Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/830 E. 2023/925 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/830 – 2023/925

T.C.
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2023/830
KARAR NO : 2023/925

: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22/2 maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
TALEP DİLEKÇESİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 22.06.2021 tarihinde reklam alanı kullanım hizmet sözleşmesi imza altına alındığını,bu sözleşmeye ilişkin davalı, davacıya vereceği hizmetlere ilişkin vereceği hizmetlere karşılık K.D.V dahil 59.118,00 TL’ye anlaştığını, ancak sonrasında davalının bu talepleri yerine getiremeyeceğini beyan ettiğini, davalının yapacağı ve toplamda yaptığı işlerin tamamının bedelinin 29.500,00 TL olduğunu davacıya ilettiğini ve bu tutarın 31.08.2021 tarihinde faturalandırıldığını, ilk anlaşmaya göre davacılar tarafından yapılan fazla ödeme iadesinin davalı tarafça gerçekleştirilmediğini, davacılar tarafından 17.500,00 TL tutarında fazla ödeme yapıldığını, davalı aleyhine Edremit İcra Müdürlüğü 2022/3552 e. Sayılı ilamsız İcra takibi başlatıldığını, davalı tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini beyan ederek davanın kabulüne, İtirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava etmiştir.

DAVANIN AÇILDIĞI MAHKEME TARAFINDAN:
Dava, Edremit 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin(Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 2022/163 Esas sayısında açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince” Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Balıkesir ilinin mülki sınırları” olarak belirlendiği, işbu davanın 01.09.2021 tarihinden sonra açıldığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş ve dava dosyası 6100 sayılı HMK. 20/1 maddesi uyarınca ilgili mahkemeye gönderilmiştir.
DAVANIN GÖNDERİLDİĞİ MAHKEME TARAFINDAN:
Görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine gönderilen Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dava, 2022/844 Esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılamada esnaf odası ve vergi dairesi kayıtları nedeni ile davalının esnaf olduğu, davanın mutlak yada nispi ticari dava olmadığından bahisle, eldeki uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı da taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ:
Her iki mahkemenin karşılıklı görevsizlik kararı vermiş olmaları ve bu kararların istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi nedeniyle mahkemeler arasında görev uyuşmazlığı çıktığı, 6100 sayılı HMK. 21/1-c maddesinde yargı yerinin belirlenmesini gerektiren sebep olarak gösterilmiş bulunan “İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse” sebebinin gerçekleştiği görülmektedir.
Karşı görevsizlik kararını veren mahkeme 6100 sayılı HMK. 22/1 maddesi uyarınca görev uyuşmazlığının çözümü ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasını re’sen dairemize göndermiştir.
GEREKÇE:
6100 sayılı HMK.23/1 maddesinde yargı yerinin belirlenmesine ilişkin incelemenin dosya üzerinden yapılabileceği düzenlenmektedir. Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede;
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Yine 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.

5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir.
Buna göre; 1-Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2-Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
213 sayılı Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Genel açıklamalar karşısında somut dava bakımından; davacı tarafça taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı ve fazla ödenen miktarın tahsili amacı ile ilamsız takip başlatılmış olup, itiraz üzerine istinafa konu itirazın iptali davası açılmıştır.
Davacı hizmet alımı yapan şirket konumundadır. Davalı ise davacıya hizmet sözleşmesi kapsamında tedarik yapan bir işletme sahibidir. Esnaf faaliyeti, emeğin sermayeden daha yoğun sarf edildiği faaliyet türüdür. TTK.nun 11. maddesinde bir işletmenin ticari işletme sayılabilmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olduğu ve ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın, Bakanlar kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği düzenlenmiş olup, dosya kapsamından, her ne kadar davacı tacir ise de, vergi dairesi ve ticaret sicil kayıtlarına göre davalının gerçek kişinin tacir kaydının bulunmadığı, gelir hacmi itibariyle 213 sayılı VUK. 177/1 maddesinde belirtilen gelir hacmine ulaşmadığı yani faaliyetinin esnaf faaliyeti sınırı içerisinde kaldığı dolayısıyla davalının 6102 sayılı TTK. anlamında tacir olmadığı, yine taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi de bulunmadığı bu nedenle davanında mutlak ticari dava da olmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın, genel hükümlere göre ”Asliye Hukuk Mahkemesince” görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu durumda davanın Erdek 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, bu mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı ve yargı yeri olarak belirlenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

K A R A R :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Edremit 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dava dosyasının, dosyayı dairemize gönderen mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 26/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU : 6100 sayılı HMK. 23/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 26/04/2023

H