Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1968 E. 2022/453 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1968
KARAR NO : 2022/453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI : 2017/806 E. 2019/718 K.
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2019 tarih, 2017/806 esas, 2019/718 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı borçlu şirketin müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan borcu bulunduğunu, fakat davalı borçlu üstüne düşen edimini yerine getirmediğini ve bu nedenle davalı borçlu aleyhine Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2017/4587 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının ise 25/04/2017 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında davalı şirketin alım ve satım yaptığı ithal ve ihraç mallarının müvekkili şirket tarafından gümrükleme hizmetleri takibi ve dış ticaret rejimi, dahilde işleme ve benzeri konularda müşavirlik hizmeti bağlamında bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalı şirketin muaccel olan borcunu müvekkiline ödemediğini, bu nedenle davalı hakkında cebri icra yolu ile takibe başlanıldığını, başlatılan takibe davalının kötü niyetle itiraz ettiğini, zira borca itiraz ederken borcunu ödediğine dair herhangi bir ödeme belgesi de icra dosyasına sunulmadığını, bugüne kadar karşı tarafın bu borç nedeniyle müvekkiline herhangi bir ödemesi bulunmadığını, bu nedenlerle davalı şirketin haksız itirazlarının reddi ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin ABD kökenli bir firma olduğunu, 1899 yılından bu yana dünyanın birçok ülkesine ambalaj, endüstriyel ürün ve tedarik konusunda geniş bir zincire ve müşteri portföyüne dönüştürülmüş mukavva, taze ve doğal gıda, dondurulmuş ve soğutulmuş gıda, tıraş, ev, çim ve bahçe gibi tıbbı ürünler gibi pazarlarda dünyanın tanınmış birçok markası için ambalaj ürettiğini, müvekkili ile davacı arasında ürünlerin müvekkiline ulaşması konusunda davacının özensiz davranışları nedeni ile davacı ile çalışmasının son bulduğunu, müvekkilinin davacı firma ile son zamanlarda iş ahlakına ve ilişkisine uymayan bir takım sorunların yaşadığını, davacının özensiz çalıştığını, müvekkili firmanın her iki cari hesap bakiyesi bakımından da davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin ödemelerin tamamını gerçekleştirdiğini, bu nedenlerle kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, toplanan delillerden, TTK m. 89. madde anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu yine davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının ticari defterine kaydedildiği, davacı ticari defterlerinde 2017 yılı takip tarihi itibariyle 37.975,41 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde de 2017 yılı takip tarihi itibariyle 297,97 TL davacının alacaklı olduğu, ancak davalının ticari defterlerinde ardiye yansıtma bedeli, demuraj yansıtma bedeli olmak üzere 31/01/2017 tarihinden 14/03/2017 tarihine kadar altı adet toplamda 43.578,46 TL bedelli yansıtma faturalarının düzenlendiği , Uyuşmazlığın , düzenlenen 43.578,46 TL bedelli yansıtma faturaları sebebiyle davacının sorumlu ve borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı, Davalı tarafından bu yansıtma faturalarına ilişkin sunulan belge ve kayıtlarda borçlu olduğunun bilirkişi heyetince tespit edilemediği gibi, bilirkişi heyeti tarafından ticari defterlerin incelenmesi sırasında yansıtma faturalarına dayanak, davacı taraftan sadır olan kayıt ve belgelerin ibraz edilmediği ayrıca taraflar arasında düzenlenmiş davalının alım satımını yaptığı ithal ve ihraç mallarının gümrük işlemleri ve müşavirlik hizmetinin verilmesine yönelik yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı ve yansıtma faturalarından davalının sorumlu olduğuna dair ikrar ve yazılı delilinde bulunmadığından, davacının düzenlenen faturalar ve açık hesap ilişkisi sebebiyle davalı tarafından tek taraflı olarak düzenlenen yansıtma faturalarından sorumlu olmadığı gerekçesi ile; davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalının Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2017/4587 esas sayılı icra takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 43.876,43 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK’nun 