Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2023/173 E. 2023/374 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 14. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/83
KARAR NO : 2023/312

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 19/10/2022
NUMARASI : 2022/1055 ( Derdest)

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … [16818-18064-97999] UETS
DAVALI : … …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan )
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023
Mahkemece verilen ara karara karşı yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi neticesinde;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davacı vekili, taraflar arasında müvekkiline ait taşınmazda yapılacak mermer işleri ile buna bağlı sair diğer işler için anlaşma yapıldığını ve müvekkilince toplam 55.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını, ancak davalının işin yapımına kararlaştırılan şekilde başlamadığını, süresinden çok sonra başladığını, ilk etapta zemin kaplaması için 30-m2 mermer ile denizliği işin yapılacağı yere getirdiğini, ancak denizlikler ile zemin mermerlerinin farklı renkte ve farklı desende olduğu anlaşılmasına rağmen davalının eksik ve ayıplı ifayı gidermediğini, taraflar arasında 150 m2 mermer zemin döşeme işi ile 60m tül denizlik hususunda anlaşılmasına rağmen davalının 30 m2 mermer ve denizliği işin yapılacağı yere getirdiğini, getirilen denizlik ve mermerlerin ise farklı renk ve desende olması nedeniyle de davalı tarafa işe başlamaması söylenmiş ise de kısmen denizlik işine başladığını, ayıplı ürünlerin uygulanmaya başlandığı görülünce müvekkilince işin hemen durdurulduğunu, davalı tarafça yerine getirilmeyen işler nedeniyle müvekkilinin başka bir firma ile anlaşacağını, mahkemeden delil tespiti talebinde bulunulduğunu ve düzenlenen bilirkişi raporuyla karşı tarafa ödenen tutar 55.000,00 TL ve ayıplı malzemenin uygulanmasından doğan zarar 9.179,28 TL olmak üzere toplam zarar tutarın 64.179,28 TL olduğunun tespit edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına, dava değeri miktarınca alacak için ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Mahkemenin 19/10/2022 tarihli ara kararı ile, alacağın varlığı ve miktarına ilişkin yaklaşık ispata elverişli delil bulunmadığı, ayrıca mevcut hukuk düzeninde ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir diye bir tedbir türü olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/7857Es,2013/11832 Kr. sayılı kararında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat için delil sunulmasının yeterli olduğunun, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesinin aranmadığının belirtildiğini, müvekkilinin zararının delil tespiti raporuyla tespit edildiğini, davalının açıkça kötü niyetle hareket etmesi nedeni ile ve alacaklarının %100 kanıtlanabilir olması nedeniyle ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, ayrıca aynı mahkeme tarafından müvekkili aleyhine açılan itirazın iptali davalarında müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Talep, eser sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemli davada, alacağın tahsilini teminen ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 257.m. “(1)Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü ,
İİK 258/1.m. ise “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” hükmünü haizdir.
Somut olaya döndüğümüzde, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle, davacı tarafın iddiasının yaklaşık olarak ispatı koşulunun sağlanmadığı, dolayısıyla ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır, bununla birlikte yargılamanın ilerleyen aşamalarında değişen ihtiyati haciz koşullarının mahkemece yeniden değerlendirilmesi mümkündür.
O halde mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen ara kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesine göre ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den, peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının yatırana iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 362/1-f maddesine göre KESİN olmak üzere 19/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır