Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2026 E. 2022/549 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2026 – 2022/549
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2026
KARAR NO : 2022/549

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 18/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/07/2019 tarih, 2017/1629 esas, 2019/1113 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Y-70724349 poliçe nosu ile Akişyeri Paket Sigorta poliçesi yaptıran sigortalı … Danışmanlık Kimya Müh. Ürt. Dent. San. Ve Tic. Ltd. Şti’ne ait cihazlarda 10/10/2016 tarihinde hasar meydana geldiğini, 7-8 Ekim 2016 trihnide elektriklerin sürekli kesilip gelmesi neticesinde, eksper raporuna ve makine ve elektrik mühendisi yeminli bilirkişilerden alınan uzman görüş raporuna göre, sigortalıya ait twinset marka elasteks 1800 model 3 adet dijital kumaş baskı makinesi üzerinde yer alan ana kart ve bağlı kafa kartı ile kafa olarak tanımlanan hareketli parçaların hasar görerek makinelerin devre dışı kalmalarına yol açtığını, makineler üzerinde yapılan incelemeye göre elektrik tesisatının kulanım amacına uygun çekildiğini, koruyucu devre elemanlarının takılı olduğunun tespit edildiğini, ücret karşılığı hizmet veren Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş’nin yükümlendiği hizmet gereği abonelerine temiz güvenli kaliteli ve sürekli enerji sağlamakla yükümlü olduğunu, zarar öncesi ayın 7’si ve 8’inde birçok defa elektrik kesintisi meydana geldiğini, bilirkişilerce yerinde yapılan incelemede davalı kurumun yeterli dikkat ve özeni göstermediğini, şebeke kaynaklı ani gerilim değişimi nedeniyle meydana gelen arızada tam kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, hizmet kusuru nedeniyle kuruma müracaat edildiğini ancak olumlu netice alınamadığını, sigortalının poliçedeki muafiyetleri düşüldükten sonra 10/11/2016 tarihinde toplam 44.781,00 TL ödeme yapıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve haklar saklı kalmak kaydıyla 34.086,00 TL hasar bedelinin ödeme tarihinden itiraben avans faizi, ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davadışı …’ya ait cihazlarda meydana gelen hasar ile müvekkil şirket tarafından sağlanan elektrik hizmeti arasında illiyet bağı bulunmadığını, söz konusu illiyet bağını ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı tarafnıdan ispata elverişli herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığını, bu sebeple meydana geldiği iddia edilen zarar sebebiyle müvekkili şirketten talepte bulunulmasının hukuken olanaksız olduğunu, müvekkili şirket tarafnıdan sağlanan elektrik hizmeti kapsamına herhangi bir voltaj dalgalanması meydana gelmediğinden, dava konusu hasar ile ilgili müvekkil şirketin sorumlulğunun bulunmadığını, davadışı … tarafından voltaj dalgalanması sebebiyle oluştuğu iddia edilen hasara ilişkin 21/12/2012 tarihli ve 28504 sayılı resmi gazetede yayınlanan elektrik piyasası dağıtım yönetmeliği süre içinde müvekkili şirkete herhangi bir başvurada bulunulmadığını, müvekkili şirketin elektrik dağıtım alanında faaliyet göstermekte olup, sunduğu hizmetten ileri gelen tüm yükümlülük ve sorumluluklarını gereği gibi ifa ettiğini, belirterek haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak ikame edilmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, yapılan keşif sonucu düzenlenen ve mahkemece de yeterli bulunan bilimsel denetlenebilir ve gerekçeli bilirkişi kurul raporuna göre, 10.10.2016 tarihinde elektrik kesintisi olduğu ancak voltaj dalgalanmasının tespiti için gerekli olan EPDK mevzuatına dayalı şekilde aktarılan yerleşik uygulama gereği AG seviyesinde ölçüm cihazı üzerinde alınmış şeffaf ve denetime açık teknik kalitesinin sağlandığnıı gösteren dijital ölçüm sonuçlarının davalının sunduğu veriler içerisinde olmadığı, işyerinin küçük ölçekli üretim kapasitesine