Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA BAM 4. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1750 – 2021/1947
T.C.
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2021/1750
KARAR NO : 2021/1947
BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ….
NUMARASI : …. Esas …. Karar
DAVACI : ….
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22/2 maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için dairemize gönderilen dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi. Gereği görüşüldü:
DAVA DİLEKÇESİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının sigortalısının evini su bastığını bundan evi yapan ve satan davalının sorumlu olduğun belirterek, davanını kabulü ile icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AÇILDIĞI MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER:
Dava …. Tüketici Mahkemesi’nin …. Esas sayısında açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada taraflar arasında tüketici-satıcı ilişkisinin olmadığı ve yapılan işlemlerin de tüketici işlemi kapsamında olmadığı, dolayısıyla davanın her iki tarafının da ticari amaçla hareket eden sıfatında olduğu, yasada tanımı yapılan tüketici işlemi taraflar arasında oluşmadığı, asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş ve dava dosyası HMK 20/1 maddesi uyarınca ilgili mahkemeye gönderilmiştir.
DAVANIN GÖNDERİLDİĞİ MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER:
Görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine gönderilen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dava … Esas sırasına kaydedilmiş, mahkemece yapılan yargılamada halefiyet ilkesi gereğince, davacının yerine geçtiği sigortalı ile satıcı davalı şirket arasındaki uyuşmazlığın Tüketici Kanunundan kaynaklanan bir uyuşmazlık niteliğinde olduğu, davaya tüketici mahkemesinin bakması gerektiği bu nedenle görevli mahkemenin ….Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Bu görevsizlik kararı da taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ:
Her iki mahkemenin karşılıklı görevsizlik kararı vermiş olmaları ve bu kararların istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi nedeniyle mahkemeler arasında görev uyuşmazlığı çıktığı, HMK 21/1-c maddesinde yargı yerinin belirlenmesini gerektiren sebep olarak gösterilmiş bulunan “İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse” sebebinin gerçekleştiği görülmektedir.
Karşı görevsizlik kararını veren mahkeme HMK 22/1 maddesi uyarınca görev uyuşmazlığının çözümü ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dava dosyasını re’sen dairemize göndermiştir.
GEREKÇE:
Dava itirazın iptali davasıdır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesi ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda; davacı , dava sigortalıya ait bağımsız konut olan taşınmazın müvekkil şirketi tarafından sigortalandığı, sigortalının evinin gider borularının tıkanması nedeniyle su basması sonucunda zarar gördüğü, zarar nedeniyle sigortalının zararının poliçe kapsamında davacı tarafından ödendiği, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, ödenen zararın davalıdan rücuen tahsili istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından, dava dışı sigortalının gerçek kişi tüketici, davalı şirketin ise satıcı olduğu, uyuşmazlığın satılan binanın ayıplı olması nedeniyle zararlandırıcı olayın meydana geldiği iddiasından kaynaklandığı, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanunun aradığı anlamda tüketici ilişkisi olduğu, davacının dava dışı sigortalının haklarına halef olarak eldeki davayı açtığı anlaşıldığından, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
K A R A R :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince … Tüketici Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dava dosyasının, dosyayı dairemize gönderen mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 08/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
KANUN YOLU : HMK 23/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 18/12/2021
…
Başkan
…
e-imza
….
Üye
….
e-imza
Üye
….
e-imza
….
Katip
….
e-imza