Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ….
TARİHİ : ….
NUMARASI : … E. … K.
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2021
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … esas, …. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin Fetö soruşturması kapsamında …. Ceza Hakimliğinin … D. İş sayı ve …. tarihli kararı ile …. tarihli resmi gazetede yayımlanan 674 sayılı KHK’nin 19/1 maddesi gereğince TMSF’ne devredildiğini, TMSF Fon Kurulunun 21/09/2016 tarih ve 2016/202 sayılı kararı ile de şirketin yönetim kurulu olarak TMSF görevlileri …, …ve ….’in yetkilendirilmesine karar verildiği, müvekkili şirketin halen vekalet veren TMSF tarafından atanan yönetim kurulu tarafından idare edildiğini, davalı şirketin müvekkilinden yemek hizmeti satın aldığını, fatura ve ticari defter kayıtları ile sabit olduğu üzere halen ödenmemiş 16.155,33 TL borcu bulunduğunu, bu borcun tahsili amacıyla Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2018/26351 Es. sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafın itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde davalı tarafın müvekkiline borçlu olduğunun zaten ortaya çıkacağını, davalı tarafın itirazında haksız olduğu için itirazın iptali ve alacak tutarının en az %20’si kadar da icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaliyle takibin devamına, davalı tarafın borca haksız yere itiraz etmiş olduğundan alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dilekçelerinde açıkladıkları hususların ve ileri sürdüğü iddiaların gerçekleri müvekkili davalı şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının hukuki dayanaktan yoksun haksız ve yersiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, toplanan delillerden, davacının davalıya ticari ilişki kapsımında yemek hizmeti verdiğini, buna ilişkin faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK 89. madde anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olmadığı, yine davacı tarafından düzenlenen faturalardan sadece 3 adet 07/02/2017 tarihli 276,35 TL, 14/02/2017 tarihli 376,35 TL, 21/02/2017 tarihli 376,35 TL bedelli faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu fatura bedellerininde 30/09/2017 tarihinde 1.129,05 TL ile ödeme yapıldığının ve davalının teslimi ve tüm borcu inkar ettiği, davacı tarafından dayanılan icra takibine konu cari hesap ekstresindeki faturalardaki hizmetin verildiğine dair teslim belgelerinin sunulmasının zorunlu olduğu zira ticari defterlerin lehe delil olması için kayıtların tüm dayanakları ile birlikte desteklenmesi gerekeceği, Faturaların ticari defterlerde kayıtlı olması tek başına yeterli olmadığı, ticari kayıtların dayanağı belgelerin de (sevk irsaliyesi v.s.) ibrazı gerekeceği, bu yönde herhangi bir belge sunulmadığı bu sebeplerle davacının icra takibine konu faturalardaki hizmetin verildiğinin ispat edilmediğinden davanın reddi ile davacının icra takibi başlatılmasında kötü niyetli olduğunun sabit olmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Mahkemece davanın red gerekçesi icra takibine konu faturalardaki hizmetin verildiğinin ispat edilemediği olup, davalı şirket müvekkilinden yemek hizmeti satın aldığı, fatura ve ticari defter kayıtları ile de sabit olduğu üzere halen ödenmemiş 16.155,33 TL. borcu bulunduğu, dosyada mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda davanın sübuta erdiği, bu rapora itibar edilmeyerek hatalı şekilde karar verildiği, yine dava dilekçesinde tanık deliline de dayanılmasına rağmen mahkemece davalı tarafa yemek hizmetinin fiilen sunulup sunulmadığı konusunda gerekmesi halinde taraflarına tanık isim ve adreslerini bildirme konusunda süre verilmesi gerekirken bu yapılmayarak eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiği, yine delil listelerinde “her tür delil” ile karşı tarafa yemin teklif etme hakları olmasına rağmen mahkemece bu husus da hatırlatılmamış ve karar verildiği gerekçeleri ile kararın kaldırılması amacı ile istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. maddesine göre fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK. 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
… İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile davacı tarafından, davalı aleyhine … fatura alacaklarına dayalı olarak ilamsız icra takibi yapıldığı, icra takibine itirazın ve davanın süresinde olduğu, takibe konu borcun kabul edilmediği anlaşılmıştır.
Açık hesap şeklinde çalışılan alım-satımlarda alacağın varlığının davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. İspat olarak; mal tesliminin yazılı belge ile yapılması gerekir. Bu hususta tanık deliline başvurulamaz. Bu husus 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” Madde hükmü gereğince 2.500,00 TL’yi geçen alacaklarda teslimin tanık ile ispatı mümkün değildir.
Bunun haricinde ticari defterler vasıtası ile de alacağın varlığı ispat edilebilinir. 6100 sayılı HMK. 222. maddedeki düzenlemeye göre ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olmasının yanında kayıtların birbirleri ile uyumlu olması ve alt dayanak belgeleri ile desteklenmesi gerekir.
Mevcut davada ise; tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olmadığı, yine davacının defterinde 29.155,33.TL. hizmet satışına karşılık 18.000.TL. tahsilat olduğu, bakiye alacağın 11.155,33 TL. olarak gözüktüğü, davalının defter kayıtlarında ise davacı tarafından düzenlenen faturalardan sadece 3 adet; 07/02/2017 tarihli 276,35 TL., 14/02/2017 tarihli 376,35 TL., 21/02/2017 tarihli 376,35 TL. bedelli faturaların kayıtlı olduğu, bu fatura bedellerininde ise 30/09/2017 tarihinde 1.129,05 TL. ile ödendiği, bilirkişi raporu ile belirlenmiş olup; faturaların ticari defterlerde kayıtlı olmasının tek başına yeterli olmadığı, ticari kayıtların dayanağı belgelerin de (sevk irsaliyesi v.s.) ibrazı gerekeceği, dosya kapsamına göre; davacının defterlerinin alt dayanakları ile uyumlu olmadığı, dolayısıyla sahibi lehine delil mahiyetinde olmadığı, davacı tarafından davalının defterlerinde kayıtlı olmayan faturalara konu hizmetin davalıya teslim edildiğine dair sevk irsaliyesi v.s. yazılı teslim belgesi sunulmadığı, teslimim ispat edilemediği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Yine davacı tarafça delil listelerinde “her tür delil” ibaresine yer verilmiş olup, açıkça ve ayrıca yemin deliline dayanılmamıştır. Bu sebeple davacı yanın mahkemece yemin delilinin hatırlatılmadığına dair istinaf gerekçesi de yerinde değildir.
Açıklanan sebeplerle davacı, davalıdan alacaklı olduğunu ispat edememiştir. Davacının faturalara konu hizmeti davalıya teslim ettiği hususunu, teslime ilişkin belgelerle ispatlayamadığı, davacı tarafça ayrıca ve açıkça yemin deliline dayanılmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davacının harçtan muaf olduğu anlaşılmakla harç takdirine yer olmadığıana,
Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.17/11/2021
…
Başkan
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Üye
…
¸e-imzalıdır
…
Katip
…
¸e-imzalıdır