Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1461 E. 2021/1610 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ……..
KARAR NO : …………….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2019
NUMARASI : …….. E. ………… K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tapu İptali Tescil
KARAR TARİHİ : ……….
KARAR YAZIM TARİHİ :……….
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/03/2019 tarih,……….esas, …………sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 17.04.2014 tarihli kura sonucu B2 blok 2 nolu dairenin sahibi olduğunu, davacının şehir dışında olmasından faydalanılarak ihtarnameler çıkartılıp ihraç kararı verildiğini, Bursa 2. ATM’nin 2016/11 esas sayılı dosyasında kooperatife üye olduğunun tespitine, 31.12.2012 tarihi itibariyle 2.443,48 TL borcu bulunduğunun tespitine karar verildiğini, 30.03.2017 tarihinde kararın kesinleştiğini, 24.04.2017 tarihinde davalıya 2.443,48 TL ödemede bulunduklarını ileri sürerek, kurada isabet eden dairenin tapusunun iptalini, davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Bursa 2. ATM’nin ……..esas sayılı dosyası nedeniyle icra takibi yaptıklarını, takip alacağının 5.738,51 TL olduğunu, takipten üç gün sonra 24.04.2017 tarihinde 2.443,48 TL ödendiğini, davacının 31.12.2012 tarihinden sonra da oluşan borçları bulunduğunu, hak ve vecibelerde eşitlik ilkesi gereğince diğer ortakların ödemesi gereken tutarın ödenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davacının daha önceden kooperatife karşı açmış olduğu menfi tespit ve çıkarma kararının iptaline ilişkin davada, 31.12.2012 tarihi itibariyle 2.443,48 TL borcu bulunduğunun tespit edildiği, davacının 25.01.2019 tarihli ihtarnamede belirtilen 7.265,75 TL’nı ödediği, mahkeme kararı ile davacının kooperatif üyesi olduğunun tespit edildiği, kura çekimi sonucu kendisine isabet eden dairenin adına tescil bulunmasına engel bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı tapunun iptaline, davacı adına tesciline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili, her davanın açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre belirleneceğini, dava tarihi itibariyle davacının kooperatife borcu bulunduğunu, Bursa 2. ATM’nin 2016/11 esas sayılı dosyasında hükmedilen 2.433,48 TL için icra takibi yapıldığını, davacının takipten üç gün sonra 31.12.2012 tarihinde 2.443,48 TL’nı PTT havalesi ile davalıya gönderdiğini, takibe yapılan kısmi ödemenin faiz ve masraflara mahsup edileceğini, icra takibinden kalan borcun icra vekalet ücreti ve masrafları hariç 5.738,50 TL olduğunun bilirkişi raporu ile belirlendiğini, davacının ödediği tutar nazara alındığında borcun tamamının ödenmemiş olduğunun anlaşılacağını, 31.12.2012 icra takip tarihi ile ödemenin yapıldığı 24.04.2017 tarihine kadar gecikme faizinin oluşacağını, davacının 31.12.2012 tarihinden önceki borcun tamamını ödemediği gibi, bu tarihten dava tarihine kadar birikmiş borcun da ödenmediğini, davacıya gönderilen 21.07.2017 tarihli ihtarnamedeki borcun 31.12.2012 tarihinden davanın açıldığı 2017 yılı başına kadar birikmiş olan bir kısım borçları kapsadığını, 2013 yılından devir 500 TL aidat ve 1.000 TL iskan harcı, 1.000 TL ferdi tapu harcı, 1.000 TL 2015 yılı aidatı 1.000 TL, 2016 yılı aidatı 4.550 TL ve 2.625 TL faiz olmak üzere 7.175 TL olduğunu, yine müvekkili tarafından çekilen 25.01.2019 tarihli ihtarnamede, 2015 yılı aidatı 1.000 TL, 2016 yılı aidatı 1.000 TL, 2017 yılı aidatı 1.000 TL, 2018 yılı aidatı 2.750 TL olmak üzere 5.750 TL aidat borcu ve 1.515,75 TL gecikme faizi olmak üzere 7.265,75 TL istendiğini, davacının karardan önce 20.02.2019 tarihinde ödeme yaptığını, davadan sonra yapılan bu ödemenin dava tarihi itibariyle davacının borçlu olduğunu gösterdiğini, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının tapu tescili talep edemeyeceğini, davacının iskan ve tapu harcını ödemediğini, bilirkişi raporunda davalı defterlerinde davacının ödenmeyen borçlarının gösterildiğini, 2015 ve 2016 yılı aidatlarının ise genel kurul kararları dosyaya ibraz edilmediğinden araştırma yapılmadığının açıklandığını, mahkemece bu nedenle 2015 ve 2016 yılı aidatlarının yok sayıldığını, genel kurul karaları gerekli ise davalıdan ve ticaret sicilden istenebileceğini, kaldı ki 2015 ve 2016 yılına ilişkin genel kurul kararlarının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesiyle birlikte sunulduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kooperatif hukukundan kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların, yargı harçlarına tabi olduğu, 15. maddesinde yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı, 16/3. maddesinde değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesinin mecburi olduğu, gösterilmemişse davacıya tespit ettirileceği, tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmayacağı, 16/4. maddesinde noksan tespit edilen değerler hakkında 30. madde hükmünün uygulanacağı, 21. maddesinde yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınacağı, 28. maddesinde (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar ve ilâm harcının 1/4’ünün peşin alınacağı, 30. maddesinde yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunacağı, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilâm harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu, 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmayacağı ve HMK’nin 120/1. maddesi uyarınca da davacının, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
Somut olayda, davacı taraf, kooperatif üyesi olduğunu, kendisine tahsis edilen taşınmazın tapuda devir edilmediğini ileri sürerek, 30.000 TL üzerinden harç yatırmak suretiyle tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın değeri üzerinden nispi harç alınması gerektiği, harç hususunun kamu düzenine ilişkin olup re’sen nazara alınacağı, dava konusu dairenin değerinin 30.000 TL’nin üzerinde olduğunun açık olduğu anlaşıldığından, mahkemece taşınmazın değeri belirlenerek, tespit edilen değer üzerinden davacıya süre verilip, harcın yatırılması halinde işin esası incelenip sonucuna uygun karar verilmesi, yatırılmaması halinde, Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi ve HMK’nın 150. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, eksik harç alınarak davaya devam edilip sonuçlandırılması doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin sebeplerle kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir (Bkz. aynı yönde Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/7101- 2019/4865 E. K. sayılı ilamı).
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Mahkemenin 29/03/2019 tarih, 2017/567 esas, 2019/528 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Davalı tarafından yatırılan istinaf karar ilam harcının talep halinde iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 359/3. maddesine göre, kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi 24/11/2021


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza