Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1299 E. 2022/308 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/1299
KARAR NO : 2022/308

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI : 2018/826 Esas, 2019/251 Karar

DAVACI : …-D

VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2022

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 tarih, 2018/826 Esas, 2019/251 sayılı kararının yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin DOSAB’ta faaliyetini sürdürmekte olan bir şirket olup; davalının müvekkili şirket iş yerinde planlama memuru olarak 01/07/2013 tarihinde çalışmaya başladığı, müvekkili ile davalı arasında iş sözleşmesi dışında ayrıca rekabet yasağı sözleşmesi de düzenlendiği, bu sözleşmeye göre davalının akdin başlangıcından itibaren en az 2 yılı süre ile işe yerinde çalışmayı kabul ettiğinin hüküm altına alındığı, davalının sözleşme hükümlerine aykırı olarak daha iyi bir yerde çalışmak istediğini belirterek sözleşme ile belirlenen çalışma süresi dolmadan 12/11/2014 tarihinde iş yerinden istifa ederek ayrıldığı, rekabet yasağı sözleşmesi gereğince sözleşme hükümlerine aykırılık sebebi ile davalıya 6 aylık ücreti tutarında cezai şartın ödenmesi hususunun hatırlatıldığı, ancak davalının ödeme yapmaktan kaçınmış olduğunu, bunun üzerine davalı hakkında belirtilen borcu nedeni ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının icra takibine itiraz ederek takibi durduğunu, yapılan itirazın yerinde olmayıp itirazın iptaline, haksız itiraz nedeni ile icra takibi durduğundan; alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı iş yerinde planlama memuru olarak çalışmaya başlayıp aralarında düzenlenen iş sözleşmesi ve rekabet sözleşmesi gereği sözleşmenin 4.maddesinde belirtilen iş yerinde 2 yıllık çalışma süresine uymadığı ve işten ayrıldığından bahisle müvekkilinden cezai şart talebinde bulunduklarına ilişkin dava açtığı görülmüş ise de; sözleşmede belirtilen iş bu rekabet yasağına ilişkin maddenin müvekkilinin Anayasa ile güvence altına alınan çalışma ve sözleşme hüviyeti başlıklı 48 ve devamı maddelerinde belirtilen çalışma hürriyetinin açıkça ihlali niteliğinde olduğunu, öte yandan BK’nın 348.maddesinde rekabet yasağına ilişkin şartın ancak işçinin müşterileri tanımasından ve ticari sır niteliğindeki bilgilere erişerek iş sahibinin zararına sebebiyet verecek nitelikte bir davranışı olduğunda geçerlidir şeklinde düzenleme getirildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından iş veren ile rekabet oluştıracak şekilde kendi namına iş yapması, rakip bir firmada ortak olması ya da iş sözleşmesi ile çalışması halinde rekabet yasağının geçerli olabileceği, müvekkilinin ise davacı iş verenin iş kolunda ve faaliyet alanında bile olmayan otomotiv, metal iş kolunda faaliyet gösteren İndec Endüstriyel Renk Üretim Plast. Boyama Sis. Tic. Ltd. Şti’de faaliyet gösteren bir iş yerinde çalışmaya başladığını, davacı iş kolunun ise dokuma, hazır giyim ve deri alanında faaliyet gösterdiğini, öte yandan Borçlar Kanunun 349.maddesinde; rekabet yasağının işçinin iktisadi geleceğini tehlikeye düşürmemesi için süre, yer ve işin türü bakımından sınırlandırılması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen; sözleşmede böyle bir sınırlandırma ya da belirlemenin yer almadığını, sadece işçi aleyhine getirilen ceza, şart hükümlerinin de geçerli olmayacağı nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; davalı … Koç’un davacı iş yerinde 01/07/2013 tarihli iş sözleşmesi ile çalışmaya başladıktan sonra iş yerinden kendi isteği ile ayrılarak 14/11/2014 tarihinden itibaren dava dışı İndec Ltd. Şti iş yerinde çalışmaya başladığı, davalının davacı iş yerinde boya planlama koordinasyon bölümünde planlama uzmanı olarak çalıştığı, dava dışı iş yerinde de halen lojistik ve planlama alanında çalıştığının anlaşıldığı, davacı tarafça davalının rekabet yasağı sözleşmesi kapsamında taraflar arasındaki rekabet yasağı hükümlerine riayet etmeyerek 2 yıl süre ile davacı iş yerinde çalışmayı kabul ve beyan etmesine rağmen 2 yıllık süre dolmadan iş yerinden ayrılarak aynı iş kolunda faaliyet gösteren dava dışı iş yerinde aynı pozisyon ile çalışmaya başladığını, bunun da rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık içerdiğinden; sözleşme gereği 6 aylık son ücreti tutarında cezai şart ödemesi gerektiği iddiası ile dava açılmış ise de; her iki iş yeri iş kolunun farklı olduğu; davacı iş yerinin dokuma, hazır giyim ve deri iş kolunda çalışır iken tekstil yönlü faaliyetlerinin bulunduğu, dava dışı İndec Ltd. Şti’nin ise otomotiv Sektörüne yan madde üreten metal iş kolunda faaliyet gösterdiği, her iki iş kolu faaliyetinin birbirinden farklı olduğu, gelen resmi kayıtlar ve tanık anlatımları ile anlaşıldığı, BK’nun 348 ve 349.maddeleri hükümleri ile; rekabet yasağı sözleşmelerinin ayrıca bazı sınırlamalar getirilmiş olup; işçinin önceki iş yerindeki pozisyonu itibari ile rekabet yasağı hükümlerinden yararlanmak isteyen davacı şirketin ticari sırlarına vakıf olacak bir pozisyonda olup; bir başka iş yerinde çalışmaya başlaması ile davacı iş yerinin ticari sırlarının başka iş yeri ve rakip firmalarla paylaşılarak ya da müşteri portföyü ve fiyat bilgileri gibi bilgilere sahip olarak; bu bilgilerin kullanılması sureti ile davacının zararını oluşturacak eylemler içerisine girmesi ve davacının bu nedenle bir zararının oluşması gerekmekte olup; davacının ise davalı işçisinin ticari sırlarına vakıf olduğu, bunları iş yerinden ayrılmasından sonra kendisi aleyhine kullandığı ve bundan dolayı bir zararının oluştuğu iddiasının bulunmadığının anlaşıldığı, davalı işçinin öte yandan davacı iş yerinde kilit personel iken ayartıldığı, başka bir iş yerine geçişinin bu nedenle zararını oluşturduğu hususunun da iddia edilmediği, öte yandan rekabet yasağı sözleşmelerinin yer, süre ve konu bakımından da sınırlandırılmasının BK Hükümleri ile Yargıtay Uygulamaları kapsamında bir zorunluluk olarak kabul edilmiş olup; sözleşmede böyle bir sınırlandırma bulunmadığı gibi yalnızca işçi aleyhine tek taraflı düzenleme olarak getirilen rekabet yasağı hükümlerinin de geçerli kabul edilemeyeceği gerekçesi ile yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı … İstinaf talebinde; Mahkemenin Taraflar arasında imzalanan ve yargılama konusu olan Rekabet Yasağı Sözleşmesi’nin 4. maddesi hükmünü ihlal ile iki yıl dolmadan , 1 yıl 3 ay sonra iş sözleşmesini istifa ile sonlandırarak işi bırakması koşulunu ihlal ettiği hususunu hiç bir şekilde incelemediğini ve gerekçeli kararında da bu hususa yer vermediğini, davalının istifa ederek 4. mad. ihlal etmesi tek başına bu sözleşmedeki cezai şartın gerçekleştiğinin kanıtı olduğunu,davalının Yerine alınan elemanın da aylarca eğitilmiş olmasının davalının yarattığı boşluğu apaçık ortaya koyduğunu, davalının müvekkilini zarara uğrattığını, Mahkemece bu konuda bir bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekirken, bu husus hiç bir şekilde incelenmeyerek davanın reddi cihetine gidildiğini, Davalıya müvekkil tarafından sağlanan eğitimlerin Mahkemece araştırılmadığını, Davalının, bu bilgiler sayesinde mesleğiyle ilgili yeni bir işe girdiğini, aynı işi yaptığını, yeni ve eski işinde Keşif ve Bilirkişi incelemesi yapılarak teknik karşılaştırma yapılmadığını, Mahkemece dosyada yeterli delil toplamadığı , sözleşmenin incelenmediği ve sübjektif kanaatıyla hüküm kurulduğu, TBK nun temel hükümleri ve HMK hükümlerinin ihlal edildiğini, belirterek kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, rekabet yasağından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6101 Sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 4. maddesi, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olup da, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır hükmünü haiz olup, her ne kadar taraflar arasındaki rekabet yasağı hükmünü içeren iş akdi 01/07/2013 başlangıç tarihli olsa da, sözleşmede iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği12/11/2014 tarihi itibariyle somut uyuşmazlıkta 6098 Sayılı TBK’nın rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin 444 ve devamı maddelerinin tatbik edilmesi gerekmektedir.
