Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/194 E. 2021/494 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :….
KARAR NO :…

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …
TARİHİ : …
NUMARASI : .. E. …K.
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/04/2021
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih, … esas, … sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile tarafların C/H hesap tarzında çalışmayı benimsediklerini, ticari ilişki devam ederken davalı tarafın borçlu duruma düştüğü, mal ve hizmetle ile ilgili yükümlülüklerini geciktirdiği, en son davalıya 2 adet toplamda 50.000,00 TL bedelli çek verdiği, bu çeklerde icra dosyalarında tahsil edildiği, bunun üzerine müvekkilinin davalıdan 64.458,40 TL alacaklı duruma geçtiği, her ne kadar dava dilekçesinde 14.458,40 TL için dava açılmış ise de 50.000,00 TL 2 adet çek bedeli de icra dosyalarında ödenmiş olduğundan; alacak durumunun 64.458,40 TL olduğu, davalıya ödeme yapılan çekler için …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile sonradan takibe konulan icra dosyası olduğu, fazlaya ait haklar ve ıslah talebi saklı tutularak şimdilik 14.458,40 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
Davalı taraf ise, davanın reddini savunmakta, davacının dava açmada hiçbir hukuki yararının bulunmadığını, zira dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacının 50.000.TL’lik çek borcunu ödemediğinin ortada olduğunu, fazlaya ilikin hakalr saklı tutularak dava açılamayacağını, davacıya cari hesap borçları olmadığını 16/02/2016 tarihli ihtarname ile karşı tarafa bildirdiklerini, kendilerinin davacı taraftan alacaklı olduğunu, davacının borcunu ödemekten kaçınmak amacıyla dava açtığını ileri sürmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, çekin asıl ilişkiden mücerret biçimde kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiği, usulsüz tutulduğu ortaya çıkan, birbirini teyit etmeyen ticari defterlerle, çekler yönünden borçlu olmadığının tespitini isteyemeyeceği, bu iddiasını yazılı veya kesin delillerle ispat etmesi gerektiği, 50.000.TL’lik miktar yönünden çek veren satıcının yine bu miktar kadar mal satışından alacaklı olduğunu düşünmek mümkün olmadığı, ispat edilemeyen çek bedelleri nazara alınmaksızın defter kayıtlarında görünen ve davalının gerçeğe aykırı biçimde defterine işlemeyip BA formlarında gösterdiği faturalarla ispat edilen 14.458,40 TL yönünden karar verilmesi gerektiği, bunu aşan miktar yönünden davacının alacak talep edemeyeceği ve zaten bu miktarı aşan usulünce açılmış bir dava olmadığı, ancak muhtemelen bir dalgınlık, karar vermede acelecilik ve kafa karışıklığı sebebiyle sanki takibi davacı taraf yapmış gibi itirazın iptali biçiminde hüküm kurulduğundan bahisle davanın kabulü ile Bursa 19. İcra Dairesinin 2016/2045 sayılı takip dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 14.458,40 TL asıl alacakla sınırlı olmak kaydıyla iptaline, takibin 14.458,40 TL asıl alacak üzerinden devamına, usulüne uygun biçimde açılmış bir dava bulunmadığından fazlaya ilişkin kısımlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davanın hesabın kat edilmesi nedeni ile açılan alacak davası olduğu mahkemenin itirazın iptali gibi düşünerek karar verdiği, davalının nakde sıkışması ve ricası üzerine cari hesaba işlenmek kaydıyla davacının fazladan iki adet 50.000 TL bedelli çek kesildiği ve teslim edildiği daha sonra hesabın kat edilerek davacının fazla ödenen 14.458,40 TL’nin bulunduğu, çeklerin de icra kanalı ile tahsili sonucu 64.458,40 TL fazla tahsil olduğu, davacının mimar olduğu, ticari ilişkilerin gerek proje gerek inşaat kapsamındaki işler ve mallar olduğu, davalının defterleri usulüne uygun tutmadığı, mahkemeden bilgi ve belge sakladığı bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak 64.458,40 TL üzerinden alacaklı olduğunun tespiti istemli istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davanın konusu menfi tespit davası