sahip bir işletme olduğundan ayrıca trafoya ihtiyaç duyulmadığı, arızanın nedeninin elektrik hattındaki dalgalanmadan kaynaklandığı, yapılan ödemenin gerçek zarara uygun olduğu mevcut ekspertiz raporu fatura ve belgelere dayalı olduğu belirtildiğinden bu şekilde hukuken geçerli ve kuvvetli delil olarak kabul edilen ekspertiz raporu ile uyumlu bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasında haklı olduğu, sigorta şirketinin sigortalısına ödediği zarar miktarı için kusurlu olan davalı şirkete rücu edebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne, 34.086,00TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 10/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmeti kapsamında herhangi bir voltaj dalgalanması meydana gelmediğinden, var olduğu iddia edilen hasar bakımından müvekkili şirketin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, müvekkil şirket tarafından işletilmekte olan dağıtım şebekesindeki tüm çalışmaların yazılı ve dijital ortamda itina ile kayıt altına alınmakta olduğunu, dava dışı sigortalının şikâyette bulunduğu tarih ve bölgede herhangi bir arıza kaydı ve/veya voltaj dalgalanması tespit edilmediğini, nitekim diğer aboneler tarafından müvekkil şirkete herhangi bir arıza ihbarının da söz konusu olmadığını, yasal süresi içerisinde müvekkil şirkete başvurulmadığından, olay yerinde ve ilgili tesisat üzerinde yapılabilmiş detaylı ölçüm, gözlem ve değerlendirme bulunmadığını, davacı tarafın iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğunu, yalnızca … şirketinin kesintiden kaynaklı zararının mevcut olduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını, şirket tarafından sağlanan elektrik hizmetinde hiçbir aksama olmadığı dikkate alındığında, dava konusu hadise bakımından müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmayacağını bilirkişi raporunun detaylı inceleme gerçekleştirilmeksizin tanzim edilmiş ve dolayısıyla hatalı kanaat içerdiğini, somut bulgulara dayanmadan, incelemenin dayanağı olabilecek nitelikte teknik bilgi ve belgeler belirtilmeden hazırlanan bilirkişi kök ve ek raporunun hükme esas alınmasının ve bu doğrultuda karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu hasarın meydana geldiği iddia edilen fabrikada voltaj düzenleyicisi bulunduğunu, voltaj dalgalanması neticesinde ilgili cihazda hasar meydana gelmesinin teknik açıdan mümkün olmadığını, 24.10.2016 tarihli ekspertiz raporu (“Ekspertiz Raporu”) ile Uzman Görüşü incelendiğinde, dava konusu zararın meydana geldiği yerde dava dışı … şirketinde elektrik güç tesisini temin için “regülatör” isimli cihazın yer aldığının açıkça görüldüğünü, müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, regülatör olması nedeniyle müvekkili şirketin fiili ile meydana geldiği iddia edilen zarar arasındaki illiyet bağının kesilmiş olduğunu, hasara ilişkin olarak NBA tarafından 12.10.2016 tarihinde düzenlenen servis raporunda; her bir makinede baskı kafası, kafa kartı ve ana kartın hasarlı olduğu ve her bir makinede meydana geldiği iddia edilen zararın sebebi “kısa devre” olarak belirtildiğini, ancak Uzman Görüşünde ise hasarın “şebekede göz açma-kapama süresinde meydana gelmiş bir dalgalanma” olarak gerçekleştiğinin belirtildiğini, iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte, teknik inceleme neticesinde açma-kapama süresinde kısa devre gerçekleşemeyeceği, dolayısıyla iddia edilen hasarın müvekkili şirketten kaynaklanamayacağının açık olduğunu, dava konusu hasarın meydana geldiği makinelerin çalışmasında gerekli önlemlerin alınması gerektiğini, bu hususta gerek tanzim edilen bilirkişi raporunda gerekse davacı tarafın esas aldığı Ekspertiz Raporu ile Uzman Görüşünde söz konusu gerekliliklerin yerine getirilip getirilmediğine ilişkin değerlendirme bulunmadığını, hareketli parçalar olan metal şaseli makineler üzerinde statik elektrik depolanması meydana geldiğini, Makine isimlerinde geçen “PIEZZO” kelimesinden de anlaşılacağı üzere, küçük statik elektrik yüklerinin doğrusal yönlendirilmesi yöntemi ile çalışan bu tip makinelerde topraklama ve stabil kaynak geriliminin hayati önem taşıdığı, anılan tetkikler yapılmaksızın müvekkili şirkete kusur izafe edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırılık teşkil edeceğini, Davacı tarafın sürekli elektriğin gidip geldiğine yönelik iddiaları ile aynı tarihlerde herhangi bir arıza kaydı ihbarının mevcut olmaması göz önüne alındığında, iddia edilen elektrik kesintisinin davacıdan kaynaklanan sebeplerle meydana gelen dahili arızaya işaret ettiğini, ek bilirkişi raporunda ne iç tesisatın kalan kısmına ve üzerinde bağlı olan diğer yüklere ne de iç tesisatın akım gerilim yönünden kesit koruma elemanı uygunluklarına ve topraklama ölçümlerine ilişkin herhangi bir değerlendirme gerçekleştirilmediğini, söz konusu raporda hasar gören makinelerin ups üzerinden beslenmiş olduğunun belirtildiğini, ancak söz konusu ups’lerin hasar gören makineler için olması gereken “fast online-inverter” tipinde olup olmadığı, çökme grafiklerinin makine ihtiyaçları ile uyumlu olup olmadığının incelenmediğini, dava dışı … tarafından voltaj dalgalanması neticesinde oluştuğu iddia edilen hasara ilişkin olarak, müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, müvekkil şirketin yürütmekte olduğu elektrik dağıtım faaliyeti uyarınca üzerine düşen tüm sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, söz konusu hizmetin ifası sırasında hiçbir kesinti veya arıza meydana gelmediğini, dosyada mübrez beyan ve belgeler gereği gibi değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile tanzim edilen bilirkişi raporunun hükme esas alınarak müvekkil şirket aleyhine hüküm kurulmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; davacı sigorta şirketinin sigortalısına “Akişyeri Paket Sigorta Poliçesi” nedeni ile ödediği hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, bağımsız ekspertiz raporu ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile ekspertiz raporu kapsamındaki yazılı tespitler ile yetkili servis kayıtlarında yer alan bulgu ve arızalı parçayı tamir sürecinde yapılan işlemlerde izlenen metodoloji birlikte değerlendirildiğinde teknik olarak doğru ve kabul edilebilir olduğun görüş ve kanaatine ulaşıldığı, hasarın giderilmesi sürecinde ekspertiz raporu kapsamında faturalarda yer alan malzemelerin piyasa rayiçleri bakımından makul değerlerde olduğunun belirlendiği, yine davalı UEDAŞ tarafından, abonenin enerji satın aldığı dağıtım hatları üzerinde hasar tarihi itibariyle müsaade edilen sınır değerlerin üzerindeki voltaj değişiminin olmadığını her türlü kuşkudan arındırılmış şekilde gösteren teknik veri niteliğindeki kalite ölçüm analizörlerinin (sarkıt ve dikit) gerilim çökme ve sıçrama değer ve grafiklerinin ölçüm kayıtları yerine 15 dakikalık aralıklarla ölçülen gerilim değerleri gönderildiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır. Toplanan delillere göre, makine kırılma poliçesine konu elektronik parça hasarının davalı şirkete ait dağıtım şebekesinden kaynaklanan ani voltaj değişimi olduğunun ve voltaj dalgalanması nedeniyle arızalandığının tespit edilmesine, yine teknik servis raporunda, cihazın sensöründeki arızanın voltaj değişiminden kaynaklandığının belirtilmesine ve davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğunun kabulüne yönelik yerel mahkeme kararı ve gerekçesi yerindedir.
Her ne kadar davalı taraf husumet itirazında bulunmuş ise de; elektrik dağıtımının davalı tarafından yapıldığı nazara alındığında davalının husumet itirazı yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.328,41 TL istinaf karar harcından peşin alınan 582,10 TL’nin mahsubu ile 1.746,31 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.