Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1593 E. 2021/1502 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :………..
KARAR NO :…………

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ……………….
NUMARASI : ………….Esas, …………..Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …
…………………
DAVALI : … – -…

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : ………..
KARAR YAZIM TARİHİ : ………………..
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ………… tarih, …………… Esas, ……………..Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Davalının müvekkili aleyhine Bursa 10. İcra Müdürlüğünün …………….Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlattığını, takibe konu senede ilişkin imzaya ve borca itirazların yasal süresi içerisinde yetkili mercilere yapıldığını, müvekkili ile davalı arasında bir dönem ticari ilişki olmuşsa ise de; bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak müvekkilinin borcunun olması bir yana alacağının bulunduğunu, söz konusu takibe konu edilen senet ile ilgili müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Bursa 3. İcra Mahkemesinin ………..Esas sayılı dosyası kapsamında yapmış oldukları imzaya itiraz usulden, borca itirazları ise esastan reddediliğini, ancak hiç bir imza örneği karşılaştırması yapılmadan verilen red kararının müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, takibe konu senetteki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, taraflar arasında husumet bulunduğunu, davalının yapmış olduğu icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğnu, açıklanan nedenlerle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece,19/12/2018 tarihli Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 30630 Sayılı Yasa ile Değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5.maddesine eklenen madde (3) Dava Şartı Arabuluculuk başlıklı, madde 5/A- (1) gereğince; bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğu, aynı yasa ile 6325 Sayılı Kanuna ek olarak getirilen Dava şartı Arabuluculuk başıklı madde 18/A-1-2 gereği; ”…. İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir….” başlıklı hükümleri uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmüş olup; menfi tespit davalarında madde metninde ayrıca sayılmamış ise de; esas itibari ile bir miktar para borcu nedeni ile borçlu bulunmadığının tespiti davası olup; İİK’nun 72.maddesi hükümleri kapsamında istirdat davasına da dönüşebilen niteliği göz önüne alındığında; davanın mahiyeti ve yasa maddesi ile getirilen tarafların arabuluculuk yolu ile üzerinde müzakere edip anlaşmaları mümkün bulunan bir miktar alacağa ilişkin olması nedeni ile yasa hükümlerinin özü itibari ile arabuluculuğa tabi olması gerektiği, davacı yanca arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın iş bu davanın açılmış olduğu gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebinde; Menfi tespit davası açılmadan önce zorunlu arabulucuk müessesine başvurulmasına gerek bulunmadığı, Çünkü ; menfi tespit davalarının; 6102 Sayılı TTK’nun 5.maddesine eklenen madde (3) Dava Şartı Arabuluculuk başlıklı, madde 5/A- (1) gereğince; bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan davalardan olmadığı, Menfi tespit davalarının bir borcun varlığının olmadığını ispat için açılan davalar olduğu, bu nedenle bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığından zorunlu arabuluculuğa başvurma durumu söz konusu olmadığını, ve ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kambiyo senedine dayalı takibe esas senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
7155 sayılı Yasanın 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ticari davalarda dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğu öngörmüştür. Anılan maddeye göre; “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır”.
Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi zorunlu arabuluculuk dava şartını “…konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri…” ile sınırlı tutmuştur.
YARGITAY 19. Hukuk Dairesi’nin 2020/85 esas ve 2020/454 karar sayılı ve 13.02.2020 tarihli “BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ HUKUK DAİRELERİ’NİN KESİN NİTELİKTEKİ KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİNE YÖNELİK KARARI ” ile 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince, ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabuluya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Yine YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ‘nin ………… tarihli,………esas, ………… karar sayılı kararı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları dairemiz tarafından da benimsenmiştir.
Somut olayda, davacı ile davalı arasında bir dönem ticari ilişki olmuşsa da, bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacının alacaklı bulunduğu, takibe konu kambiyo senedi nedeniyle her hangi bir borcunun bulunmadığı iddiası ile takibe esas senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin istendiği, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığından, dosyanın esası yönünden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ………… tarih, …… Esas, …………….Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 05/11/2021


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)