iken itirazın iptali davası gibi karar verildiği, bahsi geçen dosyanın kambiyo takibi olduğu ve borca itiraz ve takibin durması söz konusu olmadığı, davacı …’in borçlu olduğu, davacının ticari defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmadığı ayrıca davalı şirketin cari hesaplarına göre davacının davalıya borçlu gözüktüğü bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmesi istemli istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; açık hesap ilişkisine dayalı alacak istemidir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece aldırılan SMM bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; taraf defterleri usul ve yasaya uygun tutulduğu, davalı tarafından 8 adet fautura maliyeye bildirildiği, bu faturaları davalının defterlere işlemediği, fatura toplamı 51.050,25 TL olduğu, davacının defterlerine göre 64.458,50 TL alacaklı olduğu, 1.500 TL davalı defterlerinde görülmeyen ödemenin belgesinin davacı tarafından sunulması gerektiği, İcra Müdürlüğü dosyasında 15.000 TL miktarlı çek borcunun ödendiği, haciz tutanağında davacı çeklerin hatır çeki olduğunu beyan ettiği, davalı defterlerine göre davacıdan 3.691,72 TL alacaklı olduğu, davalı kayıtlarında yer alan fatura toplamı 14.167,68 TL olduğu aralarındaki hareketin 65.711,93 TL’lik kısmı fatura olması kalan hareketin çek-banka havalesi, çek iadesi ve nakdi ödeme gibi parasal hareketlerden kaynaklandığı, fatura örnekleri ise sunulmadığı, her iki çekin de icra kanalı ile davacıdan tahsil edildiği belirtildiği görülmüştür.
Açık hesap hareketlerine dayalı alacak iddialarında davacı alacak kalemlerine dayanak olan faturadaki malların davalıya teslim edildiğini ispat edecektir. Teslim belgesi ile ispat edilemeyen fatura davalı defterlerinde kayıtlı ise teslim edildiğini göstermektedir. Davalı ise ödeme iddiasını ödeme belgesi ile birlikte ispat edecektir. Ödeme belgesi olmayıp davacı-alacaklının defterinde kayıtlı olan tahsilatların ise ödendiği anlamına gelmektedir.
Buna göre mevcut davada taraf defterleri incelenerek fatura ve ödemeler yönünden defterlerde birbirini teyit edenler yönünden mal satışı yapılmış ve ödemenin yapılmış olduğu kabul edilmelidir. Her iki taraf defterinde birbirini teyit etmeyen satış ve ödemeler ise mal teslimi ve BA-BS formlarına göre inceleme yapılarak teslimin gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmelidir. Ödemeler yönünden ise davalının sunacağı ödeme belgesi, banka dekontu gibi belgeler ile tespit yapılır. Tespit edilen alacak ve ödemeler mahsup edilerek bakiye alacak bulunur. Mevcut davada bilirkişi incelemesi yapılmış ise de davalı defterinde kayıtlı olmayan 9 adet faturanın BA formu ile teslim edildiği tespit edilmiştir. Ancak davalının borcunu arttırıcı işlem olan 1.500 TL’lik makbuz dayanağı tespit edilememiştir. Buraya kadar yapılan işlemler doğru ise de davalı defterinde kayıtlı olan ödemeler davacı defterinde ne miktarda kayıtlı olduğu karşılaştırılarak denetlenmemiş farklı kayıtlar var ise bunlar tespit edilmemiştir. Ayrıca defterlerin içeriğine göre davalı tarafın çek teslim sureti ile ödeme ve tahsilatlar görünmekte ise de çek iadesi ve çıkışı ile ilgili kayıtlar mevcuttur. Bu kayıtlar davacının defterinde kayıtlı değildir. Bu yön itibari ile bilirkişi tarafından inceleme eksik kalmıştır. Bunun yanında dava alacak davası olmasına rağmen itirazın iptali davası gibi karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, istinaf karar içeriğine göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2017 tarih, 2016/230 esas, 2017/1513 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
İstinaf karar içeriğine göre taraf vekilllerinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf karar ilam harcının talep halinde taraflara iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 359/3. maddesine göre, kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 26/04/2021

…..
Başkan
….
e-imza
….
Üye
….
e-imza

Üye

e-imza
….
Katip
…..
e-imza