Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1574 E. 2021/1781 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … E. …. K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 16/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2021
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih, … esas, …. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafça davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, takibe dayanak bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını, sözkonusu bononun sahtecilikle ele geçirildiğini, bu nedenle takipte bono nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek borçlu olmadığının tespiti ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili beyanlarında özetle; davacının eşi ….’ın dava konusu olan bonoyu eşi olarak tanıttığı ve yanında getirdiği kişiye davalının da huzurunda imzalattığını, eşinin gayrımenkulleri olduğunu söylediğini, senedin bu şekilde verildiğini, daha sonra davacının imza atanın kendisi olmadığını belirttiğini, bu konuda … ile görüştüğünü, onun imzanın eşine ait olmadığını ancak borcu ödeyeceklerini söylediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davacının takibe konu bononun keşidecisi konumunda olup davalının ise lehtar olduğu, davacının senetteki imzayı inkar ettiğini, davacının mukayeseye elverişli yazı ve imza örnekleri, senet aslı, davacının huzurda alınan yazı ve imza örnekleri dosya arasına alınarak grafalog bilirkişiden rapor alındığını, buna göre senette keşideci kısmında bulunan imzanın davacı eli ürünü olmadığının tespit edildiğini bu sebeple davacının senet dolayısıyla davalıya borçlu olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne … İcra Müdürlüğünün 2016/13228 sayılı icra takibine konu Keşidecisi …, Lehtarı … olan keşide tarihi 05/08/2016, vadesi 01/11/2016, miktarı …TL senet dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verildiği , ayrıca her ne kadar kambiyo ilişkisi taraflar arasında kurulmuş ve davalı senedi keşide sonrası ilk alan lehtar olsa da soruşturma dosyasındaki beyanlar dikkate alındığında senedin davacının eşi tarafından davalıya başka bir kadın gösterilmek suretiyle imzalatılarak verildiğinden davalının takipte kötü niyetli kabul edilmediği ve aleyhine kötü niyet tazminatına hükmolunmadığından davacı tarafın kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; dava dışı olan, davacının eşi … ve ….’ın davalıya borçları olduğunu ve ödeyemediklerini, sonrasında iş kuracaklarını ve ancak borçlarını bu şekilde ödeyebileceklerini söyleyerek tekrar borç istediklerini, davalıya ait aracın satılarak bedelinin kendilerine verilmesi halinde bu bedelinin yeterli olacağını söylediklerini, teminat olarak da ….’ın eşinin mal varlığı bulunduğu belirtilerek, …l’ın eşi … olarak tanıtılan kişi ile birlikte tanzim edilerek teslim edildiğini, senedin tanzimi sırasında …’a ait nüfus cüzdanının da verildiğini, soruşturma aşamasında …’ın ibraz edilen nüfus cüzdanının kendisine ait olduğunu beyan ettiğini, daha sonra davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından …. tarihinde icra takibine başlandığı ve tebligatın davacının eşi …. tarafından tebellüğ edildiği, takibin kesinleştiği ve bunun üzerine …’a ait gayrimenkuller üzerine haciz konulduğu, savcılık soruşturmasından da anlaşılacağı üzere …’ın tüm bu olaylardan başından beri haberdar olduğunu, davacının, aleyhine başlatılan icra takip dosyasından haberdar olmasına rağmen, takip başlangıç tarihinin üzerinden bir yılı aşkın süre geçtikten sonra ancak işbu davayı açtığını, bu durumun hakkın kötüye kullanılması olup Medeni Kanun’un 2. maddesinde düzenlenen dürüst davranma kuralına aykırılık teşkil etiğini, … İcra Takip dosyasına 19.12.2017 tarihinde sunmuş olduğu dilekçede ”borçlu olduğum dosyada” şeklinde beyanda bulunduğunu ve borcu kabullendiğini, kambiyo senetleriyle ilgili olarak Türk Ticaret Kanunu’nda temsile ilişkin hükümler bulunmadığından Borçlar Kanunu’nun temsile ilişkin hükümlerinin uygulanacağını, Borçlar Kanunu’nun yetkisiz temsili düzenleyen 531. maddesinde ”İş sahibi yapılan işi uygun bulmuşsa vekalet hükümleri uygulanır.” düzenlemesi doğrultusunda davacının düzenlenen senet dolayısıyla doğan borçtan sorumlu olduğunu, olayda yetkisiz kişi tarafından bono düzenlendiğini ancak yetkili kişi tarafından bu işleme ses çıkarılmadığını ve bu haliyle zımni kabulün gerçekleştiğini, ilk derece mahkemesinin belirtilen hususları değerlendirmeden, yalnızca bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurmasının hatalı olduğunu, ayrıca davacının İİK 68-70. maddelerine göre imza itirazını ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde yapması gerekirken davacı itirazını bu süre geçtikten sonra yapmasının bozma sebebi olduğunu, belirterek yerel mahkeme kararının kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, icra takibine konu bono da imza ya itiraz nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile hakkında yapılan icra takibinde takibe konu senette bulunan imzanın kendisine ait olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı taraf, davacının eşi ….’ın dava konusu olan bonoyu eşi olarak tanıttığı ve yanında getirdiği kişiye davalının da huzurunda imzalattığını, eşinin gayrımenkulleri olduğunu söylediğini, senedin bu şekilde verildiğini,davacının takipten başından beri haberdar olduğunu bu nedenle borçtan da sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamında imza incelemesi yaptırılarak rapor alınmış, rapor ile senette keşideci kısmında bulunan imzanın davacının eli ürünü olmadığı ,bu nedenle bu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının …. C.Başsavcılığının …. sor.sayılı dosyasında şüpheli … hakkında Resmi Belgede Sahtecilik suçundan şikayette bulunduğu, soruşturma aşamasında davacının eşi …. tarafından eşine benzeyen bir kadın bulunarak senedin imzalattırıldığı hususunun ifade edildiği, soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Yerleşik Yargıtay uygulamalarında belirtildiği üzere, kural olarak senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK.’nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12-259 Esas, 2006/231 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda mukayeseye esas belgelerde bulunan imzalar inceleme konusu yapılmış ve buna göre düzenlenen raporda takibe ve davaya konu alacaklısı … keşidecisi … olan …. düzenleme tarihli, … ödeme tarihli … TL bedelli senet üzerinde … adına atılı bulunan imzanın … eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Davanın bu nedenle reddine karar verilmesi yerindedir.
Davalının cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü” davacının icra takibinde borçlu olduğunu beyan ettiğini ve suretle imza kendisine ait olmasa bile borçlunun borcunu kabul etmesi halinde imza itirazının dinlenmeyeceğini ve davacının senedin düzenlenmesinden haberdar olduğunu savunmuş ise de bu savunmasını ispata yarar delliler sunulmamıştır. Bununla birlikte davacının işbu davayı açmakla ve C.Başsavcılığının soruşturma dosyasında sunduğu şikayet beyanları ve o dosya kapsamında gerek davacının eşi ….’ın beyanları gerekse davalı/şüpheli …’nin beyanları dikkate alındığında davacının senetten haberdar olduğu ve borcu kabullendiği yönünde iradesinin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, bilirkişi raporunun, denetime elverişli, kapsam ve niteliği itibariyle hüküm vermeye yeterli bulunmasına, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve dosya kapsamına göre mahkeme karar ve gerekçesi yerinde olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 987,22 TL istinaf karar harcından peşin alınan 246,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 740,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davalıya iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/12/2021


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza