Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1243 E. 2022/1110 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2022/1243
KARAR NO : 2022/1110

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2022
NUMARASI : 2020/886 2022/278

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – -…- …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22/2 maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
DAVA DİLEKÇESİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; yapılan sözleşmeye göre davalının davacı firmanın ve müşterilerinin ticari, sınai, teknolojik sırları ile iş ve hizmet mahsullerini, yöntemlerini kullanarak işveren ile aynı sektörde faaliyette bulunan rakip firmalarda çalışmamayı, bilgi aktarmamayı ve kabul ve taahhüt ettiğini, ancak istifasının üzerinden 2 yıl geçmeden rakip firmada çalışmaya başladığının tespit edildiğini, ayrıca davalının, davacı işyerinin sağladığı mesleki ve kişisel gelişimine katkıda bulunmak amacıyla bir aydan uzun süren eğitim programından yararlandığı takdirde eğitim süresinin iki katı sürede işverenin mecburi hizmet talebini karşılamayı taahhüt ettiğini, ancak istifa ederek mecburi hizmet yükümlülüğüne aykırı davrandığını beyanla şimdilik 30.000 TL rakip firmada başladığı tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
DAVANIN AÇILDIĞI MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER:
Dava Bursa 17.İş Mahkemesi’nin 2020/214 Esas sayısında açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada dava dilekçesinden açıkça rekabet yasağına aykırı olduğu iddia edilen davranışın iş akdi sona erdikten sonra gerçekleştiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş ve dava dosyası HMK 20/1 maddesi uyarınca ilgili mahkemeye gönderilmiştir.
DAVANIN GÖNDERİLDİĞİ MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER:
Görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine gönderilen Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dava 2020/886 Esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılamada davacı işveren ile davalı işçi arasında rekabet yasağına ilişkin düzenlenmiş olan sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şarta ilişkin davaların görülme yeri iş mahkemeleri olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı da taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ:
Her iki mahkemenin karşılıklı görevsizlik kararı vermiş olmaları ve bu kararların istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi nedeniyle mahkemeler arasında görev uyuşmazlığı çıktığı, HMK 21/1-c maddesinde yargı yerinin belirlenmesini gerektiren sebep olarak gösterilmiş bulunan “İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse” sebebinin gerçekleştiği görülmektedir.
Karşı görevsizlik kararını veren mahkeme HMK 22/1 maddesi uyarınca görev uyuşmazlığının çözümü ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasını re’sen dairemize göndermiştir.
GEREKÇE:
Dava, işçi ile iş akdinin hitamından sonra geçerli olmak üzere yapılan rekabet etme yasağına aykırılığa dayalı tazminat davasıdır.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun “Görev” kenar başlıklı 5. maddesi, madde gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere, İş Mahkemeleri’nin görev alanını 5521 sayılı Kanun hükmüne nazaran genişletmiş, 6098 sayılı TBK’da hizmet sözleşmesine tabi işçilerin, işverenleri ile “iş ilişkisi” nedeniyle sözleşme ve kanundan doğan hukuk uyuşmazlıklarını da iş mahkemelerinin görevi kapsamına almıştır.
Ancak, rekabet yasağına ilişkin TBK’nın 444 vd. maddelerinde düzenlenen hükümler, doğrudan hizmet sözleşmesinin bir unsuru olarak görülemeyeceği gibi rekabet yasağının işçi-işveren arasındaki hizmet sözleşmesinin ve buna bağlı olarak iş ilişkisinin sona ermesinden sonra hüküm ifade edecek mahiyette olması, işçinin tek taraflı bir taahhüdü suretiyle de oluşturulması mümkün bulunmakla, rekabet yasağının ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların iş ilişkisinden yahut hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilemez.
İşçinin bizatihi hizmet sözleşmesinden ve buna bağlı olarak oluşan iş (hizmet) ilişkisinden kaynaklanan rekabet etmeme ve işverene ait sırları saklama yükümlülüğü, TBK’nın 396. maddesinde tanımlanan ve kanundan kaynaklanan işçinin özen ve sadakat borcu ile ilişkili olup TBK’nın 444. maddesinde tanımı yapılan ve taraf iradesine bağlı olarak ortaya çıkan rekabet etmeme taahhüdü (rekabet yasağı) ise, açıklanan bu karakteri nedeniyle, işçinin kanundan kaynaklanan özen ve sadakat yükümlülüğünün bir devamı yahut işçinin bu borcunun, sözleşme sona erdikten sonra da devamına olanak sağlayan bir düzenleme niteliğinde değildir. Nitekim, işçinin hizmet ilişkisinin sona ermesinden sonraya ilişkin sır saklama yükümlülüğü, TBK’nın 396. maddesinin son fıkrasının ikinci cümlesinde özel olarak düzenlenmiş olup doğrudan kanundan kaynaklanan bir yükümlülük niteliğinde bulunmakla, bu yükümlülüğün, serbest iradeye dayalı rekabet etmeme taahhüdünden hukuki karakteri itibariyle ayrışmakta olduğu, kanunda birbirinden farklı nitelikteki bu iki kavrama ilişkin hükümlerin, açıklanan ayrışmaya uygun olarak farklı bölümlerde düzenlendiği gözden kaçırılmamalıdır.

Şu halde, TBK’nın 444 vd. maddelerinde düzenlenen rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ve buna bağlı olarak bu yasağın ihlali halinde ortaya çıkacak uyuşmazlıkların, 7306 sayılı Kanun’un 5/1. maddesi kapsamında, iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık olarak tanımlanması ve İş Mahkemelerinin görevi kapsamında addedilmesi yerinde bir yaklaşım değildir. Bu çerçevede, İş Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemelerinin görev alanları bakımından bir hüküm uyuşmazlığından bahsedilemeyeceği gibi 7306 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi ile TBK’daki rekabet yasağına ilişkin hükümlerin mutlak ticari dava olarak tanımlanmasına ilişkin TTK’nın 4. maddesi hükmünün zımnen ilga edilmiş olduğu da ileri sürülemez.
Hal böyle olmakla, kanun koyucunun, mutlak ticari dava niteliğindeki bir davayı, TTK’nın 5. maddesinde yazılı “aksine hüküm bulunmadıkça” hükmüne dayalı olarak, ihtisas alanı ve yargılama usulü tümüyle farklı bir mahkemenin görevi kapsamına alması gibi kabul edilemez nitelikteki bir yaklaşımda bulunmasının söz konusu olamayacaktır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/3076 Esas 2021/9789 Karar sayılı ilamı)
Bu durumda davanın Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, bu mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı kabul edilmiş ve yargı yeri olarak belirlenmesi gerekmiştir.
K A R A R :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dava dosyasının, dosyayı dairemize gönderen mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU : HMK 23/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 23/05/2022


Başkan

e-imza

Üye-…
e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza