Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1430 E. 2021/1544 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …
TARİHİ : …
NUMARASI : …. E. … K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : ….
KARAR YAZIM TARİHİ : …
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih, …esas, …sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili, müvekkilinin cenazeye katılmak üzere komşusu … aracılığı ile araç temin edip, akrabaları ile birlikte ….’a hareket ettiğini, … tarihinde aracın kaza yaptığını, araç … yönetiminde iken davacının da içinde bulunduğu bir kısım yolcuların yaralandığını, … isimli kişinin de yaralananlar arasında bulunduğunu, kaza sonrası araç sahibi olan kişilerin doğacak zararlar için teminat istediğini, müvekkilinin de ileride tazminat davası olursa sorumluluk almak adına bonoya adını, soyadını, imzasını atarak …’ye verdiğini, bononun arkasına bononun gerçek borcu temsil etmediğinin, teminat amacıyla verildiğinin arkasına yazıldığını, buna rağmen eksik unsurların anlaşmaya aykırı olarak doldurularak takibe konulduğunu, senedin arkasında, …. tarihinde …’ta olan kaza ile ilgili herhangi bir dava oluştuğunda işleme konulacaktır. Bunun haricinde hiçbir kanuni ve yasal kullanılmasına, tahsil edilmeye hakkı yoktur. Kaza sebebi aracın plakası …. marka otobüs içindir, yazdığını, senedin araç maliki olduğunu söyleyen ….’ye verilmek üzere düzenlendiğini, davacı ile davalı arasında ticari veya hukuki ilişki bulunmadığını, trafik kazasında davacının kusurunun olmadığını, sadece aracın teminine …. ile birlikte aracılık ettiği için sorumlu tutulduklarını, kaza nedeniyle araç maliki veya işleteni için tazminat ödemesi riski doğarsa bunu karşılamaya yönelik olduğunu, nitekim olay nedeniyle …isimli kişi tarafından …’nin …. esas sayılı dosyada tazminat davası açıldığını, davalılar aleyhine tazminata hükmedildiğini, davalının bonodaki kayıt nedeniyle ne kadar tazminat ödedi ise o kadar bononun teminat vasfından yararlanacağını, buna rağmen davalının tek taraflı miktar belirleyerek işlem yaptığını, hükmedilen maddi tazminatın sigorta tarafından ödeneceğini, davalı tazminatı bizzat ödediğini ispat etmedikçe talepte bulunamayacağını, manevi tazminatın müteselsilen hükmedildiğini, davalının yine tazminatı bizzat ödemesi gerektiğini ileri sürerek, icra takip dosyasına konu 250.000 TL tutarlı bono nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının bonodaki imzaya itiraz etmediğini, borcun sebebini ve düzenleme amacını gösteren açıklamaların bono niteliğini etkilemediğini, açığa senet düzenlenmesinin mümkün olduğunu, iddiaların yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davaya konu senet arkasında, bu senet …. tarihinde Sivas’ta olan kaza ile ilgili herhangi bir dava oluştuğunda işleme konulacaktır. Bunun haricinde hiçbir kanuni ve yasal kullanılmasına, tahsil edilmeye hakkı yoktur. Kaza sebebi aracın plakası … marka otobüs içindir, yazdığı, senet takibe konulduğu anda şart içerdiği için kambiyo senedi vasfında olmadığı, bono üzerindeki yazılı meblağında kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğinin söylenemeyeceği, zararın varlık durumuna göre senedin ödeneceği anlamına geldiği, teminat senedinin takibe konulmasına engel bulunmadığı, ancak borçlunun teminatın paraya çevrilmesini gerektirir sebeplerin doğmadığını ileri sürebileceği, trafik kazası nedeniyle davalı aleyhine tazminata hükmedildiği, hükmedilen tazminatlar zarar kabilinden senet bedelinden düşülerek bakiye kısım yönünden davacının borçlu olmadığı tutarın belirlendiği, alacak yargılamayı gerektirdiğinden tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, takibe konu 250.000 TL tutarlı senetten dolayı davacının, davalıya 194.304,24 TL borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, müvekkilinden bonoyla istenebilecek miktarın sadece kaza sebebiyle ödemek zorunda kaldığı kısımla sınırlı olduğunu, bu kısım yönünden ispat külfetinin davalı alacaklıda bulunduğunu, dava ve takip tarihi itibariyle davalının henüz hiçbir ödeme yapmadığını, buna rağmen bonoyu miktar, vade ve keşide tarihi itibariyle anlaşmaya aykırı doldurarak takibe koyduğunu, davalının yargılama sırasında sadece 20.000 TL ödeme yaptığını, bunun da davadan sonra 24.01.2019 tarihinde olduğunu, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğini, bono vadesi gerçeğe aykırı yazılarak haksız faiz talep edildiğini, bononun kambiyo vasfına itiraz etmediklerini, gelecekte doğması muhtemel bir alacağın teminatı için verildiğini, davalının teminata uygun olarak sadece ödediği tutar için takip yapabileceğini, davalı bir tazminat ödemek zorunda kalırsa ancak o zaman o miktar için alacaklı olacağını, senet arkasındaki ifadenin taraflar arasında yazılı sözleşme niteliğinde bulunduğunu, başka müteselsil borçlular varken, mahkemece hüküm altına alınan kısım bu borçlular tarafından ödenmiş iken, sigorta şirketleri tarafından yapılan ödemeler varken, davalının tüm tazminatı kendisi ödemiş gibi talepte bulunamayacağını, aksi halde sebepsiz zenginleşmiş olacağını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, TBK’nın 170. maddesine göre, bir sözleşmenin hüküm ifade etmesi, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen bir olguya bırakılmışsa, sözleşme geciktirici koşula bağlanmış olur, TBK’nın 173. maddesinde, sona ermesi önceden gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen bir olguya bırakılan sözleşme, bozucu koşula bağlanmış olur, denildiğini, senet verildiğinde kazanın doğduğunu, zarar görenlerin davacı hakkında tazminat davası açtığını, senedin arkasındaki ifade, geleceğe yönelik olmayıp geçmişteki bir olaya ilişkin verildiği için dahi senedin şart içerdiğini, kambiyo vasfında olmadığını sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, bononun teminat senedi sayılabilmesi için teminat senedi olduğunun yazılı olması ve ödemenin şarta bağlanmış olması gerektiğini, senede karşı senetle ispat kuralı bulunduğunu, mahkemece hükmedilen tazminatlar miktarınca davalının borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, davalı hakkında kaza ile ilgili başka derdest davalar bulunduğunu, mahkemece araştırma yapılmaksızın karar verildiğini, geleceğe ilişkin olmayan, meydana gelip gelmeyeceği belirsiz olan bir şartı içermeyen, içeriğinde veya arkasında teminat kaydı bulunmayan senedin, kambiyo vasfı taşımadığı ve teminat senedi olduğu gerekçesiyle, kısmen kabul kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, teminat senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Teminat senetleri, sözleşme konusu işin yapılmaması veya eksik yapılması durumunda tarafların kendilerini güvence altına almak için düzenledikleri belgedir. Teminat senetlerinde, senet üzerinde teminattır yazması ve hangi konu için verildiğinin açıklanması gerekir. Teminat senedi ile kambiyoya mahsus takip yapılamaz. Çünkü anılan senet, sözleşme veya yapılacak işe yönelik güvence oluşturur. Kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içermediğinden kambiyo senedi vasfında değildir. Teminat senedi ile ilamsız takip veya alacak davası açılabilir. Böyle bir davada da teminat senedinin düzenlendiği konuda bir alacak doğup doğmadığı ve miktarı araştırılarak karar verilir.

Somut olayda, davacının keşideci, davalının lehtar olduğu senette “…. tarihinde ….’ta olan kaza ile ilgili herhangi bir dava oluştuğunda işleme konulacaktır. Bunun haricinde hiçbir kanuni ve yasal kullanılmasına, tahsil edilmeye hakkı yoktur. Kaza sebebi aracın plakası …. marka otobüs içindir.” ibaresinin yazıldığı, düzenlenen belgenin teminat senedi niteliğinde olduğu, bu teminat senedi ile kambiyoya mahsus takip yapılamayacağı, davalı tarafından, davacı aleyhine kambiyoya mahsus takip yapıldığına göre, davacının kambiyoya mahsus takip yönünden tümden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği, davacının senedin kendinden dolayı açtığı menfi tespit davasında ise senette düzenlenen borcun gerçekleşip gerçekleşmediğinin, davacının ne kadar borcunun doğduğunun denetime elverişli olacak şekilde belirlenmesi gerektiği, dosya kapsamında 194.304,24 TL’nin ne şekilde bulunduğunun, …Dairelerine ödenen tutarını içerdiği anlaşılamamıştır.
Bu itibarla mahkemece, senet konusu kazadan dolayı davalının tazminat ödeyip ödemediğinin, ödemiş ise ne kadar tazminat ödediğinin, bu tazminat içinde sigorta tarafından ödenen veya ödenecek tutarlar olup olmadığının, tazminat davasındaki diğer müteselsil davalılardan tahsilat yapılıp yapılmadığının, rücuya tabi alacak bulunup bulunmadığının, bir başka deyişle kaza nedeniyle davalının elinden çıkacak rakamın belirlenip, davalının mükerrer tahsile ve sebepsiz zenginleşmesine yol açmayacak şekilde borçlu olunan tutar belirlenerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, istinaf karar içeriğine göre sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Mahkemenin … tarih, … esas, …sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
İstinaf karar içeriğine göre sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf karar ilam harcının talep halinde taraflara iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 359/3. maddesine göre, kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza