Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/63 E. 2022/283 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 14. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/63 – 2022/283
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/63
KARAR NO : 2022/283

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

B KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece davanın kabubüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının faturalara konu alacağını ödemediğini, icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, takibe itirazın kötüniyetli olduğunu belirterek Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2019/11332 Esas sayılı dosyasındaki takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı ile davacı arasında ticari ilişki başladıktan sonra davalının müdürünün davacı ile birlikte davalı şirketi zarara uğratmaya başladığını, davalı şirketin müdürünün zarar ortaya çıkınca istifa ettiğini, bu kişi hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının muvazaalı olarak davalıyı zarara uğrattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, taraf defterlerinin 2019 sonu itibariyle birbirini doğrular nitelikte olup bakiyenin birbiri ile uyuştuğu, bilirkişi hesabının usul ve yasalara uygun olduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 92.966,34 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20’ si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının davacının yaptığı işleri ve faturaların bir kısmını kabul ettiğini, işin yapılmasından sonra davacının ticari hayatın gerektirdiği dürüstlük çerçevesinde hareket etmemesi ve davalıyı zarara uğratacak eylemleri nedeniyle sözkonusu faturaların ödenmediğini, davacı ile davalının bünyesinde çalışan müdür arasındaki danışıklı ticari faaliyet sonucu malların davalıya daha fazla bedel ile fatura edildiğini, bu hususta savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, savcılık soruşturması bekletici mesele yapılmaksızın verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili davalının istinaf başvurusuna karşı verdiği cevap dilekçesinde, davalının iddialarının dava ile ilgisiz olduğunu, davalının soruşturma dosya numarasını yargılama sırasında dosyaya sunamadığını, davalı ile dava dışı müdür arasındaki uyuşmazlığın davacıyı bağlamayacağını, bilirkişi raporu ile alacağın belirlendiğini, davalının faturalara itiraz etmeyip ticari defterlerine işlediğini belirterek davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın 2004 sayılı İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı vekili Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2019/11332 Esas sayılı dosyasında 4/10/2019 tarihinde 92.966,34.-TL asıl alacak, 118,76.-TL vadelerden itibaren değişen oranlarda işlemiş yasal faizi olmak üzere toplam 93.085,10.-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatmış, borca itiraz edilmesi üzerine süresinde itirazın iptali davası açılmıştır.
Taraflar arasında kaynaklı direk üretilmesi işine ilişkin eser sözleşmesi yapıldığı, davacı yüklenicinin iş bedeli için düzenlediği faturanın ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlattığı dosya kapsamı ile sabittir. Davalı iş sahibi icra takibinde borca itiraz etmiş ise de davalının yapılan işin ayıplı veya eksik olduğuna, işin teslim edilmediğine veya davacıya ödeme yaptığına ilişkin bir savunması bulunmamaktadır. Davalı vekili sadece davalı şirkette çalışan müdür ile davacı arasındaki danışıklı ticari faaliyet sonucu malların davalıya daha fazla bedel ile fatura edildiğini ileri sürerek borca itiraz etmektedir.
Davalı şirkete ait defter incelemesini içeren 17/3/2020 tarihli bilirkişi raporu da gözetildiğinde davalının icra takibine dayanak yapılan fatura miktarı kadar davacıya borçlu olduğu sabit olup davalının müdürü hakkındaki şikayetin veya müdür ile davacı arasındaki iş ilişkisi davalının davacıya olan borcunu ifadan kaçınmasına neden olacak sebeplerden olmadığından davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/07/2020 tarih, 2019/651 -2020/308 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalının istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalıdan alınması gerekli 6.358,64.-TL karar ve ilam harcından davalıdan peşin alınan1.587,63.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.771,01.-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talep halinde iadesine,
5-Karar tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/10/2022