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20si olan 8.775,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı lehine kötü niyet tazminatının koşulları oluşmadığından reddine,karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; uyuşmazlığın müvekkili tarafından kesilen son 6 yansıtma faturasından kaynaklandığını, bilirkişi incelemesi yapılırken gümrük iş ve işlemeleri nedeniyle kesilen faturaları içerik bakımından mutat uygulama ve gümrük işlemleri bakımından doğru olup olmadığının araştırılmadığını, bu hususta uzman bilirkişiye atama yapılması gerektiğini, salt faturalarda muhasebesel açıdan deftere işlenip işlenmediği hususunun dava konusu olayın aydınlatılması bakımından yeterli olmadığını, gümrük işleri konusunda yetkili veya akademisyen bilirkişi tarafından aydınlatabileceğini, faturaların içeriğinin tamamen davacının hatasından kaynaklanan ve müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı ardiye ve deburajarı yansımasından kaynaklandığını, davacının daha önceden de yansıtmaları itiraz etmeksizin kabul ettiğini, bu tür işlemlerin taraflar arasında teammül halinde olduğu ve zımmi kabulün varlığı söz konusu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı defterlerinde dahi müvekkilinin takip tarihi itibariyle 37.975,41 TL borçlu olduğunun ortaya çıktığını, davacının söz konusu rakamın 4 katı talepte bulunmasının dahi kayıtlardaki düzensizliği ve haksız kazanç iradesini ortaya çıkardığını, likit bir alacaktan bahsetmek mümkün olmadığından icra inkar tazminata hükmedilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafından, dava dışı üçüncü kişilerden davalının alım satımını yaptığı ithal ve ihraç mallarının gümrük işlemleri ve müşavirlik hizmetinin verilmesi kapsamında davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin kurulduğu, verilen hizmete karşılık, faturaların düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf, davacı firmanın hatalı işlemleri, ya da işi aksatması nedeni ile gecikmeler yaşandığını ve müvekkili tarafından fazladan ardiye vb bir kısım giderler ödemeye başladığını, fazla ödediği kısımları yansıtma faturası olarak davacıya teslimi, ve ticari ilişkinin bu şekilde devam ettiğini, müvekkili tarafından kesilen son 8 faturanın davacı firma tarafından kabul edilmediğini, defterlere işlenmediğini, iade edildiğini, davacı firmaya müvekkili firmanın herhangi bir borcu olmadığını ve iş ilişkisinin bu şekilde sonlandırıldığını savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafça düzenlenen 43.578,46 TL bedelli yansıtma faturaları sebebiyle davacının düzenlenen faturalar ve açık hesap ilişkisi nedeniyle davalı tarafça tek taraflı olarak düzenlenen yansıtma faturalarından sorumlu olmadığı belirtilerek, icra takibine konu 43.876,43 TL alacak yönüyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya içeriğinde hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporu taraf iddia ve itirazlarını karşılar mahiyette olmadığı gibi denetime elverişli ve davayı sonuçlandırmaya yeterli de değildir. Mahkemece davalıya faturalarının içeriği açıklattırılarak, hangi işlem ve eylem sonucu düzenlendiği açıklığa kavuşturulmalı, buna göre; 6100 sayılı HMK. 266. madde ve devamında düzenlenen hükümler gözetilerek, gümrük işlemlerinde uzman bir bilirkişi, sözleşme hukukunda uzman öğretim görevlisi bir bilirkişi ve mali müşavir bilirkişi den oluşan üç kişilik uzman bilirkişi heyeti tarafından inceleme yapılarak; davalı tarafça kesilen yansıtma faturalarının sözleşme ve yasal mevzuata uygun olup olmadığı, yansıtma faturası düzenlenmesinin mutad uygulama haline gelip gelmediği, yansıtma faturalarına konu edilen hususlarda tarafların itiraz ve iddialarını karşılar mahiyette ayrıntılı, denetime elverişli rapor düzenlenerek dosyaya sağlanmasından sonra, tarafların iddia ve savunmalarında ileri sürülen hususlar ve deliller değerlendirilerek mahkemece karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın yerel mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2019 tarih, 2017/806 esas, 2019/718 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
Davalı tarafından yatırılan istinaf karar ilam harcının, istek halinde yatırana iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza