Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1918 E. 2022/427 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1918 – 2022/427
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1918
KARAR NO : 2022/427

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/03/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/06/2019 tarih, 2018/673 esas, 2019/773 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili, müvekkiline işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı yere, çatıdan su sirayet etmesi sonucu hasar oluştuğunu, hasar bedelinin sigortaya ödendiğini, davalının bina sahibi olarak kusursuz sorumluluğu olduğunu, yapılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sigortalının müvekkilinin kiracısı olduğunu, kiracının kendilerine herhangi bir bildirimde bulunmadığını, bina sahibinin herhangi bir sorumluluğu olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, iki çatı birleşim noktasının yoğun yağmur sırasında yetersiz kaldığı, bina sahibinin yapıdaki bozukluk ve aksaklıktan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, itirazın iptaline, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili, davacı sigortalısının suyun sirayet ettiğini belirttiği çatıda kaynak ve kesme işlemi yaptığını, hasarın sigortalının kendi yaptırdığı çatıdan kaynaklandığını, su sızan çatıda sigortalının 2013 yılında tamirat ve tadilat yaptığını, çatının bir bütün olarak sigortalı tarafından tamir edildiğini, yani tamirat ve tadilat işleri yapılmasa su sızma hadisesinin olmayacağını, tamirattan önce su sızma hadisesinin vuku bulmadığını, sigortalının çatıda tamirat yaptırdığı kişiye rücu etmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, iş yeri sigortasından kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken hususlardandır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava, sigorta şirketi tarafından sigortalısının halefi olarak açıldığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesinde ise dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, sigortalı iş yerinde oluşan su sızması hasarı sebebiyle meydana gelen zarar sigortacı tarafından sigortalıya ödenmiş olup ödenen tazminatın sigortalı iş yerini kiraya veren davalı taşınmaz malikinden tahsili talep edilmiştir. Dava dışı sigortalı davalının kiracısıdır. Bu nedenle dava dışı sigortalı şahıs ile davalı arasındaki temel hukuki ilişki kira sözleşmesine dayanmaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık kira ilişkisinden doğduğuna göre; davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesindedir. Bu nedenle sigortacı tarafından halefiyet yoluyla açılan davanın da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, istinaf karar içeriğine göre sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Mahkemenin 25/06/2019 tarih, 2018/673 esas, 2019/773 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
Davalı tarafından yatırılan istinaf karar ilam harcının, istek halinde yatırana iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.