Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1124 E. 2021/1524 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1124
KARAR NO : 2021/1524
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2019
NUMARASI : … E. …. K.
DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
İHBAR OLUNAN : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/11/2021

… Asliye Ticaret Mahkemesinin …. tarih, …. esas, … sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkil şirketin 30/06/2011 tarihinde -0-km, ….model, …. CGİ tip, …. şasi no’lu ve …. motor no’lu ve …. plakalı aracı davalıdan satın aldığını, aracın 1 yaşında iken 60 km/h ile seyir halinde iken stop ettiğini, davalı şirkete ait servise götürüldüğünü, garanti kapsamındaki aracın onarıldığını ve müvekkil şirkete teslim edildiğini, yaklaşık 5 ay sonra 14/12/2012 tarihnide müvekkil şirkete ait aracın kırmızı ışıkta dururken stop ettiğini, davalı şirkete ait servise götürüldüğünü, garanti kapsamındaki aracın onarıldığını ve müvekkil şirkete teslim edildiğini, sonrasında 09/11/2013, 12/06/2014 devamında 06/04/2016 tarihinde ve son olarak 23/04/2016 tarihinde gider iken stop ettiğini, davalı şirkete ait servise götürüldüğünü, garanti kapsamındaki aracın onarıldığını ve müvekkil şirkete teslim edildiğini, müvekkil şirkete ait aracın defalarca seyir halinde iken stop ettiğini ve davalı şirkete ait servise getirildiğini, müvekkil şirkete yetkilisinin bu arızalar sebebi ile her gelişinde davalı şirket yetkililerine aracın yenisi ile değiştirilmesi isteğini beyan ettiğini bu beyanın her defasında davalı şirket yetkililerince bastırıldığını, müvekkil şirkete satılan araçta her defasında aynı arızanın tespit edilmesine ve buna bağlı işlem/parça değişimi yapılmasına rağmen aracın seyir halinde iken stop etme arızasının hiçbir şekilde değiştirilemediğini, bu arıza vakasının müvekkil şirketin mercedes markasına duyduğu güveni kaybettiğini ve hayati tehlike içinde olduğunu anladığını, aracın bir daha kullanılmadığını, bu nedenlerle öncelikle Türk Borçlar Kanununun 227/4 gereğince müvekkilin şirkete satılan aracın ayıpsız misli ve değiştirilmesine, bu talebin kabul görmediği taktirde müvekkil şirketin seçimlik hakkını TBK. 227/1 maddesi gereğince ayıplı olan araca ilişkin satım sözleşmesinden dönme şeklinde kullanması dikkate alınarak 231.322,97 TL’nin 30/06/2011 fatura tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, dava konusu araçta nitelik ve standartlarına aykırılık teşkil eden ve araçtan yararlanmayı engelleyen bir arıza ya da ayıp bulunmadığını, davacı şirketin aracın 5 yıldan fazla bir süre kullanıp üzerinden ticari kazanç sağladıktan sonra hiçbir şekilde kullanıma engel olmayan bir sorun varlığı iddiasını bahane etmek suretiyle araç bedel iadesi talebiyle haksız kazanç elde etme gayreti içinde olduğunu, 2011 yılında satın alınan araç ile katedilen yol ve yapılan km’lerde dikkate alındığında iddia edilen şikayet ile ilgili olarak onarım yapılmış olduğunu, davacının araçtan yararlanmasını engelleyen bir durumun mevzubahis olmadığı ve davacı tarafın iyi niyet kuralları çerçevesinde hareket etmediği açıkca gözüktüğünü, davanın dava konusu ithat eden ve müvekkile satan …..’ye ihbar edilmesini talep edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın hüsnüniyet kaidelerine açıkça aykırı talep ve iddialarının zamanaşımına ve hakdüşümüne uğramış olması ve muayene ve ihbar sürelerinin kaçırılmış olması sebebiyle davanın reddine, aracın üretimden kaynaklanan herhangi bir ayıbı olmadığı ve aracın yenisiyle değiştirilmesinin şartları olmadığından davanın reddine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili dilekçesi ile; hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, dava konusu araçta nitelik ve standartlarına aykırılık teşkil eden ve araçtan yararlanmayı engelleyen bir arıza ya da ayıp bulunmadığını, tüm bu süreçte araç ile yapılan km.lerde dikkate alındığında iddia edilen şikayet ile ilgili olarak garanti kapsamında onarım yapılmış olduğu, aracın serviste kaldığı sürelerde davacı tarafın iyi niyet kuralları çerçevesinde hareket etmediğinin açıkca görüldüğünü, davacı tarafın sahip olduğu seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmasından sonra ikame ettiği huzurdaki dava ile terditli olarak aracın ayıpsız misli ile değişimine ve aracın teslimi ile bedelinin iade edilmesine dair talepte bulunması hakkını kötüye kullandığını, bu nedenlerle hak düşürücü sürelere riayet edilmemiş olması nedeniyle reddine, aksi kanaatin hasıl olması durumunda semen tenziline, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davacının davalı şirketten 30.06.2011 tarihinde … sayılı fatura ile 164.800,10 TL KDV dahil bedel ile davaya konu … plaka numaralı hususi araç satın aldığı, garanti süresinin 29.06.2015 tarihinde kadar uzatıldığı, aracın satın alındığı tarihten itibaren 6 yılda 7 kez stop ettiği, arızanın davalı şirket tarafından her türlü onarım şekli denenmesine rağmen giderilemediği, araçtaki gizli ayıp niteliğindeki imalat hatasının bir türlü giderilemediği, güvenli sürüş yeteneğinin ortadan kalktığı ve sahibinin araca güven duygusunu kaybetmesine neden olduğu, davalının 5 yıl içerisinde arızayı tam olarak belirleyemediği, değişik ihtimallere dayalı olarak parça değişimleri yapılmasına rağmen arızanın yine ortaya çıktığı, arızanın araçtan beklenen faydaları azaltan nitelikte olduğu, arızanın tam olarak giderilemediği ve bundan sonra da giderilemeyeceği, motorun seyir halinde iken stop etmesinin trafik güvenliğini tehlikeye düşüreceğinden semen tenzilinin söz konusu olmadığı, en son arıza tarihi (25.04.2016) ve davacı tarafından noter kanalı ile çekilen ihtarname tarihi (24.05.2016) dikkate alındığında süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, aracın seyir halinde iken stop etmesi can güvenliği açısından riskli bulunmakla satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu olduğu, TBK 231/2 fıkra gereği iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamayacağından davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, davalı şirketin düzenlediği garanti belgesindeki garanti taahhüdü ve akdi ilişki nedeniyle davacıya karşı sorumlu olduğu , davalının TBK. 219. maddesi gereği ayıba karşı tekeffülden doğan davacı tarafından satın alınan araçtaki arızaların nitelikli ve kullanmayı engelleyici olduğundan TBK 227. maddesi gereği ayıplı araç nedeniyle seçimlik hakkını kullanarak aracın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini talep ettiği gerekçeleri ile davanın kabulü ile aracın aynı model aynı marka ve aynı özelliklerde ayıpsız misli ile değiştirilmesine, davacıda bulunan aracın davalılara iadesine, edimlerin aynı anda ifasına dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkeme kararının gerekçesiz olduğu, mahkemece zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının dikkate alınmadığı bu hususlarda hatalı değerlendirme yapıldığı, itibar edilmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli olmadığı, raporların birbirleri ve kendi içinde çelişkiler ihtiva ettiği, hükme esas alınan raporların şikayetin devam ettiğine ilişkin beyanda bulunmadığı, şikayetin neden kaynaklandığı ve ne şekilde giderileceğinin ortaya konulmadığı, hiçbir şikayet tespit edilememişken müvekkili şirketin ağır kusurlu sayıldığı, yine davacının fazlaya ilşkin kararı hakkında ret kararı verilmediği gerekçesi ile kararın kaldırılması talebi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı malın iadesi, gizli ayıp nedeni ile aracın misli ile değiştirilmesi, kabul edilmediği taktirde aracın fatura bedelinin ticari avans faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, hükme esas alınan her iki bilirkişi raporuna göre; araçtaki motorun stop etmesi arızasının üretimden kaynaklı olduğu ve gizli ayıp niteliğinde olduğu, kullanım hatasından meydana gelmediği, arızanın giderilmiş olmasına rağmen 7 defa tekrarlandığı, tekrar ortaya çıktığı ve tam olarak giderilemediği gözönüne alındığında, davacının araçtan beklenen faydaları azaltan nitelikte olduğu, arızanın tamir ile giderilemeyeceği, seyahat esnasında ortaya çıktığından trafik güvenliğini tehlikeye düşüreceği, ancak fiili olarak arızanın tespit edilemediği bildirilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu dayanak alınarak aracın üretim hatasından dolayı ayıplı olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf sebeplerinin incelenmesinde; süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığına ilişkin davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.
Ancak; ilk derece mahkemesince alınan ve hükme dayanak gösterilen iki adet bilirkişi raporu kendi içerisinde çelişkilidir. Zira araçtaki arızanın tespit edilemediği belirtildikten sonra servis kayıtlarına göre davacının ekonomik fayda sağlayamayacağı ve arızasınn tekrar ortaya çıkmasında tehlike oluşturacağı belirtilerek, değiştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Raporlarda; hem arızanın tespit edilemediği hem de servis kayıtlarına göre mevcut olduğu belirtilerek çelişki oluşturulmuştur. Yine kemirgenden kaynaklı hasar olduğu değer kaybının 800,00 TL olduğu rapor edilmekle buna ilişkin dayanak malzeme ve işçilik ücretleri bakımından herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.Bu yüzden mahkemece, üniversitelerin otomotiv bölümünde görevli öğretim görevlisi uzman bilirkişi heyetinden, araçta meydana gelen arızanın tam ve kesin olarak ortaya konulması, varsa söz konusu arızanın gizli ayıp teşkil edip etmediği, kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, araçtan elde edilen faydayı azaltıp azaltmadığı hususlarında denetlenebilir rapor aldırılması gerekirken açıklanan nedenlerle belirtilen hususlara aykırı kendi içerisinde çelişik raporlarla karar verilmesinde hukuki yönden isabet bulunmamakta olup bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih, … Esas, …. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
Davalı tarafından yatırılan istinaf karar ilam harcının, istek halinde yatırana iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.11/11/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır