Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2368 E. 2023/24 K. 05.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM …. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… -….
T.C.
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
… HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

BAŞKAN : …
ÜYE : .,..
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ….
NUMARASI : … Esas … Karar

DAVACI : …..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme ve inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde, … adına, ….Sigorta poliçesi kapsamında sigortalı olan, …. adresindeki tekne inşaat imalathanesinde 27.01.2021 tarihinde çıkan yangın sonucu maddi zarar meydana geldiğini, düzenlenen yangın raporunda, “İmalathane dahili orta kısmında bulunan demir taşıma kolonundaki elektrik tesisatının herhangi bir nedenle kısa devre yapması ile oluşan şase şerarenin hemen yakınında bulunan yanıcı ve parlayıcı maddelere sirayet etmesi ile…” yangının çıktığının tespit edildiğini, uyuşmazlığa konu yangının davalının maliki olduğu binanın elektrik tesisatından kaynaklandığını, bu bağlamda davalının, yangın nedeniyle meydana gelen zarardan kusura dayanan sorumluluğunun da mevcut olduğunu, yangın sebebiyle … TL demirbaş ve dekorasyon zararının meydana geldiğinin tespit edildiğini, davalı aleyhine … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ve davalı tarafından borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, borçlunun yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adresinin ….’da mukim olduğunu, bu nedenle davanın … Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, rücu talebinde haksız fiile değil, kira sözleşmesine dayanıldığından ve kira sözleşmesinde de kiracının borcu götürülecek borçlardan olduğundan, her halükarda kiraya verenin sözleşmedeki tebligat adresi olarak … mahkemelerinin yetkili olacağını, dava dışı bina maliki… tarafından davacıya ve kiracı … aleyhine … tarihinde …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası tahtında tapu senedi de ibraz edilerek dava ikame edildiğini, yat imalatı işinin niteliği gereği elektrik tesisatının bakımını her yıl periyodik olarak yaptırması ve raporlaması gerektiğini, kusur ve sorumluluk kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, icra takibinde talep edilen avans faizinin de fahiş ve usulsüz olduğunu, bu nedenle faiz talebine de itiraz etmek gerektiğini, anılan nedenlerle davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle, aksi halde aktif ve pasif husumet yoklukları sebebiyle ve her halükarda esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf eden davalı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay kararlarında açıklandığı üzere sigortalı iş yerinin ticari işletme olduğu durumlarda asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
HMK’nun “İncelemenin Kapsamı” başlıklı 355. maddesinde “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, sigortacının yangın nedeniyle sigortalısına yapmış olduğu hasar bedeli ödemesi nedeniyle malik olduğunu iddia ettiği şirkete karşı yaptığı icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, malik ….’un …. başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile yangın çıkan kiralananı ….’ne kiraya verdiği, ….’nin .. tarihli alt kira sözleşmesi yaparak kiralananı ….’ne kiraya verdiği görülmektedir.
Kiralanan … Ltd. Şti.’nin kullanımında iken .. tarihinde yangın meydana gelmiş, davacı sigorta şirketi yangın nedeniyle oluşan zararı kendi sigortalısı …. Şti.’ne ödedikten sonra .. Ltd. Şti. hakkında icra takibi yaparak bu itirazın iptali davasını açmıştır.
Öncelikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2019 tarih ve 2017/17-1088 E. 2019/65 K. sayılı ilamında açıklandığı ve yerleşik uygulamada benimsendiği üzere;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun TTK’nın 1472. maddesinin 1. fıkrasına göre; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücû ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 tarihli ve 37 E. 9 K. ve 17.01.1972 tarihli ve 1970/2 E.,1972/ 1 K. sayılı kararlarında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmakta iken, 31.03.1954 tarihli ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ise sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı belirtilmiştir.
O hâlde bu tür davalarda görevli mahkeme sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre belirlenmelidir. Bu durumda alt kiracının malike karşı açacağı dava, hangi mahkemede görülecek ise bu davanın da aynı mahkemede görülmesi gerekir.
Alt kiracı ile malik arasında doğrudan bir kira ilişkisi kurulmadığı açıktır. Ancak, Yargıtay kararları ile alt kiracının kiralananın ayıplı olması nedeniyle uğramış olduğu zararın giderimi için kendi kiraya verenine dava açabileceği gibi doğrudan malike karşı dava açabileceği de açıktır. O halde, alt kiracının malike karşı açacağı hasar bedeline ilişkin itirazın iptali davasında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
Dosyaya getirtilen tapu kaydına göre, Lidya Konservecilik Ltd. Şti.’nin malik olmayıp malikin Hasan Basri Baruğ olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, dava dilekçesinde Lidya Konservecilik Ltd. Şti.’nin malik olduğu iddia edilerek bu dava açıldığına göre davanın alt kiracı tarafından malike karşı açılmış itirazın iptali davası olduğu kabul edilerek sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelenmiş olup; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yasal gerektirici nedenlere göre, ilk derece mahkemesi kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, olay tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından, HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf incelemesi duruşma açılmadan, dosya üzerinden sonuçlandırılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İlk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu’nun Eki-1 sayılı tarife A-III-2-a maddesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar harcından, istinaf sırasında peşin olarak alınan 80,70 TL harç düşüldükten sonra geriye kalan 99,20 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf gider avansının kullanılmayan kısmının Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1.maddesi uyarınca istinaf edene iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 05.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU : HMK’nun 362/1 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 13.01.2023

…….
Başkan
……
e-imza

Üye

e-imza

Üye
….
e-imza

Katip

e-imza