Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/301 E. 2021/1313 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO :

BAŞKAN
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI :
DAVACILAR :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz başkanı tarafından hazırlanan ön inceleme ve inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında Bursa Mustafakemalpaşa Üçbeyli mahallesinde bulunan mermer ocağının kiralanması maksadıyla maden rödovans sözleşmesi imzalandığını, ancak taraflar arasında bir takım çekişmeler yaşanması nedeniyle müvekkilinin 2014 yılında anılan mermer ocağını işletmeyi bıraktığını, ikinci olarak 2016 yılından davalı şirket ile müvekkili arasında 22/04/2016 tarihinde yeni bir maden rödovans sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme ile taraflar arasında yapılan daha önce tarihli sözleşmenin sona erdiğini, ancak taraflar arasında daha önceki sözleşmeden kaynaklanan bir takım ihtilaflı hususlar bulunduğundan, 22/04/2016 tarihli sözleşme imzalanmadan önce sözleşmeye duyulan güveni artırmak ve kiraya veren davalı şirkete güvence vermek maksadıyla 1’den 9’a kadar numaralı 9 adet senet verildiğini, her kira döneminin sonunda kesilecek fatura karşılığında senetlerin birer birer teslim alınmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin feshine kadar senetlerin bu şekilde iade alındığını, fesih günü de taraflar arasında karşılıklı ibralaşma olduğundan kalan senetlerin müvekkiline o gün iade edildiğini, ancak 1’den 8’e kadar olan numaralı senetlerin müvekkiline teslim edilmiş ise de 9 nolu senedin teslim edilmediğini, o an bulunamadığını daha sonra teslim edileceğinin söylendiğini, fakat bugüne kadar teslim edilmediğini, müvekkili Ordu’nun Öz Afyon Ordu Kard. .. Şti.’nin ortağı olarak yer aldığını, icra takibine konu olan 9 nolu senette ve 1’den 8’e kadar nolu olan diğer 8 adet senette çift imza atılmışsa da gereken İbrahim Ordu ile davalı arasında bir ticari ilişki bulunmaması, gereken İbrahim Ordu’nun şirketin ortağı olması ve gerekse de senetteki imzaların şirket kaşesi karşısına atılmış olması, iş bu ikinci imzanınnun borçlanma iradesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple kötü niyetli olarak icra takibine girişildiğini, 33.928,56 TL borçlu olmadıklarının tespiti ile 7.000,00 TL istirdat taleplerinin kabulüne, öncelikle teminatsız olarak olmadığı takdirde mahkemenin uygun gördüğü teminat karşılığında icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesin talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; borca konu senet üzerinde, borcun kaynağının para borcu olduğu yazıldığını, davacıların her ne kadar borcu olmadığını ispat yükü altında iseler de bu hususta herhangi bir yazılı belge sunamadıklarını, davacının, takibe konu senedi, 22/04/2016 tarihli maden rödovans sözleşmesine teminat olarak verildiği yönündeki iddialarının gerçekliği yansıtmadığını, Bursa 3. İcra Müdürlüğü’nden takibe konu yapılan keşidecisi davacı şirket, alacaklısı müvekkili davalı şirket olan, 04/04/2016 tanzim tarihli, 10/01/2017 vadeli senedin, müvekkili şirketin, davacıdan olan alacağına karşılık tanzim edildiğini, taraflar arasında imzalanmış bulunan fesihnamenin maden rödovans sözleşmesi ile ilgili olduğunu, para borcu ile ilgili olmadığını, ciro edilemez şerhinin, senetlerin teminat senedi olduğunu ispatlamadığını, senetlerde açığa atılan imzanın, aval hükmünde olduğunu, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz iş bu davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf eden davacı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yemin deliline başvurduklarını, yemin eden kişinin şirketin son temsilcisi olması gerektiği hususuna itiraz ettiğini, Yargıtay içtihatlarında yemin edecek olan kişinin yemin anındaki şirket temsilcisi olması gerektiğini söylese de kanaatlerince yanlış ve suistimale açık olduğunu, bu hususun kötü niyetli olarak kullanıldığını, olayın tarafı olan kişi değil, şirketin en son yetkilisinin dinlenildiğini, şirket temsilcisinin dinlenilmesini kabul etmediklerini, yemin eden şirket temsilcisinin beyanlarının kendi içinde tutarsız ve çelişkili olduğunu ve bu çelişkinin mahkemece giderilmediğini, mahkemenin gerekçesinde bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiğinin belirtilmesi gerektiği, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olmasının sağlanması gerektiği denilmekte ise de dava konusu senedin 1’den 9’a kadar numaralı senetlerden 9 numaralı senet olduğunun gözardı edildiğini, 1’den 8’e kadar numaralı olan senetlerin rödovans sözleşmesi kapsamında teminat olarak verildiğini, bu hususta bir şüphelerinin bulunmadığını, davalı taraf cevap dilekçesinde de dava konusu senedin teminat senedi olmadığını iddia etmiştir. 1’den 9’a kadar numaralı olan senetlerden ilk 8 senedin hukuki ilişki çerçevesinde teminat senedi olduğunu, üzerinde 9 yazan senedin bu hukuki ilişki için olmadığının ispat yükümün davalı tarafa ait olduğunu, taraflarına yüklenmesi hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

İstinafa cevap veren davalı vekili; yemin eden’ın müvekkili şirketin kurulduğu tarih olan 05.11.1984 yılından beri ortağı olup, 05.11.2019 yılından beri temsile yetkili müdür olduğunu, istinaf isteminin reddini savunmuştur.
HMK’nun “İncelemenin Kapsamı” başlıklı 355. maddesinde “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf başvuru dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken, kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Taraflar arasında 22/04/2016 tarihli rödövans sözleşmesi bulunmaktadır. Sözleşmenin 5. Maddesine göre aylık kira bedeli 30.000,00 TL ve 15 kamyon moloz olarak belirlenmiştir.
Davacı tarafından 1’den 9’a kadar numaralandırılarak verilen 9 adet bono sözleşme ile aynı tanzim tarihi taşımakta olup, bono bedeli de 30.000,00 TL olarak gösterilmiştir. Bu nedenle takibe konu edilen 9 numaralı bonodan kaynaklı açılan menfi tespit (istirdat) davasının da bu nedenle rödövans sözleşmesi uyarınca teminat olarak verilen bonodan kaynaklı dava olduğunun kabulü gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 4/a maddesi gereğince tüm kira ile ilgili ihtilafları çözmekte Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan ve göreve ilişkin dava şartının bulunup bulunmadığının mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Açıklanan nedenlerle görülen davada asliye ticaret mahkemesi görevsiz olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi ve dava dosyasının süresi içinde talep halinde görevli mahkemeye gönderilmesi için istinaf istemlerinin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İstinaf başvurusunun KABULÜNE,
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1631 esas, 2020/511 karar sayılı dava dosyasında verilen 06.10.2020 tarihli kararın HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Görevsizlik kararı verilmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
İstinaf başvurusunun kabulüne karar verildiğinden Harçlar Kanunu uyarınca istinaf yasa yoluna başvuru sırasında ilk derece mahkemesince peşin olarak alınan istinaf karar harcının istinaf edene ilk derece mahkemesince talep halinde İADESİNE,
İstinaf eden tarafından yatırılan ve iade edilemeyen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile diğer istinaf giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada, yargılama giderleri arasında değerlendirilmesine,
İstinaf avansının kullanılmayan kısmının istem halinde yatırana ilk derece mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 17/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU : HMK’nun 362/1 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 17/09/2021