Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/989 E. 2023/1088 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 4. HUKUK DAİRESİ

T.C.
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2023/989
KARAR NO : 2023/1088

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2023
NUMARASI : 2023/99 Esas 2023/179 Karar
VANIN KONUSU : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22/2 maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
TALEP DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı takip alacaklısı …, davalı takip borçlusu … ile alakalı olarak 7.255,16 TL alacağı için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderdiğini, süresinde itiraz edilmemesi üzerine ikinci ihbarname tebliğ edildiğini, tarafınca bu ihbarnamelere süresi içerisinde itiraz edilemediğini, tarafına üçüncü haciz ihbarnamesi 19.11.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ edilen üçüncü haciz ihbarnamesinde, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde menfi tespit davası açması ya da borcu ödemesi için süre verildiğini, süresinde menfi tespit davası açıldığını, takip borçlusu … kendisinin öz abisi olduğunu ve kendisi ile hiç bir alacak ve borç ilişkisinin bulunmadığını, takip borçlusu olan abisine borcu olduğuna dair hiçbir delil takip alacaklısının elinde olmadığını, babası Dursun Keleş’e de yine borçla alakalı 89/1 ihbarnamesi gönderildiğini, takip borçlusu akrabalarına bu tip 89/1 ihbarnamesi gönderilerek borçlu üzerinde hukuksuz bir baskı yapıldığını, hukuksuz olarak ele geçirilmiş ve tarafına 89/1 ihbarnamesi gönderildiğini, takip alacaklısına ve takip borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığını, takip borçlusuna borcunun olmadığının tespit edilmesine, davalının takip alacaklısının haksız ve kötüniyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DAVANIN AÇILDIĞI MAHKEME TARAFINDAN:
Dava İnegöl 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/512 Esas sayısında açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince “Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Bursa ilinin mülki sınırları ” olarak belirlendiğinden ve bu kapsamda davacı tarafça açılan davada görevli ve yetkili mahkemenin Bursa Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş ve dava dosyası 6100 sayılı HMK. 20/1 maddesi uyarınca ilgili mahkemeye gönderilmiştir.
DAVANIN GÖNDERİLDİĞİ MAHKEME TARAFINDAN:
Görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine gönderilen Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dava 2023/99 Esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacının ilgili icra dosyasında üçüncü kişi konumunda olduğu, davanın niteliği itibariyle taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, tarafların tacir olup olmamasının ya da davalı alacaklının alacağının kambiyo senedine dayalı olmasının davayı davacı yönünden ticari kılmadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklandığı için davacının icra takibine konu senette borçlu ya da alacaklı olarak yer almadığı gerekçeleri ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı da taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ:
Her iki mahkemenin karşılıklı görevsizlik kararı vermiş olmaları ve bu kararların istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi nedeniyle mahkemeler arasında görev uyuşmazlığı çıktığı, 6100 sayılı HMK. 21/1-c maddesinde yargı yerinin belirlenmesini gerektiren sebep olarak gösterilmiş bulunan “İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse” sebebinin gerçekleştiği görülmektedir.
Karşı görevsizlik kararını veren mahkeme 6100 sayılı HMK. 22/1 maddesi uyarınca görev uyuşmazlığının çözümü ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasını re’sen dairemize göndermiştir.
GEREKÇE:
6100 sayılı HMK.23/1 maddesinde yargı yerinin belirlenmesine ilişkin incelemenin dosya üzerinden yapılabileceği düzenlenmektedir. Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede;
Dava, 2004 sayılı İ.İ.K.’nun 89/III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK. 5/1. maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen, uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar ise mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK.nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK.nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Genel açıklamalar karşısında somut dava bakımından; davacı, takip borçlusu …’in kendisinin öz abisi olduğunu ve kendisi ile hiç bir alacak ve borç ilişkisinin bulunmadığını, buna rağmen kendisine İİK. 89/1 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini belirterek yasal süresi içinde menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Menfi tespit davasına konu takibin incelenmesinde ise; davalı … tarafından, Bursa 1. İcra Müdürlüğünün 2018/11775 Esas sayılı dosyası ile diğer davalı … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatıdığı, mezkur icra takibinin 3.500 TL. bedelli bonodan kaynaklı olduğu ve takip borçlusuna örnek 10 ödeme emrinin gönderildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Somut davada; her ne kadar ticaret mahkemesince talebin takip hukukundan kaynaklandığından bahisle karşı görevsizlik kararı verilmişse de, ihbarnamenin gönderildiği takip, davalı alacaklı tarafından, borçluya karşı kambiyo senedine istinaden yapılmış takip olup, ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davasının da mutlak ticari dava olması nedeniyle davanın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2019/1500 Es.- 2019/4799 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Bu durumda davanın Bursa 2.Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, bu mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı kabul edilmiş ve yargı yeri olarak belirlenmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dava dosyasının, dosyayı dairemize gönderen mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 10/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU : 6100 sayılı HMK. 23/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 10/05/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır