Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1572 E. 2022/202 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No……
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ……..
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ………..
ÜYE : …….
ÜYE :……..
KATİP :…………

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2018
NUMARASI : …..Esas, ……. Karar

DAVACI : …………
VEKİLİ : Av. …………

DAVALILAR : 1-……..
2-……
3-…..

VEKİLİ : Av. …………..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2022

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2018 tarih,……. Esas,……….. Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili , davacı bankanın Bursa Ticari Şubesi ile asıl borçlu davalı ……. Şti. Arasında düzenlenen GKS’lere diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılara hesap kat ve temerrüt ihtarı çekilerek alacak muaccel hale geldiğinden, alacağın tahsili için davalılar hakkında Bursa 19.İcra Müdürlüğünün……….. esas sayılı dosyasında yapılan ilamsız icra takibine davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, icra takibinden sonra bankaya tam ciro ile temlik edilen çeklerin tahsil edilmesi ile 16/08/2016 tarihinde 50.000,00 TL tahsilat yapıldığını, bu tahsilatın borçlu cari hesaba aktarıldığını ve icra dosyasına beyan verildiğini, davalılar ………şirketi ile ………’ın itirazının 400.000,00 TL davalı …….. yönünden ise 290.000,00 TL kısmi asıl alacak üzerinden iptaline ve takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevaplarında ; davanın reddi gerektiğini savunmuş, davalıların davacı bankaya Bursa 19.İcra Müdürlüğünün ………. esas sayılı takip dosyasında yazılı olduğu miktarda borcu bulunmadığını, gerek C/H hesabı ve gerekse ticari kredi hesabından dolayı davacı bankaya borçlarının olmadığını, ödeme emrindeki hesaplamalarda belirsizlik ve çelişkiler bulunduğunu, bu nedenle kötüniyete dayalı takip nedeniyle yapılan itirazın yerinde olduğunu,sözleşmede belirlenen oranların üzerinde olduğunu, borçluların borcunu karşılar miktarda temlik edilmiş çeklerin bulunduğunu, faizin fahiş olduğunu, davanın reddi ile %20 tazminata hükmedilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, Davacı bankanın 03/08/2016 tarihli ihtarla şirketin kredi hesabını kat ettiği, İhtarın ……..Ltd. Şti. ve………..’a 05/08/2016 tarihinde …….a ise 10/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, Sözleşmeye göre ticari kredili mevduat hesabı için yıllık %30,24, borçlu cari hesap kredisi için “kredi yıllık azami faiz oranları bildirim formunda” yer alan %27 oranının iki katına isabet eden %54 temerrüt faizi uygulanacağı, rapora göre kredili mevduat hesabından kaynaklanan borç toplamının ferileriyle birlikte 10.162,89 TL, borçlu cari hesap kredisinden kaynaklanan borç toplamı ferileriyle birlikte 391.186,58 TL olduğu, Davalılardan ……….’ın kefalet sınırı itibariyle sorumluluğu ise toplam 401.186,58 TL olduğu, ek raporda takip tarihinden sonra tahsil edilerek alacağa mahsup edilen çeklerin ayrıntılı biçimde gösterildiği ve 50.000 TL’lik alacağın 15/08/2016 tarihinde tahsil edildiği, Bu tahsilatın dava tarihinden önce olduğu, davacı tarafın takipten sonra yapılan tahsilatı tenzil ederek dava açması gerektiği bu nedenle 50.000 TL’lik kısım yönünden davacının hukuki yararının bulunmadığı, Dava tarihinden sonra yapılan tahsilatların ise icra dairesince nazara alınarak hesaplama yapılması gerektiği ,davacı tarafın elinde tahsil kaabiliyetini yitirmemiş çekler bulunduğu halde icra takibi başlattığını, Tahsil için alınan çeklerin 321.000 TL’lik kısmının süreç içinde tahsil edilerek alacağa mahsup edildiğini, bu durumda davacı bankanın aynı bedel için ikinci kez ücreti vekalet ve bu bedel üzerinden icra inkar tazminatı istemeye haklı sayılmaması gerektiğini, yine çekle teminatlandırılmış alacaklar yönünden davalının takibe itirazının da kötü niyetli kabul edilmeyeceğini,Bu itibarla halen ödenmeyen kısım olan 79.000 TL üzerinden icra inkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete daha uygun bulunduğunu belirterek , Davacı bankanın talebinin bilirkişi tarafından hesaplanan miktarın altında kaldığı gözetilerek davadan önce tahsil edilen 50.000TL’llik çek bedeli tenzil edildikten sonra ………. yönünden 240.000 TL ve diğer davalılar yönünden 350.000 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verildiğini, Takipten sonra yapılan ödemeler toplamı 271.000 TL olup, takipten sonra ancak davadan önce ödenen 50.000 TL’lik kısım yönünden dava reddedilmiş olduğundan icra dairesince ödeme olarak nazara alınması gereken toplam miktarın 271.000 TL olduğu, Kısa karardaki 321.000 TL nin davadan önceki 50.000 TL’yi de kapsadığı, Kısa kararda yapılan maddi hatanın bu şekilde düzeltildiği,Davacı bankanın………. yönünden sadece 290.000 TL kısmi ana para talep ettiği, Yapılan ödeme bu talepten düşüldüğünde borçlunun sorumlu olduğu miktarın 240.000TL diğer davalılar yönünden istenen 400.000 TL’nin ise 350.000 TL olduğu belirtilerek ;
“1-Davanın kısmen kabulü ile; Bursa 19.İcra Dairesi’nin …………. sayılı takip dosyasına davalı-borçlular tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline,
2-15/08/2016 tarihinde ödenen 50.000-TL’lik kısım yönünden davacının dava açmakta yararı bulunmadığından davanın reddine,
3-Takibin davalılardan …….. Ltd. Şti. Ve………..Yönünden 350.000-TL asıl alacak, diğer davalı …….. yönünden 240.000-TL asıl alacak üzerinden devamına,
4-Takipten ve davadan sonra, 29/09/2016 tarihinde yapılan 5.000 TL, 27/10/2016 tarihinde yapılan 35.000 TL, 08/11/2016 tarihinde yapılan 45.000 TL, 03/01/2017 tarihinde yapılan 30.000 TL, 01/02/2017 tarihinde yapılan 5.000 TL, 01/03/2017 tarihinde yapılan 5.000 TL, 14/03/2017 tarihinde yapılan 140.000 TL, 01/06/2017 tarihinde yapılan 6.000 TL toplam 271.000-TL olmak üzere ödemenin icra dairesince tahsilat olarak nazara alınmasına,
5-İtirazın kısmen alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek; davalı borçluların bakiye 79.000-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, ” Karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; takip tarihi itibariyle alacak miktarının 563.000,00 TL olduğu, 400.000 Tl için takip yapıldığı, takipten sonra tahsil edilen 50.000,TL lik Çek bedelinin zaten tenzil edilerek takip yapıldığını, Mahkemece takipte talep edilen kısmi alacaktan düşülerek hüküm tesis edilmesinin yasaya ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, Davalı ……….. yönünden dava ile talep edilen miktar 290.000,TL olduğu halde yerel mahkeme bu durumu gözden kaçırarak hatalı karar verildiğini, takip tarihindeki alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken , ödenmeyen 79.000 TL üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirket ve kefiller yönüyle Genel Nakdi ve Gayri nakdi kredi Sözleşmesi ne istinaden şirkete açılan BCH (Borçlu cari hesap ) ve Ticari kredili mevduat hesabı nedeniyle kullanılan kredilerin çekilen hesap kat ihtarına rağmen ödenmediğinden bahisle asıl borçlu ve müteselsil kefiller yönünden icra takibi başlatıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu davacı tarafça itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf icra dosyasında talep edilen miktarda borç olmadığını, alacak kalemleri yönüyle belirsizlik ve çelişki bulunduğunu, istenilen faiz oranının fahiş olduğunu, müvekkilerinin borcunu karşılar miktarda temlik/teminat çekinin bankaya temlik edilmiş halde bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesin savunmuştur
Mahkemece bilirkişi raporu hükme asas alınarak takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce ödendiği belirtilen 50.000 TL lik çek yönüyle hukuki yarar bulunmadığı belirtilmiş ve bu miktar yönünden red kararı verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda asıl borçlu yönünden takip tarihi itibariyle BCH hesabında toplam borç miktarının 435.424,47 TL olarak hesaplandığı, kredili mevduat hesabında ise borç miktarının 20.683,39 tl olarak belirlendiği, icra takibinde talep edilen miktar itibariyle “talebe uygunluk ilkesi” doğrultusunda yapılan hesaplama da ise davalılardan……. Ltd. Şti. Ve ……… yönünden kredili mevduat hesabından kaynaklanan borç toplamının ferileriyle birlikte 10.162,89 TL, borçlu cari hesap kredisinden kaynaklanan borç toplamı ferileriyle birlikte 391.186,58 TL olduğu, Davalılardan ………ın kefalet sınırı itibariyle sorumluluğu ise toplam 401.186,58 TL olduğu, tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda tablo1 adı altında yapılan ödemeler gösterilmiştir.
15/08/2016 tarihli 50.000,00 TL’lik ödeme dava tarihinden önce fakat takipten sonra yapılan ödemedir. Bu sebeple hesaplamada göz önüne alınması gerekir. İtirazın iptali davalarında dava tarihi itibariyle alacağın ne miktar olduğunun açıkça belirlenmesi gerekir.
Raporda takip tarihinden itibaren hesap yapılmış, dava tarihi itibariyle alacak miktarı gösterilmemiştir.
Bu haliyle bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik bilirkişi raporuna dayanarak verilen karar yerinde değildir.
İcra inkar tazminatının da İİK’67. Madde hükmene göre hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden hesaplanması gerekirken davadan sonra yapılan ödemeler gözetilerek bakiye üzerinden hesaplanması doğru olmamıştır.
Bununla birlikte mahkemece, kısa karar ile hüküm arasında çelişki oluşması ve çelişkinin gerekçeli kararda giderilmeye çalışılması da yerinde görülmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2018 tarih, ….. Esas,………. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 15/02/2022

……
Başkan
……
(e-imza)

Üye
…..
(e-imza)
…..
Üye
…..
(e-imza)
..
Katip
…………
(e-imza)