Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1684 E. 2021/1424 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1684
KARAR NO : 2021/1424

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2019
NUMARASI : 2018/1383 Esas, 2019/420 Karar
DAVACI
VEKİLİ : Av. …
I
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/10/2021

Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/04/2019 tarih, 2018/1383 Esas, 2019/420 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; davalı aleyhine Bursa 19.İcra Müdürlüğünün 2018/8703 sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının takibe ve yetkiye itirazının haksız olduğunu bu nedenle davanın kabulü ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili beyanlarında özetle; Ticaret Sicil Gazetisinin 20/10/2016 tarihli sayısında TTK. hükümlerine uygun olarak 14/10/2016 tarihinde tescil edilecek birleşme nedeniyle … Gıda ve Servis Hizmetleri A.Ş’nin sicil kaydının terkin edildiğinin tescil ve ilan olunduğunu, takibin tüzel kişiliği sona ermiş …ye yöneltildiğini davanın husumet yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Yargıtay kararlarında maddi hata nedeniyle taraf değişikliği yapılabileceği kabul edilmişse de söz konusu taraf değişikliğinin itirazın iptali dosyasında yapılması mümkün olmadığı bu işlemin icra dosyasında yapılması gerektiği, eldeki dava için tebliğ edilmiş geçerli bir ödeme emri ve yetkili kişi tarafından yapılmış geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …Ş. aleyhine Bursa 4.İş Mahkemesi’nde açılmış olan 2014/1045 E. numaralı dosyada davalı vekili olarak vekaletname sunan Av. … ve Av. … Kösenin, adı geçen şirketin birleşme tarihi olan 20.10.2016 tarihinden sonra aynı vekaletnameyi kullanarak 14.02.2017, 20.04.2017, 21.06.2017, 12.10.2017, 21.11.2017, 21.12.2017 tarihli duruşmalara … Servis Hizmetleri A.Ş. vekili sıfatıyla katılarak bu şirket adına hukuki hizmetlerde bulundukları, yine Bursa 4.İş Mahkemesi’nin 2014/1045 E.-2017/622 K. sayılı kararını yine … Servis Hizmetleri A.Ş. adına hareketle istinaf başvurusunda bulundukları, harçları bu şirket adına yatırdıkları, bu aşamaların hiçbirinde … Servis Hizmetleri A.Ş. nin 20.10.2016 tarihinde birleştiğinden söz etmedikleri, şirket birleşmesini bildikleri ve hatta yönettikleri halde bunu gizleyerek 13.08.2018 tarihinde … Servis Hizmetleri A.Ş. adına borca ve takibe itiraz ettikleri, borçlu şirketin ve sonra birleşen şirketin vekili oldukları halde hükmünü yitirmiş bir vekaletname ile iş yaparak müvekkili zarara uğrattıklarını, TMK 2. maddesine aykırı davrandıkları, ilk derece mahkemesinin verdiği hüküm ve yetersiz gerekçeli kararıyla aynı zamanda suç olan bir hakkın kötüye kullanılmasını meşru zemine taşıdığı gerekçesi ile kararın kaldırılması talebi ile istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, 2004 sayılı İ.İ.K. 67. madde uyarınca itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, Bursa İş Mahkemesinin 2014/1045 sayılı dosyasında dava dışı işçiye yaptığı ödemeyi rücuen davalıdan tahsilini talep etmektedir. Dava dışı işçinin 02/01/2012 tarihinde iş kazası geçirdiği, davacı ile …arasında asıl iş veren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, anılan iş mahkemesi dosyasında maddi ve manevi tazminata hükmedildiği, söz konusu tazminatların Bursa 15.İcra Müdürlüğünün 2018/731 sayılı dosyası ile takibe konu edildiği, davacı tarafça dava dışı işçiye anılan icra dosyasında 16/02/2018 tarihinde 27.301,05 TL tutarında ödemede bulunduğu, kusura göre 21.021,80 TL’lik kısmın rücu için Bursa 19.İcra Müdürlüğünün 2018/8703 sayılı dosyasıyla takibe konu edildiği, takip borçlusu olarak … Gıda ve Servis Hizmetleri A.Ş vekili Av…. tarafından13/08/2018 havale tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, davacı tarafça itirazın iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı davaya Bahçeşehir Okulları A.Ş. cevap vererek takip borçlusu … Gıda ve Servis Hizmetleri A.Ş’nin Bahçeşehir Okulları A.Ş tarafından devralındığı, Genel Kurul Toplantısı ile … Gıda ve Servis Hizmetleri A.Ş’nin devralındığı ve tüm borç ve alacakların Bahçeşehir Okulları A.Ş bünyesinde devam ettiğinin kararlaştırıldığı, 20/10/2016 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde bu hususların ilan edildiği, takip borçlusu olarak görülen … Gıda ve Servis Hizmetleri A.Ş’nin tüzel kişiliğinin sonlanmış olduğu Bahçeşehir Okulları A.Ş’ye devrolunduğu, davacı vekilinin 08/04/2019 tarihli husumetin adı geçene yöneltilmesine ilişkin olarak HMK. 176. madde uyarınca davanın ıslahına ilişkin dilekçe sunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Öncelikle istinafa konu hükmün cevap başlıklı kısmı ”Davalı vekili beyanlarında özetle ; Ticaret Sicil Gazetisinin 20/10/2016 tarihli sayısında TTK hükümlerine uygun olarak 14/10/2016 tarihinde tescil edilecek birleşme nedeniyle … Gıda ve Servis Hizmetleri A.Ş’nin sicil kaydının terkin edildiğinin tescil ve ilan olunduğunu, takibin tüzel kişiliği sona ermiş …ye yöneltildiğini davanın husumet yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiğini, takip tarihi itibariyle tüzel kişiliği sona eren abonesi şirketin bütün hak ve borçlarının Migros A.Ş’ye intikal ettiğini Migros A.Ş’ye takip yapılması gerektiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.” şeklinde olup davalının cevapları dışında dosya ile ilgisi olmayan beyanlara yer verilmiş olmakla bu husus 6100 sayılı HMK. 297/1-c maddesine açıkça aykırıdır.Adı geçen madde de; hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür.
İstinafa konu edilmeyen ancak kamu düzenine ilişkin olan bu husus dairemizce hükme esas teşkil etmediğinden resen düzeltilerek hükmün bu yönden eleştirilmesi ile yetinilmiştir .Zira kararlarda bulunması gereken hususlar sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da kanun yolu incelemesi bu cevaplar ve gerekçe ile hüküm sonucuna göre yapılabilecektir.
İstinafa konu iradi taraf değişikliği bakımından dosyanın incelenmesinde ise ; dairemizce tartışılıp hükme bağlanması gereken husus; 6100 sayılı HMK. 124. maddesine göre iradi taraf değişikliğinin itirazın iptali davası dolayısı ile takip hukukunda uygulanıp uygulanmayacağı hususudur. Anılan madde hükmü uyarınca , bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu, ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan davacı vekilinin taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilebileceği, yine 124/son gereği dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceği hükmünü içermektedir.

6100 sayılı HMK’nun 124/3. maddesinde yer alan “maddi hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir” düzenlemesi dışında dahili dava yolu ile taraf değişikliğine gidilmesi mümkün değildir. Usul hukukunda dahili dava müessesesi bulunmayıp, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği açıktır. Aynı maddenin maddesinin 4. fıkrasına göre ise; dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktaysa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliğini kabul edebilir. Kabul edilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilen haller, aynı zamanda dürüstlük kuralına aykırılık da teşkil etmeyeceğinden, 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesince iradi taraf değişikliğinde kanun tarafından aranan yasal şartlar aynı anda gerçekleşmiş olacaktır.
Yine Yargıtay uygulamalarında kabul edilebilir yanılgı sebebiyle iradi taraf değişikliği halleri; temsilcide yanılma, tarafın yanıltılması, ölü kişiye, terkin edilen veya tüzel kişiliği olmayana dava açılması, resmi sicil ve kayıtlarda tarafın yanlış gösterilmesi v.b. durumlarda karşımıza çıkmaktadır.
Diğer taraftan, takipte borçlu tarafın yanlış gösterilmiş olmasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, tarafları yeni bir dava ve takip açmaya zorlamanın usul ekonomisine aykırı olduğunu düşünen kanun koyucu; 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi çerçevesinde iradi olarak taraf değişikliği yapılmasına imkan sağlamıştır.
Genel açıklamalar kapsamında somut dava bakımından; davacı taraf, Bursa 4.İş Mahkemesi’nde açılmış olan 2014/1045 E. numaralı dosyası nedeni ile davalı vekili olarak vekaletname sunan Av. … ve Av. … Kösenin, adı geçen şirketin birleşme tarihi olan 20.10.2016 tarihinden sonra aynı vekaletnameyi kullanarak 14.02.2017, 20.04.2017, 21.06.2017, 12.10.2017, 21.11.2017, 21.12.2017 tarihli duruşmalara … Servis Hizmetleri A.Ş. vekili sıfatıyla katılarak bu şirket adına hukuki hizmetlerde bulundukları, yine Bursa 4.İş Mahkemesi’nin 2014/1045 E.-2017/622 K. sayılı kararını yine … Servis Hizmetleri A.Ş. adına hareketle istinaf ettiklerini 20.10.2016 tarihli şirket birleşmesini bildikleri ve hatta yönettikleri halde bunu gizleyerek 13.08.2018 tarihinde … Servis Hizmetleri A.Ş. adına borca ve takibe itiraz ettikleri, itirazın iptal davasına verdikleri 11.12.2018 tarihli dilekçelerinde şirket birleşmesinden söz ettikleri, bu nedenlerden kaynaklı olarak tarafta yanılmasının kabul edilebilir yanılgıya dayandığını iddia etmiştir.
Somut olayda icra takibi terkin edilen şirket aleyhine başlatılmış olup, birleştiği şirket aleyhine başlatılmış bir icra takibi yoktur. Ancak adı geçen şirketin terkin ve birleşme tarihi olan 14.10.2016 tarihinden sonra rücu alacağına konu Bursa 4.İş Mahkemesi’nin 2014/1045 E.-2017/622 K. sayılı dosyasındaki duruşma ve iş ve işlemler ile istinaf yasa yoluna aynı isim altında aynı vekiller aracılığı ile devam ettiği, yine şirket birleşmesinden sonra 13.08.2018 tarihinde … Servis Hizmetleri A.Ş. adına borca ve takibe itiraz ettikleri, davacının adı geçen adına davaya konu takibi başlattığı, bu halin 6100 sayılı HMK’nun 124/4 maddesinde yer alan dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktaysa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliğini kabul edebilir hükmü uyarınca davalı tarafın yanıltıcı hal ve beyanları edeni ile davacı tarafın kabul edilebilir yanılgısına dayandığı ve davacı tarafça yapılan taraf değişikliği talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı tüm dosya kapsamından açıktır. Bu nedenle takipte borçlu tarafın terkin olan şirket olarak gösterilmesinin, kabul edilebilir bir yanılgı olduğu değerlendirilmesi gerekir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında icra takiplerinde de iradi taraf değişikliği mümkün olup, Mahkemece, davacı alacaklı tarafa, talebi halinde takibin birleşen şirkete yöneltilmesi için süre verilmesi, verilen süre içinde eksikliğin giderilmesi halinde borca itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekir iken yazılı gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/12-1190 E.- 2016/964 K. sayılı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2018/13679 E.- 2019/17299 K. sayılı, 2016/18953 E. – 2017/10810
K. 2016/13909 Es.- 2017/5969 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/04/2019 tarih, 2018/1383 Esas, 2019/420 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK, 353/1-a-4 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.22/10/2021


Başkan

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Üye

¸e-imzalıdır


Katip

¸e-imzalıdır