587 Esas-2013/17996 Karar ve Yargıtay 19. H.D.’nin 2012/13201 Esas-2013/4324 Karar sayılı ilamları) Bu nedenlerle davacının davalıdan 53.283,61-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla mahkememizce aldırılan kanaat verici bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın davanın kısmen kabulü ile; davalının Bursa 2.İcra Müdürlüğü’nün 2017/5701 esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 53.283,61-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20’si üzerinden hesaplanan 10.656,72-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı tarafın Beyoğlu 8. Noterliği 09.02.2017 tarih ve 2817 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 53.283,61 TL alacağın ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin Bursa 19.Noterliği 01.03.2017 tarih ve 2632 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının ihtarına cevap verdiğini ve ihtarname ekinde 08.02.2017 düzenleme tarihli A 007795 seri nolu 48.951,00 TL bedelli faturayı (kur farkı faturası) davacı tarafa gönderdiğini, kur farkı faturasının USD ticari satışlar gereği ortaya çıkan kur farkının sonucu olduğunu, sunulan teklif formlarında verilen siparişlerin kaç metre olduğunu ve birim fiyatının net şekilde belirlendiğini, yabancı para üzerinden düzenlenen 15/12/2016tarihli faturanın davacı ile müvekkilinin kur farklı olarak çalıştığını ortaya koyduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı incelemeye dayandığını, müvekkilinin vadeli ödemeli TL çeki kabul etmesinin hak kaybına neden olmayacağını, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, kur farkını ödeyeceğini söyleyerek müvekkilini oyaladığını ve kur farkı faturasınnı defterlere işlemeyerek kendisinin alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davacının mükerrer ödeme yaptığı iddiasının doğru olmadığını, kur farkı borcu olduğunun bilerek yapılan ödeme olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, davalı şirket ile aralarında ticari ilişkin bulunduğunu, cari hesap ektresi nedeni ile 53.283,61 TL alacağın tahsili için icra takibi yaptığını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, davacının gönderdiği ihtarname karşılığında 48.951,00 TL bedelli kur farkı faturasının davacı tarafa göndererek borçlu olmadıklarını ihtaren bildirdiklerini, davacının karşı ihtarnamesi ile kur farkı faturasını iade ettiğini, mükerrer ödemelerden kaynaklı cari hesap alacağı olduğunu iddia ettiğğini, taraflar arasında ticaretin yabancı para üzerinden yapıldığını, yabancı para üzerinde yapılan alım satımlarda faturanın Türk parası üzerinden düzenlendiğini, faturalarda belirtilen yabancı paranın TL karşılığının kur farkı gözetilerek fatura tarihinden sonra TL olarak ödeme yapılması durumunda kur farkının istenebileceğini, bu nedenle davalı tarafından kur farkı faturasının düzenlendiğini belirterek, davacıya herhangi bir şekilde borçlu olmadıklarını savunmuştur.
Tarafların kabulünde olan sipariş formlarında kumaşların birim fiyatı USD olarak belirlenmiştir. Ayrıca form altında “fatura kesim tarihinde Merkez Bankası günlük döviz satış kuru dikkate alınarak kesilir. Ödeme tarihindeki TCMV döviz kuru üzerienden TL olarak ödenir. Kur farkı ödemenin yapıldığı ay sonunda taraflarca kesilir. Faturanın KDV si TL tutulur. Vade gününde TL olarak ödenir.” şeklinde belirtilmiştir.
Her ne kadar kur farkı faturası ödemelerinin yapıldığı ay sonlarında kesilmesi gereken faturalar ise de davalı tarafın 08/02/2017 tarihli kur farkı faturası düzenlediği anlaşılmış ise de; bilirkişi tarafından fatura tarihlerine göre USD fiyatları üzerinden hesaplama yapılması gerekir. Bunun haricinde satış döviz üzerinden olduğundan, TL olarak yapılan ödemelerde ödeme tarihindeki dövize çevrilerek borcun ödenip ödenmediği bu şekilde hesaplanması gerekir. Buna göre yetersiz bilirkişi incelemesine dayalı verilen karar yerinde olmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/05/2019 tarih, 2017/893 esas, 2019/729 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza