Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1618 E. 2021/1505 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …….
KARAR NO : ……………….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ………….
NUMARASI : ………Esas, ………..Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
………………….
DAVALI : … – -…

VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 05/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/11/2021

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ………. tarih, ……… Esas, ………………Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP: Davacı vekili talep dilekçesi ile; davalının müvekkilinden aldığı borca mahsuben 30.01.2012 keşide tarihli,31.03.2012 ödeme günlü 17.000,00 TL bedelli bonoyu müvekkiline verdiği ancak ödeme günü gelmesine rağmen söz konusu bono bedlini müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine Bursa 3.İcra Müdürlüğü’nün …………esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatarak ödeme emri gönderdiklerini ancak borcuna karşılık bono veren davalının borcunu ödemediği gibi icra takibine itiraz etmek suretiyle takibi de durduğundan yerinde olmayan itirazın iptali ile icra takibinin devamına, haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz ederek icra takibini durduran davalı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekilinin süresi içinde davaya cevap vermediği görülmüş, mahkemenin ilk oturumuna gelerek davayı kabul etmediği ,takip konusu senedin kambiyo senedi olup zamanaşımına uğradığı beyanında bulunmuş, davalının icra takibine itirazında da yine takip dayanağı kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığı itirazında bulunduğu görülmüş, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece, davalı borçlunun icra takibine itirazında ve ön inceleme duruşmasında takip konusu kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığı itirazında bulunduğu, davacı tarafça iddianın genişletilmesi savunmasında bulunulmadığı, davayı inkar kapsamında kalsa dahi davalı borçlunun icra takibine itirazındaki zamanaşımı itirazının öncelikle incelenemesi gerektiği, yapılan incelemede davalı borçlu tarafından düzenlenen kambiyo senedinin TTK.da yazılı koşullara uygun tüm unsurları ile tam bir kambiyo senedi olup kambiyo senedinin ilamsız icra takibine konu edilmiş olsa dahi kambiyo senedi olması koşullarına tabi olacağı, buna göre icra takibine konu edilen söz konusu senedin 30.01.2012 düzenleme tarihli, 17.000,00 TL bedelli bir senet olup ödeme tarihinin de 31.03.2012 olduğu ,kambiyo senedinin düzenlenme ve icra takibin başlangıç tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan 6102 saylı TTK’nun 661/1 maddesi hükümlerine kambiyo senedi olan bononun vadeden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup bu sürenin de 31.03.2015 tarihinde dolduğu,kambiyo senedinin vadeden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde müracaat hakkının kullanılmadığı takdirde düşeceği, unsurları tamam olan kambiyo senedinin iş bu halde adi senet olarak işlem göremeyeceği, (YHGK 2008/12-542 esas 2008/521 karar sayıl kararı) anlaşılmakla gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebinde; davalı …’in davacıdan borç para aldığını, buna karşılık ……….tanzim tarihli 31/03/2012 ödeme günlü 17.000,00 TL bedelli bonoyu davacıya verdiğini, ancak davalının bonoyu vadesinde ödemediğini, 3 yıllık müracaat süresi dolduğu için, 3 yıllık ibra süresini takip eden 1 yıl içerisinde davacı tarafça senedin keşidecisi olan davalıya karşı ilamsız takip yapıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yerel mahkemenin gerekçeli kararında atıf yaptığı içtihadın , zaman aşımına uğrayan bonoda itirazın kaldırılması davasında adi senet olamaz hükmünü içerdiğini, oysa eldeki davada itirazın iptali talepli olup, zaman aşımına uğrayan bonoya dayalı olarak sebepsiz zenginleşme veya temel ilişkiye dayalı olarak dava açılabileceğini, buna dair Yargıtay içtihatlarının çok fazla sayıda bulunduğunu, yerel mahkeme kararının tamamen hatalı olduğunu, delileri toplanmadan zaman aşımına uğrayan bono adi senet olamaz gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının zaman aşımına uğrayan bono nedeniyle gerek temel ilişkiye (karz akdi-10 yıl) gerekse sebepsiz zenginleşme( 3 yıllık ibra süresini takip eten 1 yıl) hükümleri gereğince davalıya karşı müracaat hakkına sahip olduğunu, belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararını kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı 30/01/2012 keşide tarihli, 31/03/2012 ödeme günlü, 17.000,00 TL bedelli bononun taraflar arasındaki borç ilişkisi nedeniyle davalı tarafından davacıya verildiğini, ödeme gününde bononun ödenmediğini, bu suretle Bursa 3. İcra Müdürlüğünün …………. sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız takip yapıldığını, ancak davalının borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiğini, ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf yasal süresinde cevap dilekçesini sunmamış, ön inceleme duruşmasında senedin zaman aşımına uğradığı iddiasıyla icra dairesinde itirazda bulunduklarını, aynı itirazı tekrar ettiklerini savunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Her ne kadar yerel mahkeme gerekçesinde; davalı borçlunun icra takibine itirazında ve ön inceleme duruşmasında takip konusu kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığı itirazında bulunduğu, davacı tarafça iddianın genişletilmesi savunmasında bulunulmadığı belirtilmiş ise de; HMK’nun 126 ve devamı maddelerinde cevap dilekçesinin verilme süresi belirtilmiş, süresinde cevap dilekçesi verilmemesi halinde HMK’nun 128. Maddesi gereğince davalı tarafın, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
HMK’nun 141. Maddesinde iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi hüküm altına alınmış, buna göre taraflar cevaba cevap ve 2. Cevap dilekçesi ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir veyahut değiştirebilir , ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmez ise gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez, yahut değiştirilemez hükmü düzenlenmiştir.
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/9-1212 esas-017/1078 karar sayılı ilamı ) Düzenlenen bu hüküm karşısında davacı tarafın ön inceleme duruşmasında davalının savunmalarına açıkça muvafakat göstermediği dikkate alınarak yerel mahkemenin hatalı değerlendirme yapmak suretiyle, davacı tarafça iddianın genişletilmesi savunmasında bulunulmadığı şeklindeki gerekçesi hatalı olmuştur.
Davacı tarafından davalı hakkında 27/07/2015 tarihli takip talebiyle başlatılan ve Bursa 3. İcra Müdürlüğünün ………. esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen ilamsız icra takibinde, 17.000,00 TL. asıl alacağın ve 7.340,81 TL işlemiş yasal faiziyle birlikte tahsili istenilmiş; takip talepnamesinde borcun sebebi “ 31/03/2012 tarihli, 17.000 TL bedelli bono” olarak açıklanmıştır.
Davalının borçlu, davacının lehdar durumunda bulunduğu, 30/01/2012 tanzim ve 31/03/2012 ödeme tarihli, “nakden” kaydını içeren söz konusu bononun, Türk Ticaret Kanunu’nun 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin daha önce dolması nedeniyle, takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğramış olduğu açık ve çekişmesizdir. Dava dilekçesinde de, bononun zamanında ödenmemesi nedeniyle 7 örnek ödeme emrinin davalıya gönderildiği belirtilmiştir. Davalı, zamanaşımına uğrayan bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmemiştir. Sadece borca itiraz ederken zamanaşımı itirazında bulunmuş, ayrıca herhangi bir borcu olmadığını bildirmiştir.
Belirtilmelidir ki; Türk Ticaret Kanunu’nun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. Böylesi bir istemi içeren alacak veya itirazın iptali davalarında, gerek temel ilişkinin varlığını ve niteliğini, gerekse, o ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğunu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü, davacı tarafa aittir. Her iki dava türünde de, zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. ( Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2007 gün 2007/18-133 Esas, 2007/183 sayılı kararı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/18175 Esas, 2015/2081 karar sayılı kararı)
Ödünç (karz) sözleşmesine dayanarak para vermiş olan kimsenin açtığı davada TBK 146 (BK.125) maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımına tabidir.
Yerleşik Yargıtay uygulamalarında da belirtildiği üzere zaman aşımına uğramış bir bonoda alacak temel ilişkiye dayanılarak 3 yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonraki 1 yıl içinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak alacak davası açılabileceği gibi, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle zaman aşımına uğramış bonodan dolayı alacağın talep edilebileceği, Hukuk Genel Kurulunun 04/04/2007 gün 2007/18-133 Esas, 2007/183 sayılı kararında da belirtildiği şekilde zaman aşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğinde sayılacağından temel ilişkinin tabii olduğu zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiği, ödünç sözleşmesine dayanarak para vermiş olan kimsenin açtığı davanın TBK’nun 125. Maddesi gereğince 10 yıllık zaman aşımına tabii olduğu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/18175 Esas, 2015/2081 Karar sayılı kararında da açıkça belirtilmiştir.
Buna göre zaman aşımına uğramış kambiyo vasfını kaybeden bononun yazılı delil başlangıcı niteliği kazanacağı ve 10 yıllık zaman aşımı süresinin işleyeceği nazara alınarak, tarafların delilleri toplanarak değerlendirme yapılması gerekir.
Açıklanan gerekçelerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına , HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. tarih, ……….. Esas, …………….. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 05/11/2021


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)