Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1913 E. 2022/502 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/1913 – 2022/502
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1913
KARAR NO : 2022/502

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2018 tarih, 2017/409 esas, 2018/1249 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili, müvekkilinin 2003 yılından itibaren Bursa’da ortak sağlık ve güvenlik birimi konusunda faaliyet gösterdiğini, ortak sağlık ve güvenlik birimi hizmetinin iş yeri hekimliğini de kapsadığını, Bursa’da binden fazla şirkete hizmet verdiklerini, davalı ile 01.06.2016 tarihli iş yeri hekimi olarak sözleşme imzaladıklarını, sözleşme hükmüne göre işten ayrıldıktan sonra bir yıl içinde Bursa ilinde benzer alanda çalışmayacağını, aksi halde 50.000 Usd cezai şart öngörüldüğünü, davalının kendi isteği ile 22.09.2016 tarihinde işten ayrıldığını, müvekkili ile aynı konuda faaliyet gösteren dava dışı Koruyan Eğt. Tur. Sağ. AŞ.’de işe başladığını ileri sürerek, şimdilik 250 TL cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan ıslah dilekçesiyle talebini 36.000 TL’na yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin rekabete aykırı davranışı bulunmadığını, sözleşmedeki hükmün Anayasa’ya aykırı olduğunu, davacı şirkette 01.06.2016-22.09.2016 tarihleri arasında davalının çalıştığını, aylık 8.000 TL maaş için anlaşıldığı halde 3.000 TL ödeme yapıldığını, iş yeri hekimlerinin maaşlarının 7.000-12.000 TL arası olduğunu, ücretin eksik ödendiğini, sigorta primlerinin düşük gösterildiğini, 5.100 TL’nin elden ödenerek prim kaybına neden olunduğunu, iş akdini haklı nedenle feshettiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davacı ile davalı arasında hizmet akdi imzalandığı, sözleşmeye göre iş akdinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde Bursa sınırları içerisinde aynı veya benzer işte çalışılamayacağı, aksi halde cezai şartın ödeneceği, davalının üç ay kadar davacı yanında çalıştığı, davalının kısa süre içinde ticari sırlara vakıf olamayacağı, çalışılan süre, emsal araştırması, davalının aldığı ücretin düşüklüğü nazara alındığında rekabet yasağı ve cezai şartın hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, TBK’nın 444. maddesine göre, rekabet yasağında yer, zaman ve sektör konusunda düzenleme yapılması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin kanun maddesine uygun olarak düzenlendiğini, tazminat miktarı aşırı görülüyor ise bunun indirilebileceğini, rekabet yasağının ihlali davalarında zarar tehlikesinin varlığının yeterli olduğunu, somut zararın gerçekleşmesinin gerekmediğini, davalının iş yeri hekimi olarak şirket yetkilileri ile muhatap olduğunu, müvekkil ile şirketler arasındaki ticari sırlara vakıf olacağını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, rekabet yasağından kaynaklanan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, TBK 444/son maddesine göre; rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağı, davalının çalıştığı süre, davacı şirketteki konumu itibariyle, yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verebilme risk ve ihtimalinin bulunduğunun ispatlanamadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.