6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi uyarınca,” fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” hükmünü içerir,
6098 sayılı TBK’nın 444. Maddesi’nin 2. Fıkrasında “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir” şeklinde düzenlenmiştir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması aranmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmesinin 3. maddesinde, çalışanın işverenin işletmesinde almış olduğu eğitimler ve işi nedeniyle öğrenmiş olduğu iş verene özel her türlü bilgiyi, her hangi bir maddi ve manevi karşılık şartına bağlı olmaksızın teslim ve tevdii eylemeyeceğini, gerek gerçek ve gerekse elektronik ortamdaki her türlü işletme sırrını koruyarak kendi zilyedinde bulundurmayacağını, kopyalayıp çoğaltmayacağını ve 3. Şahıslara vermeyeceğini kabul ve taahhüt eder, 4. maddesinde ise, çalışan akdin başlangıcından itibaren en az 2 yıl süreyle iş yerinde çalışmayı kabul beyan ve taahhüt eder. 7. Maddesinde, çalışan işletmeye ait ticari ve üretim bilgileri ile işletmede kullanılan işletme yöntemlerine ait bilgi ve belgeleri rakip ve/veya rekabet yaratacak potansiyele sahip kişi ve kuruluşlara hiçbir şekilde teslim ve tevdii eylemeyeceğini kabul eder. 9. Maddede ise, çalışanın yukarıda sayılan hususlarla yapılan fiilin özelliğine göre, sonucunda rekabet yasağına aykırı olduğu saptanan her hangi bir oluşumun gerçekleşmesi halinde işverenin uğradığı zararın dışında ve ayrıca her hangi bir mahkeme kararına gerek kalmaksızın taraflarca müştereken tayin olunan ve akdin sona erme tarihindeki çalışanın 6 aylık ücreti tutarında cezai nakdiyi nakden ve peşinen iş verene ödemeyi kabul ve taahhüt eder. 10. Maddesinde ise, çalışanın bu sözleşmeye aykırı olan eylemi nedeniyle gerek müşteri kaybından ve gerekse rakip yaratılması ve/veya rakibin güçlendirilmesi nedeniyle uğranılan ve uğranılması muhtemel zararlardan ve de sırf bu bilgilere dayanarak piyasada oluşturulan yeni fiyatlar nedeniyle iş verenin uğrayacağı fiyat ve gelir kayıplarından doğacak zararlar ile işin aksaması nedeniyle uğranılacak zararlar 9. Madde hükümlerine ek olarak tazmin edilecektir şeklinde düzenlendiği, davalı işçinin, bu rekabet yasağı kaydına rağmen iş sözleşmesini sona ermesinden sonra davacı ile aynı ilde faaliyet gösteren indec Endüstriyel Renk Üretim ve Plastik Boyama Ticaret Limited Şirketin de çalışmaya başladığı dikkate alınarak ,dosya arasına getirtilen İŞKUR, SGK ve BTSO yazıları ile gerek davacı şirketin faaliyet alanı gerekse davalının çalışmaya başladığı İndec Endüstriyel Renk Üretim ve Plastik Boyama Ticaret Limited Şirketinin faaliyet alanları gözetilerek , işletmenin bulunduğu yer, yapılan iş ve davalının işletmedeki durumu değerlendirilerek, davacı şirket ile davalının çalışmaya başladığı şirketin faaliyet alanlarının tespiti, davalının, davacıda çalışırken yaptığı işe bağlı olarak şirket sırlarına vakıf olabilecek pozisyonda bulunup bulunmadığının ve davalının öğrendiği bilgileri rakip bir işletmede kullanarak eski işverenine önemli ölçüde bir zarar verme ihtimalinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği, bu hususta gerekirse mahallinde keşif yapılarak ve konusunda uzman bilirkişilerden davalının çalıştığı konum itibariyle şirket sırlarına vakıf olup olmadığının, öğrendiği bilgileri rakip işletmede kullanarak eski işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunup bulunmadığının denetime açık olacak şekilde rapor alınmadan karar verilmesi yerinde değildir.
Bu itibarla, mahkemece davalının çalıştığı iş yerinin faaliyet alanı ve davacı şirkette çalıştığı konum itibariyle ticari sırlara vakıf olup olamayacağının, davalının öğrendiği bilgileri rakip bir işletmede kullanarak eski işverenine önemli ölçüde bir zarar verme ihtimalinin bulunup bulunmadığının, içinde gerektiğinde sektör ve uzman bilirkişilerin bulunduğu heyetten rapor alınarak, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 tarih, 2018/826 Esas, 2019/251 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 07/03/2022


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)