Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1619 E. 2021/1786 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : …. Esas, ….Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …..

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ :16/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :16/12/2021

.. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih … Esas, … Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu kesilmiş 21 adet fatura olduğunu, bu fatura karşılıklarının davacı şirket tarafından ödenmediği iddiasıyla ….İcra Dairesinin …sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket … tarafından süresi içinde borca itiraz edildiğini ve akabinde…İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile itirazın kaldırılması davası açıldığını,yapılan yargılama sonucunda sunulan ödeme belgelerinin davacı yanca kabul edilmediğinden ve ödeme belgelerinde ifanın takibe dayalı faturalar için yapıldığı hususunda da ayrıca ve açıkça bir bilginin de yer almadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiğini, icra hukuk mahkemelerinin yetkisinin sınırlı olması nedeniyle maddi gerçeğe ulaşılamadığını ve bu nedenle iş bu davayı açtıklarını, iddia edilen borcun ödendiğini, davalı şirket ile müvekkili arasında dava konusu faturaların kesilmesine neden olan iş dışında başka bir ticari ilişki olmadığını, sundukları ödeme belgelerinin kesilmiş faturalara istinaden yapıldığını belirterek davanın kabulü ile…. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava konusu ile ilgili….İcra Hukuk Mahkemesinin … esas …karar nolu ilamı ile yargılama yapıldığını ve kararın … Bölge Adliye Mahkemesinin …Hukuk Dairesinin kesin olarak onandığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davacı aleyhinde kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davalı tarafın faturaları işleyerek karşılıklarına ödemeleri de işlediği, davalı defter kayıtlarına göre taraflar arasında herhangi bir alacak borç kalmadığı, davalının kendi defter kayıtlarına göre takip tutarı kadar alacaklı gözükmediğini, Bu durumun kendi aleyhine delil olmaya yeterli olduğunu, Öte yandan davacı defter kayıtlarındaki 3.866,49 TL borç miktarının da takipten sonra ödenmek suretiyle kapatıldığından bu durum da davacının kendi aleyhinde delil olmaya yeterli olduğunu, davacı taraf takip sonrası ödediği için bu miktar yönünden borçlu olduğunu ikrar etmiş olduğundan, takipte tedbir uygulandığı da gözetilerek haksız çıktığı bu miktar üzerinden davacı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedildiği, Davalının açıkça kötüniyeti ispatlanamadığından kötüniyet tazimnatına ise hükmedilmediği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili firma ile davacı firma arasında ticari ilişki mevcut olup, müvekkilinin alacaklı konumda olduğunu, 21 adet ve toplam 24.352,06-TL bedelli faturaların, davacıya teslim edildiği ve davacı tarafça da kabul edildiğini, kesinleşen fatura tutarlarını ödememesi üzerine, alacağın tahsili maksadıyla davacı aleyhine ….İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra takibine itiraz ettiğini, haksız itirazın kaldırılması davasının kabul edildiğini ve ….İcra Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı kararının … Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi tarafından da kesin şekilde onandığını, müvekkili ile davacı firma arasında iplik alım-satımına ilişkin resmi ticari ilişki dışında gelişen samimiyetlerine istinaden alacak ve borç ilişkisi de meydana geldiğini, davacı firmanın icra takibine konu faturalara ilişkin herhangi bir ödeme yapmadığını, yapılan ödemelerin, dava dışı borçlara ilişkin yapıldığını, icra takibine konu faturalara istinaden yapıldığına dair ayrıca ve açıkça herhangi bir bilgi bulunmadığını, Davacı tarafından yapılan ödemelerin, icra takibine konu faturalar dışındaki ve ticari defterlere işlenmeyen borçlara ilişkin olduğunu, davacı tarafından müvekkili hesabına yapılan ödemelerin bir kısmının ticari defterlere kaydedildiğini, bir kısmının aralarındaki ilişkinin mahiyeti gereği kayıt altına alınmadığını, Borçlu tarafça, icra takibine konu faturaların ödendiğini gösteren açıklamalı bir belge sunulmadığı gibi, ödeme iddiasının da kendileri tarafından kabul edilmediğini, yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddi ile icra inkar tazminatı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine,karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında dava konusu faturaların kesilmesine neden olan iş dışında başka bir ticari iş bulunmadığını, Yani şirketler arasında dava konusu faturalar dışında ödenmesi gereken başkaca bir iş gerçekleşmediğini, davalı ve davacı şirketlerin ticari defterlerinin alanında uzman bir bilirkişi tarafından incelenerek düzenlenen raporda Davalı defterlerinin incelenmesi sonucu, takip tarihi olan 02.03.2017 tarihinde müvekkilinin herhangi bir borç bakiyesinin olmadığının tespit edildiğini,davalının karşılığı ödenmemiş hiçbir fatura mevcut değil iken 21 adet faturayı tamamen kötü niyet ile icra takibine koyduğunu, iddia edildiği üzere müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin, ticari ilişki dışında ödemeler olması ihtimali bir an için düşünülecek olsa dahi, kendi ticari defterlerinde 21 adet faturanın alacak bakiyesi ve karşılıklarının da borç bakiyesi şeklinde kayıtlı olması gerektiğini, davalı şirketin tamamen kötüniyetle, almış olduğu ödemeleri ticari defterlerine gelir kaydettiğini ,borç bakiyesi olmamasına rağmen 21 adet faturayı icra takibine koyduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu Dolayısıyla İİK 67. Maddeye göre kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca … İcra Müdürlüğü …sayılı dosya nezdinde icra veznesine depo edilmiş teminatların yatırıldıkları tarihten itibaren faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini ,Davalı tarafından sunulan tüm istinaf taleplerinin reddi ile, yerel mahkeme kararının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; faturaya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Tararfların ticari defterlerinin incelendiği, tastiklerinin yapıldığının bilirkişi raporu tespit edildiği,bu suretle delil olma özelliğini taşıdığı, her ne kadar davalı defterinde alacak -borç kaydı bulunmadığı tespit edilmiş ise de davacı defterinde bakiye 3.866,49 TL borç bulunduğu tespit edilmiştir.Fatura ve ödemelerin deftere kayıtlı olduğu, her ne kadar davalı taraf ödemelerin başka borca ilişkin olduğunu iddia etmiş ise de bu yönde bir delil sunmadığı gibi ticari defterlerinde fatura dışında borca ilişkin bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemenin dayandığı gerekçeye ve davalının kendi defter kayıtlarına göre takip tutarı kadar alacaklı gözükmediği, davacı defter kayıtlarındaki 3.866,49 TL borç miktarının da takipten sonra 20/11/2017 tarihli banka havalesi ile ödendiğine dair banka dekont örneğinin sunulduğu ancak ödemenin icra takip tarihinden sonra yapıldığı ve davacının bu miktar yönünden borçlu olduğunu ikrar etmiş olduğuna dair kabul kararı yerindedir.
Davalı tarafın takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmemesine yönelik yerel mahkeme kararı doğrudur.
Açıklanan nedenlerle davalı ve davacı vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalının ve davacının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından alınması gereken 1.596,96 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 502,00 TL’nin mahsubu ile 1.094,96 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, artan gider avansının talepleri halinde iadesine,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 16/12/2021


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)