Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2106 E. 2022/508 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2106 – 2022/508
T.C.
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2021/2106
KARAR NO : 2022/508

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2021
NUMARASI : 2021/809 Esas 2021/912 Karar

D
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22/2 maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
DAVA DİLEKÇESİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, soğuk hava depolarının satışı, teslimi ve kurulumu alanında tedarikçi firma olarak faaliyet gösteren ve eşi ile birlikte çalışan bir esnaf olduğunu, davalı taraftan gelen talep üzerine “Soğuk Hava Deposu Kombine 2 Adet İç ve Dış Soğutma Grupları” isimli malzemenin hazır edilerek davalıya teslim edildiğini, bahse konu teslimat bedelinin KDV dahil olmak üzere 34.928,00 TL olduğunu, ancak davalı tarafça 01/12/2020 tarihli faturada yer alan bedele ilişkin ödeme yapılmasına rağmen kalan 19.828,00 TL’yi halen ödemediğini, bunun üzerine müvekkil tarafından Bursa 13. İcra Müdürlüğünün 2021/3159 Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça yapılan takibe 06/04/2021 tarihli dilekçe ile itiraz edildiğini beyan etmiş ve davalının kötü niyetli olarak yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AÇILDIĞI MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER:
Dava, Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/505 Esas sayısında açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada; toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının mükellef kaydının bulunduğunun, bilanço esasına göre defter tuttuğunun (birinci sınıf tüccar olduğunun) davalının da mükellef kaydının bulunduğunun, işletme hesabına göre defter tuttuğunun (ikinci sınıf tüccar olduğunun) belirtildiği, uyuşmazlık konusunun, her iki tarafın ticari ve mesleki faaliyetini ilgilendirmesi ile ticari işletmelerine dayalı hukuki eylem ve işlemlerden kaynaklandığı, 6102 sayılı TTK 4 ve 5 maddeleri gereği ticari iş niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş ve dava dosyası HMK 20/1 maddesi uyarınca ilgili mahkemeye gönderilmiştir.
DAVANIN GÖNDERİLDİĞİ MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER:
Görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine gönderilen Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dava 2021/809 Esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılamada dosya kapsamından davalının ikinci sınıf tacir olarak işletme hesabı esasına tabi olduğu ve VUK 177. maddesinde belirtilen sınırın aşılmadığı, davalının tacir olmadığının anlaşıldığı, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya her iki tarafın da tacir olması ( nispi ticari dava) ya da her iki taraf tacir olmasa dahi dava konusu hukuki ilişkinin TTK’da düzenlenen işlerden olması (mutlak ticari dava) gerektiği gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı da taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ:
Her iki mahkemenin karşılıklı görevsizlik kararı vermiş olmaları ve bu kararların istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi nedeniyle mahkemeler arasında görev uyuşmazlığı çıktığı, HMK 21/1-c maddesinde yargı yerinin belirlenmesini gerektiren sebep olarak gösterilmiş bulunan “İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse” sebebinin gerçekleştiği görülmektedir.
Karşı görevsizlik kararını veren mahkeme HMK 22/1 maddesi uyarınca görev uyuşmazlığının çözümü ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasını re’sen dairemize göndermiştir.
GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6335 sayılı kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
T.T.K.’nun 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17.maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
Gerçekten, 19.02.1986 tarih 19024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nun 1463.maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;

1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2- Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Somut olayda davacı tacir ise de davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, Vergi Usul Kanu’nun 177 maddesinde belirtilen sınırın aşılmaması nedeniyle tacir olmadığı esnaf olduğu bu haliyle nispi ticari davanın söz konusu olmadığı gibi mutlak ticari davanın da bulunmadığı anlaşıldığından davanın Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve bu mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı kabul edilerek yargı yeri olarak belirlenmesi gerekmiştir.
K A R A R :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dava dosyasının, dosyayı dairemize gönderen mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 23/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU : HMK 23/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 24/03/2022