Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/2028 E. 2022/489 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ……….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …….
KARAR NO : ……….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE : ………
ÜYE : ………
KATİP : ………….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2021
NUMARASI : ……….. Esas ………Karar

DAVACI : ……………..
VEKİLİ : Av……….
DAVALI :……….
…………
VEKİLİ : Av…………..
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz başkanı tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı şirket arasında 12/09/2018 tarihinde araç kiralama sözleşmesi imzalandığını, (araç kiralama sözleşmesi imzalandığı sırada şahıs şirketi olan müvekkil daha sonra nevi değiştirerek anonim şirkete dönüştüğünü), imzalanan sözleşmenin bir yıl süreli olup daha sonra tarafların karşılıklı mutabakatlaşmaları üzerine uzatıldığını, davalı tarafa 31/03/2020 tarihli 177,000,00 TL bedelli e-fatura kesildiğini, iş bu faturanın ödenmemesi üzerine müvekkili tarafça davalı aleyhine, Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2021/45 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalı taraf süreci uzatmak amacıyla takibe itiraz ettiğini, imzalanan iş bu sözleşmeye göre Bursa mahkeme ve icra daireleri yetkili olduğunu, bu sebeple davalı borçlu her ne kadar icra dosyasında ayrıca yetkiye de itiraz etmişse de itirazının yersiz olduğunu, yapılan itiraz sonucu arabulucuk bürosuna başvuru yapılmış ise de olumsuz sonuçlandığını, anılan bu sebeplerle; davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazların iptali ile Bursa 12. İcra Müdürlüğünün ……………esas sayılı icra takibinin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın % 20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, vekâlet ücreti ve sâir yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, yapılan keşifte alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; görevsizlik kararı verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf eden davalı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin salt kira sözleşmesi olarak kabul edildiği, sözleşme maddeleri incelendiğinde taraflar arasındaki sözleşmenin salt bir araç kiralama sözleşmesi değil, hizmet sözleşmesi olduğu, görevsizlik kararının yerinde olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
HMK’nun “İncelemenin Kapsamı” başlıklı 355. maddesinde “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
“Somut uyuşmazlıkta, taraflar arasında 22/08/2012 tarihli sözleşme imzalanmış olup, sözleşmede iş tanımı şoförle birlikte araç kiralama olarak belirtilmiştir. Bu kapsamda sözleşmenin sürücülü araç hizmeti alımına dair bir sözleşme olduğu, bir kira sözleşmesi olmadığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesi dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olmadığı anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK m. 114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m. 115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler.
HMK’nın 2. maddesinde asliye hukuk mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup, bu hükme göre “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında istisna öngörülerek “Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” ifadesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. TTK m. 5 uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Tüm bu açıklamalar ışığında mahkemece TTK 14, 17, 1463 maddeleri 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar meslek kuruluşları kanununun 3. maddesi çerçevesinde davacının tacir olup olmadığı hususu araştırılarak tacir olması halinde uyuşmazlık, şoförlü araç hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakla TTK’nın 4. ve 5. maddeleri gereğince ticari dava niteliği taşıması nedeniyle asliye ticaret mahkemesinin görevli olacağı, davacının tacir olmaması halinde ise asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağı gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.(YARGITAY3. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2019/687KARAR NO : 2019/9983)
Taraflar arasındaki kira sözleşmesi araç kiralama sözleşmesi olup, şoförüyle birlikte araç kiralamayı kapsamadığından görev Sulh Hukuk Mahkemesindedir. Bu nedenle ticaret mahkemesince, sulh hukuk mahkemesine verilen görevsizlik kararı doğrudur. İstinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf isteminin reddi gerekir.

Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelenmiş olup; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yasal gerektirici nedenlere göre, ilk derece mahkemesi kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, olay tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde hatalı bir sonuca varılmadığı anlaşıldığından, HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf incelemesi duruşma açılmadan, dosya üzerinden sonuçlandırılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İlk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu’nun Eki-1 sayılı tarife A-III-2-a maddesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından, istinaf sırasında peşin olarak alınan 59,30TL harç düşüldükten sonra geriye kalan 21,40 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
İstinaf gider avansının kullanılmayan kısmının istinaf edene iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 21/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU :HMK 362/1-b maddesi gereğince kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 21/03/2022

……..
Başkan
………..
e-imza
………
Üye
………..
e-imza
……….
Üye
………..
e-imza
………….
Katip
………………
e-imza