Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1981 E. 2022/521 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1981 – 2022/521
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1981
KARAR NO : 2022/521

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

B
DAVANIN KONUSU : İpotek
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/02/2019 tarih, 2016/750 esas, 2019/256 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili 85 yaşındaki Osman Yanık’ın yaklaşık 10 yıldır kendisini ve işlerini idare edemeyecek durumda sağlık sorunları olduğunu, bu nedenle Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/56 sayılı dosyasında kendisine vasi tayi edildiğini, davalı banka tarafından hazırlanan 925.529,79 TL bedelli hesap kat ihtarnamesinin Beşiktaş 26. Noterliğince düzenlenen 15956 yevmiye nolu ihtarnamesi ile Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Doğanevler Mah. H22D02B1 A Pafta, 587 ada, 9 parsel 1. cilt 26 safyada kayıtlı 6606,20 m2 miktarlı tarla niteliğindeki taşınmaz üzerine davalı banka lehine 900.000,00 TL bedelle 16/11/2012 tarihli ipoteğin tesis edildiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin ayırt etme gücünün bulunmadığı gibi, okuma yazma bilmediğini, ipotek sözleşmelerinde eşinin rızasının bulunmadığını, dava konusu ipotek işleminin Ür. Hay. Gıda ve San. Ltd. Şti.’nin, davalı banka ile aralarındaki ilişkiye istinaden üzerine 120.000,00 TL taşınmazın üzerine 900.000,00 TL gibi fahiş ipotek tesis edildiğini belirterek, kısıtlı müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, ipoteğe istinaden icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davalı banka lehine taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; açılan davayı kabul etmediklerini, davacıya vasi tayinine karar veren Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/56-2016/595 E/K sayılı ilamın kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığını, davanın açılabilmesi için öncelikle bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, davacının ipotek tesis tarihinde rahatsız olduğunu gösterir hiçbir yazılı belge bulunmadığını, vasi atanması talebinin yeni olmasının , davacının ipoteğin tesis edildiği tarihlerde sağlıklı ve aynı zamanda temyiz kudretine sahip olduğunun açık göstergesi ve tek başına kanıt olduğunu, eş rızası ile ilgili olarak ileri sürülen hususuların huzurdaki dava ile hukuki bağının olmadığını, ipoteğin dava dışı … Market Nakliyat Et ve Et Ür. Hay. Gıda ve San. Ltd. Şti nin açılmış ve açılacak bütün kredilerin doğmuş ve doğacak bütün borçlarının teminatı olarak tesis edildiğinden ayrıca ipoteğin süreli olarak tesis edilmediğinden davacının, dava dışı şirkete açılan bütün kredi borçlarından sorumlu olduğunu, müvekkili bankanın davacının kendisine bildirim yapma zorunluğunun bulunmadığını belirterek haksız ve yersiz davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporundan davacının ipotek tesis tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşıldığından davacının ipotek tarihinde fiil ehliyetinin olmadığı yönündeki iddiası yerinde görülmediği, davacının okuma yazma bilmediği için ipotek senedinin iki tanık huzurunda imzalatıldığından Noterlik Kanunun 86. ve 87. maddeleri uyarınca yapılan bu işlemin geçerli olduğu, davacının bu yöndeki iddialarının yerinde görülmediği, davacının banka alacağı için taşınmazı üzerinde ipotek yolu ile güvence sağladığı, başkasının borcu için taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiren kişinin temel borç ilişkisinin borçlusu (kefili) haline gelmeyeceği, davacının teminatı kişisel bir teminat olmayıp ayni bir teminat olduğundan eşin rızası alınmadan ipotek tesis işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, ipotek tesis edilen taşınmaz için eşinin rızasına gerek olmadığı, tesis edilen ipoteğin geçerli olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekki davasının reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebinde; mahkemece gerek istem gerek kanıt değerlendirilmesi ve hukuki nitelendirmeler kısmında kötüniyet hata hile sebebine dayanmalarına rağmen adeta bu iddiaların yokmuşcasına usul ve yasaya aykırı olarak eldeki usul ve yasaya aykırı iş bu kararı verdiğini, mahkemece ehliyetsizlik yönünden eksik inceleme yapıldığını, kısıtlının akıl zayıflığının olup olmadığı var ise hangi tarihten itibaren olduğunun araştırılmadığını, ATK raporunda bu yönden eksik inceleme yapıldığını, işlem tarihini kapsar nitelikte olmadığını ikrar ettiklerini, ATK raporunda müvekkilinin demans hastalığının başlangıç tarihinin belirlenemediğini, Adli Tıp Raporları arasında çelişkiler bulunduğunu, bunların giderilmeden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, okuma yazma bilmeyen müvekkili aleyhine ipotek tesis edilmesi nedeniyle 16/11/2011 tarihli ipoteğin yasal şartları taşımadığını, kulakları ağır işiten kısıtlaya okunmadığını, isteğine uygun teyit edilmediğini, kısıtlının eşinin ipotek işleminde rızasının olmadığını, 81 yaşında olan kısıtlının kimin borcuna hangi bankaya kaç yıl süre ile ipotek verdiğini bilmesinin mümkün olmadığını, tapu müdürlüğünce tesis edilmiş ipotek işlemlerinde ipotek sözleşmesinin banka ya da tapu müdürlüklerince düzenlemesi halinde eşin rızasının araştırılması gerekiriken araştırma yapılmadan usulsüz olarak kısıtlı aleyhine işlem tesis edildiğini, kötüniyet, hata, hile iddiasının mahkemece değerlendirilmediğini ve bu konuya ilişkin karar verilmediğini, müvekkilinin davalı tarafın hileli hareketleri ile aldatılarak işlemin yapıldığını, davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkemenni kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Feri müdahil vekili istinaf dilekçesi ile; ipotek işleminin butlan ile malul olduğunu, davacı Osman Yanık’ın okuma yazma dahi bilmediğini, hatırlama güçlüğü gibi sağlık problemleri göz önüne alındığında müvekkillerine daha önce satmış olduğu taşınmaz üzerine limitsiz ipotek tesis etmesi işleminin geçerli olduğunu kabul edebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, ipotek işlemi sırasında geçerli bir sağlık kurulu raporu alınmadığını, noterde düzenlenen ipotek sırasında 81 yasında olan okuma yazma bilmeyen davacının akıl sağlığı ile ilgili rapor alınmadığını, demans ve benzeri hastalıkların yılları sari olarak belirli gelişim hızı bulunan ve hukuki işlem ehliyetini her daim sakatlayabilecek rahatsızlıklar olduğunu, dava konusu işlemden kısa bir süre sonra demans teşhisi konularak vesayet altına alınan davacının bu işlemi yaptığı tarihte akli melelekerinin bu işlemin sebep ve sonuçlarını kavrayamayacağının son derece açık olduğunu, yerel mahkemenhin gerekçesinin ipotek sözleşmesine dair yalnızca şekli bir değerlendirmede bulunduğunu, davacının yaşı ve yapılan işlemin parasal büyüklüğü ile işlemin niteliği itibari ile noterin sağlık raporunun istenip istemeyeceği hususunda herhangi bir değerlendirmede bulunmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekki ile davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili, davacıya ait Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Doğanevler Mah. H22D02B1 A Pafta, 587 ada, 9 parsel 1. Cilt 26 safyada kayıtlı 6.606,20 m2 miktarlı tarla niteliğindeki taşınmaz üzerine davalı banka lehine 900.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini oysa müvekkili Osman Yanık ‘ın ayırt etme gücünün bulunmadığını, işlem tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığını, okuma yazma bilmediğini, ipotek sözleşmesinde eşinin rızası bulunmadığını, ipoteğin dava dışı şirketini davalı banka ile arasındaki ilişkiye istinaden 900,000 TL bedel gibi fahiş ipotek tesis edildiğini, kısıtlının yaşlı hasta kandırılmaya müsait olduğunu ve kredi ala ile banka arasındaki ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını, hata ve hile ile tesis ettirilen ipotek işleminin mahiyetini anlamadığını iddia ederek ipoteğin feshi, ipoteğin fekki ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davacının hakkında Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 23/06/2016 tarih 2016/56 -2016/595 E/K sayılı kararı ile kısıtlama kararı verildiği, oğlu Cemil Yanık’ın vasi olarak atandığı anlaşılmıştır.
Davalı banka ile dava dışı … Market Nakliyat Et ve Et Ür. Hay. Gıda ve San. Ltd.Şti. arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle, davacı Osman Yanık ın adına kayıtlı, Bursa ili, Osmangazi ilçesi, Doğanevler Mah. H22D02B1 A Pafta, 587 ada, 9 parsel 1. Cilt 26 safyada kayıtlı 6.606,20 m2 miktarlı tarla niteliğindeki taşınmazı üzerine 16/11/2012 tarihli ve 34173 yevmiye nolu resmi senet ile; davalı banka lehine 900.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiği, ipoteğin dava dışı şirketin her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçları için tesis edildiği, resmi senedin tanıklar Ayhan Özcan ve Lokman küçükoğlu’nun huzurunda, resmi senedin kendisine okunarak düzenlendiğine tanıklık ettikleri ve bu suretle imzalarının alındığı, davacının da parmak izinin alındığı anlaşılmıştır.
Dava dışı şirketin borcunu ödememesi üzerine bankanın hesap kat ihtarı keşide ettiği ve davacı borçlu ile diğer borçlulara tebliğ yapıldığı, borcun ödenmemesi üzerine banka tarafından eldeki davanın açılmasından sonra asıl borçlu ve davacı hakkında Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2016/9482 Esas sayılı dosya üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından ipoteğin tesis edildiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de; İstanbul Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulundan alınan 05/10/2018 tarih ve 40968900-101.01.02-2018/59683/3599 sayılı adli tıp raporunda; görülmekte olan ipoteğin fekki davası nedeniyle, “akıl hastası olup olmadığı, akıl hastası ise bu hastalığının 16/11/2012 tarihinde düzenlenen ipotek işlemi tarihinde mevcut olup olmadığı, ipotek tarihinde mümeyyiz olup olmadığı” sorulan, Recep oğlu, 1931 doğumlu, Osman Yanık’ın Kurulca 16/08/2017 ve 25/07/2018 tarihlerinde yapılan muayeneleri ve psikometrik değerlendirmeleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede olan (Demans) denilen bunama hali saptandı ise de dava dosyasının tetkikinde Kurulumuzda tespit edilen bu bunama halinin ilk kez Bursa Devlet Hastanesinin 20/01/2016 tarih ve 197/856876 sayılı sağlık kurulu raporunda “Orta demans, orta düzeyde kognitif bozukluk (KDS:12-15). Şahsın akli melekelerinin yetersiz olduğu, hukuki ehliyetinin bulunmadığı, kendi işlerini göremeyeceği, hastalığının kalıcı olduğu, kendisine vasi tayini uygun olduğu” şeklinde belirtildiği, tespit edilen Demans denilen bu akli arızanın klinik, fizyopatolojik ve ilerleyici vasfı dikkate alındığında işlem tarihi olan 16/11/2012 tarihine teşmil ettirilemeyeceği tıbbi kanaatine varıldığı; bu duruma göre Osman Yanık’ın 16/11/2012 tarihinde fiili ehliyetine haiz olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının ipotek tesis tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun anlaşılmasına, davacının okuma yazma bilmediği için ipotek senedi iki tanık huzurunda imzalatıldığından Noterlik Kanunun 86. ve 87. maddeleri uyarınca yapılan işlemin geçerli olmasına göre ve davacının dava dışı 3. Kişi ile banka arasındaki ilişkiden doğan alacak için taşınmazı üzerinde ipotek yolu ile güvence sağladığı, başkasının borcu için taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiren kişinin temel borç ilişkisinin borçlusu (kefili) haline gelmeyeceği, davacının teminatı kişisel bir teminat olmayıp ayni bir teminat olduğundan eşin rızası alınmadan ipotek tesis işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, ipotek tesis edilen taşınmaz için eşinin rızasına gerek olmadığı, tesis edilen ipoteğin geçerli olduğu yönündeki yerel mahkeme kararının ve gerekçesinin yerinde olduğu, davacı tarafın hata -hile iddiasının ispatlanamadığı, anlaşıldığından, davacı vekilinin ve feri müdahil vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre ayrı ayrı esastan reddine karar karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı ve feri müdahil vekillerinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile 36,30 TL’nin feri müdahilden alınarak hazineye gelir kaydına,
Yapılan istinaf giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.