Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2021/1122 E. 2021/1864 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 4. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
G E R E K Ç E L İ İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :…… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : … Esas …. Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1 -… – …
: 2 -… – …
: 3 -…
VEKİLİ : Av. …

VASİ : … – …
DAVANIN KONUSU : Alacak

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 22/2 maddesi gereğince….. Asliye Hukuk Mahkemesi ve …. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile dosya yargı yerinin belirlenmesi için dairemize gönderilmekle dosya içindeki tüm belgeler ile dairemiz üyesi tarafından hazırlanan ön inceleme raporu incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …..’nin maliki olduğunu, …. isimli şirketlere kiraya verilen … bulunan iş yerinin bahçesinde bulunan kalıpların … tarihinde vinçlerle kamyonlara yüklenmek suretiyle çalındığını, bilahare müvekkil şirkete imalat sorumlusu olarak çalışan … fabrika Müdürü olan …. tarafından suç yerinde bulunan kalıplardan bir kısmının alınması için suç yerine gönderdiğinde … kalıpların yerinde olmadığını gördüğünü ve durumu müvekkiline bildirdiğini, durumu tespit etmek için suç yerine gelen müvekkil şirket yetkilileri ve …. kalıpların akıbetin iş yerinde kiracı olarak bulunan şirket yetkililerine sorduklarında kalıpların vinçlerle kamyonlara yüklendiğini bu kamyonların … elemanları tarafından gönderildiğini düşündükleri için müdahale etmediklerini söylemeleri üzerine polise haber verildiğini ve konu hakkında soruşturma yapılması talebinde bulunulduğunu, …. tarihinde çalınan kalıpların ….plakalı, ….. plakalı kamyonlarla ….adresinde bulunan ….’ne götürüldüğünü ve bu yolda bu kalıplara hurda demir olarak davalı … tarafından irsaliye tanzim edildiğinin tespit edildiğini, davalı…. kendi kayıtlarında hiçbir belge ile girişi yapılmayan kalıpları hiç görmeden irsaliye tanzim ederek ….’ne hurda olarak satıldığını, bu davranışı ile davalı …. iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceğini, yapılan soruşturma sırasında ifade veren davalı şirket yetkilisi … şirketin toptan hurda işleri yaptığını, kamyon ya da tır bazında Türkiye’nin her yerinde içindeki malı görmeden ve iş yerine indirilmeden 3. kişilerden alınan malı direk fabrikaya irsaliye kesilmek sureti ile satış yaptıklarını, dilekçede geçen malları bahsi geçen tarihlerde … ili, …. adresinde hurda ticareti yapan ve … GSM numarasını kullanan … isimli esnaftan nakliyeci vasıtası ile satın aldıklarını, içinde ne olduğunu dahi bilmeden ve malı görmeden irsaliye ettiğini, her ne kadar daha sonra fatura ibraz edeceğini beyan etmiş ise de herhangi bir fatura ibraz edemediğini, ifadesi alınan davalı … ise diğer davalı …’nın kendisini Haziran 2011 tarihinde aradığını elinde 92 ton hurda olduğunu söylediğini, kendisinin de …’yı …. yönlendirdiğini ifade ettiğini, … ise 2011 yılının 7. ayı içerisinde arkadaşı olan …’ın kendisine hurda var gel bir bakalım dediğini, bunun üzerine panayır mahallesinde ismini hatırlamadığı bir fabrikanın önüne geldiğini, orada …. isimli bir kişinin bu hurdaları alıp almayacağını sorduğunu daha sonra 52.000,00 TL ‘ye hurdaları satın aldığını, 57.000,00 TL’ye ise …’a sattığını ifade ettiğini, bahsi geçen şekilde kalıpları nakleden davalılar diğer davalı şirketin düzenlenmiş olduğu irsaliyelerle kalıpların hurda olarak ….bulunan ….. firmasına ekte birer sureti bulunan …. tarihli ve …irsaliyelerle sattığını, her ne kadar müvekkil şirketin ………. bulunan fabrikasından çalınan kalıplar 62.532,80 TL bedelle satılmış ise de, bu bedel kalıpların hurda değeri olduğunu, kalıpların halen ömrünü tamamlamadığını, yeni kalıp yapılması yaklaşık olarak müvekkil şirkete 2.500.000,00 TL’ye mal olacağını, bu nedenle müvekkil şirketin uğradığı zarar aslında bu miktarın olduğunu, açıklanan nedenlerle mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle davaya konu hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkansız hale geleceği açık olduğundan davalıların taşınmaz malları ve araçları üzerine 3. kişilere devrinin engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, 62.532,80 TL’nin 06/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, hırsızlık nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini için açılacak davanın zamanaşımı BK 60’a göre öğrenmeden itibaren 12 yıl olduğunu, davanın zaman aşımından reddi gerektiğini, müvekkil şirketin çeşitli yerlerinden kamyon ve tır bazında toptan hurda aldığını, şirkete bu hurda malzemelerini satmak isteyen kişi telefon açtığını veya şirkete ulaştığını, elinde hurda malzemesi olduğunu, ve satmak istediğini, söylediğini, müvekkil firma bölgelere göre büyük toptan mal alımına toptan sattığını, müvekkil satıcıya giden mallar için irsaliye kestiğini ve hangi firmaya satılacaksa o firmanın bulunduğu ile aynı gün ne kadar mal satılmış ise cinsine göre satın alan firmaya fatura kesildiğini, olayın oluşuna ilişkin davacının iddialarının kabul edilmez olduğunu, malların …..’ye gönderilmek üzere bulunulan yerden nakliye temin edilmek suretiyle müvekkile mal satanların bizzat kendi ayarladığı nakliye araçları tarafından alındığını, davaya konu hurdalarda aynı şekilde alındığını, müvekkil hakkında soruşturma sonucunun beklenilmesini talep ettiklerini, haksız ve mesnetsiz olarak müvekkillere yöneltilen bu davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddini ve dosyanın yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, öncelikle zaman aşımından ve her halükarda esastan reddini vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

…. Asliye Hukuk Mahkemesince …. tarihli… Esas …. Karar sayılı karar ile, davanın nisbi ticari dava olduğu, her iki tarafın da tacir ve davanın, davalı şirketçe fatura kesildiği de dikkate alındığında her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olduğu, diğer iki davalı her ne kadar gerçek şahıs olsa da, davanın onlar yönünden de özel yetkili mahkemede görülmesi, usul ekonomisinin yanı sıra tüm davalılarla birlikte yargılama yapılmasında fayda olacağından bu iki davalı yönünden tefrik kararı verilmemesi gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın …yılının ..ayında açıldığı, o tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuatın uygulanması gerektiği, bu mevzuata göre de; asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev değil, iş bölümü ilişkisi olduğu, dolayısıyla davalının cevap dilekçesi ile iptidai itiraz olarak iş bölümü itirazı ileri sürülmediğinden, asliye hukuk mahkemesince yargılamaya devam olunması gerektiği, nitekim yaklaşık 9 yıldır devam eden davada görevsizlik kararı da bu sebeple verilmediğini beyanla karşı görevsizlik kararı vermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Somut olayda, davacının kalıpların çalındığını belirterek alacak talebinde bulunduğu, davanın … tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, mahkemece 13/01/2021 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, asliye ticaret mahkemesince de karşı görevsizlik kararı verildiği, 6102 sayılı TTK’nın 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 6762 sayılı TTK döneminde açıldığı, iş bölümü itirazına rastlanmadığı, açıldığı dönem itibariyle asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev değil iş bölümü ilişkisi olduğu, dolayısıyla verilen görevsizlik kararının bağlayıcı olmadığı (17. Hukuk Dairesi 2014/19908 esas 17924 karar ) dolayısıyla asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu ve yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
K A R A R :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
6100 Sayılı HMK’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
Dava dosyasının, dosyayı dairemize gönderen mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU : HMK 23/2 maddesi uyarınca kesin olmak üzere
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 17/12/2021


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye …
e-imza

Katip

e-imza