Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1179 E. 2021/1256 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2018
NUMARASI :

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

KARAR TARİHİ : 01/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2018 tarih sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
DAVA:,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında özel bir güvenlik sözleşmesi ve ek protokol imzalandığını, bu hizmeti veren davacı şirketin işçilerinden …’un uyuması sebebiyle tutanak tutulması gerekçe gösterilerek işçinin işten çıkarılmasının istendiğini, ancak davalı şirketin ısrarla hizmet akdinin sona erdirilmesini istediğini, anlaşma sağlanamayınca davalı şirketinin özel güvenlik hizmet sözleşmesini feshettiğini, halbuki işçinin ilk seferinde işten çıkarılmasının iş hukukuna aykırı olacağını hatırlattıklarını, nöbette uyuyan işçi gerekçe gösterilerek diğer işçilerin işten çıkarılmasının haksız olduğunu, sözleşmeye göre özel güvenlik personelinin kıdem ve ihbar tazminatından davalı şirketin sorumlu olduğunu, işten çıkarılan …,isimli personelin kıdem ve ihbar tazminatlarının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı şirket tarafından ödendiğini, yapılan ödemenin geri alınması için Bursa 19.İcra Dairesinin esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının takibe haksız biçimde itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DAVALININ CEVABI: Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuş, davalının ikametgahı itibariyle yetkili mahkemenin Manisa Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın ticaret mahkemesinde değil tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu, 29/05/2012 tarihli sözleşmeyi kabul ettiklerini ancak davacının dayandığı ek protokolü kabul etmediklerini, imzanın şirketi bağlayıcı bir imza olmadığını, davacı şirketin elemanının yerinin değiştirilmesini istediklerini ancak davacı şirketin bunu yerine getirmediğini,kendi işçileri olan kişilerin iş akdini fesih etmeden ve ödeme yükümlülüğü altına girmeden ,şirket bünyesi içinde değerlendirebileceklerini, güvenlik hizmetinin önemli olduğunu,davacı şirketin güvenlik hizmetini gerektiği gibi ve layıkı ile yapamadığını, davacının edimlerini ve tahaaütlerini yerine getiremediğini, davalı şirketin ağır ve tehlikeli işler kategorisinde faaliyet gösterdiğini, işçinin iş akdini davacı tarafın feshettiğini, kendilerinin sadece davacı ile olan sözleşmeyi fesihle yetindiklerini ileri sürmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Davacı tarafın alacağını özel güvenlik hizmet sözleşmesine dayandırdığı, güvenlik görevlisi işçinin davacı şirketin işçisi olduğunu, Uyuyan veya kayıtsız davranışı ile hizmetin hakkıyla verilmesine engel olunması halinde bunu önleyici tedbirleri almak ve işçiyi değiştirmenin davacının görevi olduğu, Davalı tarafın işçinin iş akdini feshe yetkili olmadığı, Üstelik işçinin işten çıkarılmasının 24/05/2017 tarihli fesih ihbarından sonra, 31/05/2017 günü gerçekleştirildiği , Davalı tarafın uyuyan işçinin değiştirilmesini isteyen açık bir ihtar çekmesine rağmen buna uyulduğunu gösteren bir delil bulunmadığı , Davalı tarafın ikinci bir ihtarla sözleşmeyi feshettiği, Davalının üzerine düşen uyarıyı yaptığı nazara alınırsa davacı tarafın güvenlik görevlisini değiştirme zorunluluğunun doğduğu, Olayın oluş biçimine göre, iddia edilen sözleşme ek protokolü gereğince belli bir tarihten sonra kıdem tazminatından davalının sorumlu olacağı kararlaştırılmış olsa da işçinin iş akdinin sözleşmenin feshinden sonra gerçekleşmiş olması nazara alınarak bu husus değerlendirmeye alınmadığı gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiştir..
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile ; Davalı şirketin ısrarla işçinin iş akdinin feshedilmesini istediğini, davalı tarafın ikna edilememesi üzerine davalının noter vasıtayla aralarındaki özel güvenlik sözleşmesini feshettiğini, davalının sözkonusu personellerin hizmet akdini fesih yetkisinin bulunmadığını ancak davalının işçileri işyerinden kovarak sözleşmelerini bizzat eylemli olarak sona erdirdiğini, müvekkili ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin sona ermesi üzerine , söz konusu işçileri başka bir projede değerlendirebilme imkanı bulunmadığından bu işçi ile birlikte diğer iki işçinin de hizmet akdinin feshedildiğini, bu nedenle bu işçilerin doğan kıdem ve ihbar tazminatından davalı tarafın sorumlu olduğunu belirterek ,iş hukukunda uzman bilirkişiden rapor alınmaksızın eksik incelemeye dayalı davanın reddine dair verilen kararın isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması, yeniden davanın görülmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Davacı ile davalı arasında 29/05/2012 tarihli özel güvenlik sözleşmesinin düzenlendiği, davacı özel güvenlik şirketi tarafından sağlanan üç özel güvenlik personelinin davalı işyerinde çalıştığı, özel güvenlik görevlisi …’un 27/04/2017 tarihinde gece 02:30 sıralarında güvenlik kulubesinde uyur vaziyette yakalandığı, bu nedenle davalı şirket tarafından davacı firmadan bu görevlinin değiştirilmesinin istenildiği, davacı firma tarafından çalışanın değiştirilmesi talebi kabul edilmeyince; 15/05/2017 tarihli ihtarname ile talebini yazılı olarak bildirdiği ve sözleşme hükümlerine benzer aykırılık halinde sözleşmenin feshedileceğinin belirtildiği, aksi halde sözleşmenin başta konusu olmak üzere ,sözleşme hükümlerine aykırı hareket edildiğinden 01/06/2017 tarihi itibariyle sözleşmenin son bulacağının açıkça ihtar edildiği ve akabinde taraflar arasında düzenlenen özel güvenlik hizmeti sözleşmesini fesh ettiği sabittir.
Davacı tarafın istinaf dilekçesinde de açıklandığı üzere; davacı şirketin işçisi konumunda bulunan özel güvenlik görevlilerinin iş akdinin fesih yetkisi davacı şirkete ait olup, davalı şirketin iş akdini fesih yetkisi yoktur.
Yerel mahkeme 12/02/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında; davalı tarafın sözleşmeyi fesh etmesinin haklı sebebe dayalı olup olmadığı hususunun uyuşmazlık konusu olarak tespit edilmiş, gerekçeli kararda nöbette uyuyan işçinin görevini esaslı biçimde ihmal ve ihlal ettiği uyarı verilmesi gerekip gerekmediği hususunun iş mahkemesinin görev alanında olmakla birlikte davacı yönünden davalıya karşı sözleşmenin ihlali niteliğinde olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda ;Toplanan delillere göre davacı tarafından temin edilen güvenlik görevlisinin nöbet esnasında uyuduğu, bunun üzerine davalı şirketin, davacı şirketten güvenlik görevlisinin değiştirilmesi hususunda sözlü olarak talepte bulunduğu gibi 15/05/2017 tarihli ihtarname ile yazılı olarak da bildirdiği, dosyada toplanan delillere ve tanık anlatımlarına göre 31/05/2017 tarihine kadar herhangi bir değişikliğe gidilmediği, bunun üzerine davalının da 31/05/2017 tarihi itibariyle ( tanık beyanlarında da anlatıldığı şekilde) davacının sağladığı işçileri kabul etmeyerek eylemli olarak sözleşmeyi fesh ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça güvenlik görevlisinin değiştirilmesi hususunda “derhal ” denilmek suretiyle süre verilmiş ise de; davalı şirketin ağır ve tehlikeli işler kategorisinde yer aldığının bildirilmesi ve konunun şirketin ve fabrikanın güvenliğinin sağlanmasına ilişkin olması ve güvenliğin anılan işletme nedeniyle çok önemli olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde ; davalı tarafın güvenlik görevlisinin “derhal” değiştirilmesi yönündeki talebinin işin niteliğine uygun olduğu kabul edilmiştir. Bunun yanında ihtarnamede derhal denilmesine rağmen ihtarnameden sonra onbeş gün beklenilmesi ve davacı tarafından herhangi bir değişikliğe gidilmemesi nedeniyle davacı ile davalı arasındaki sözleşme fesh edilmiştir. Olayın meydana geliş şekline göre davalı tarafın onbeş günlük bekleme süresi yeterli görülmüştür. Buna göre davacının verilen süreye rağmen sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediği anlaşıldığından davalının sözleşmeyi haklı olarak fesh ettiği anlaşılmış, haklı fesih nedeniyle davacının ihbar ve kıdem tazminatı talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre, mahkeme kararı ve gerekçesi yerinde olup davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
4-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.01/10/2021


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)