Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/40 E. 2022/225 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 14. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/40
KARAR NO : 2022/225

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2020
NUMARASI : 2018/604 E. 2020/305 K.

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/07/2020 tarih, 2018/604 esas, 2020/305 karar sayılı kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi neticesinde;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 31/03/2017 tarihli alt işveren sözleşmesi uyarınca davalıya ait projelerdeki tüm daire ve ofislerin çelik kapı ve yangın kapıları imalatı ile montajı hususunda anlaşma sağlandığını, müvekkilinin bu projelerden biri olan Medicana hastanesi binasının sözleşme kapsamındaki işleri gerçekleştirdiğini ve karşılığında faturalar düzenlediğini, ancak davalının son işlere ilişkin bakiye bedeli geç teslim nedeniyle ödemeyeceğini bildirdiğini, ancak gerek sözleşme gerekse ekleri incelendiğinde müvekkilinin imalata işverenin işyerini imza altına alınmış bir tutanak ile alt işverene teslim etmesi ve şantiye ölçülerinin yazılı imzalı onayına sunulması şartına bağlandığını, ancak davalının bu şartları iş bitiş tarihlerinden çok sonra gerçekleştirmiş olması nedeniyle ve ayrıca şantiye iş programında yapılan değişiklikler nedeniyle işin ötelendiğini, müvekkilinin defalarca uyarmasına rağmen şantiyedeki eksikliklerin giderilmediğini ve ölçülerin müvekkiline temin edilmediğini, müvekkili çalışanlarının kendilerinin ölçüleri almak zorunda kaldıklarını ve bu şekilde imalatı tamamladıklarını, akabinde ise montaj için gerekli iş programının sağlanmadığını ve imalatı yapılan kapıların parça parça getirilmesinin talep edildiğini, bunun üzerine işin hızlanması amacıyla müvekkilinin 20/09/2017 tarihinde proje sorumlusuna durum raporu konulu bir mail gönderdiğini, mailde belirtilen eksiklerin uzun süre giderilmediğini ve müvekkili çalışanları 15/09/2017 tarihinde imalat için gittiklerinde şantiyenin hazır olmadığını tespit ettiklerini, hazır olan yerlerin imalatını gerçekleştirmek için çalışma yaptıklarını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili yasal sürede davaya cevap vermemiş, yasal süreden sonra sunduğu beyan dilekçesinde, sözleşme ve eki teknik şartname uyarınca davacının yapması gereken işler belli olmasına ve zamanında kendisine yer teslimi yapılmasına karşın sözleşme konusu işleri yapmadığını, davacının edimlerini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, işlerin 3.şahsa tamamlattırıldığını, sözleşmenin 7.maddesinde işin süresinin, 8.maddesinde ise gecikme nedeniyle cezai şartın düzenlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, 06/04/2020 tarihli bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle itibar edildiği, dava konusu yangın kapılarının tamamının takılmış olduğu, eksik işin yapıldığının ispat edilmediği, her ne kadar davalı tarafın bildirdiği tanığın keşifteki beyanında işçilerin kapılarda yaptığı tadilat sebebiyle 2000 TL – 2600 TL ücret aldıklarını beyan etmiş ise de yapılan işlerin neler olduğu, hangi kapıda nelerin eksik ve ayıplı yapıldığı sabit olmadığından bu beyana itibar edilmediği, yangın kapılarının montajındaki gecikmede hastane inşaatının tamamlanmamış olması ve yangın kapılarının takılacağı yerin hazır olmaması nedeniyle davacının kusurunun bulunmadığı, cezai şart koşullarının oluşmadığı, davacının yaptığı iş sebebiyle hak ediş alacağı talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin asıl alacak üzerinden, bu asıl alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte devamına, icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, icra inkar tazminatı koşulları bulunmasına rağmen talebin reddinin doğru olmadığını, zira alacağın likit olduğunu, dava konusu tutarın davalının geç teslim iddiası nedeniyle ödenmediğini, ödenmesi gereken tutarın fatura ile sabit olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, dacının üstlendiği işi tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini ve bu hususta ispat yükünün davacıda olduğunu,
davacı ile imzalanan sözleşme ve sözleşme eklerine göre davacının yapması gereken işler belli olmasına ve zamanında kendisine yer teslimi yapılmasına karşın sözleşme konusu işleri yapmadığını,
davacının asılsız bir faturayı kendi defterine kaydetmiş olmasına itibar edilemeyeceğini, bu faturaya istinaden davacının davalıdan alacaklı olduğuna yönelik rapor ve bu raporu hükme esas alarak değerlendirme yapan mahkeme kararının hatalı olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, sözleşme gereğince işini eksiksiz olarak ifa etmiş olduğunu, geç teslime davalının kendi kusuruyla neden olduğunu ileri sürmüş, davalı ise, davacının yapması gereken işler belli olmasına ve zamanında kendisine yer teslimi yapılmasına karşın sözleşme konusu işleri yapmadığını, davacının edimlerini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini, işlerin 3.şahsa tamamlattırıldığını savunmuştur.
Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 22/01/2018 tarihinde 1 adet faturaya dayalı olarak 17.962,00 TL asıl alacak ve 311,87 TL işlemiş faiz üzerinden icra takibi başlattığı, takibin davalının yasal sürede borca itirazı ile durduğu görülmüştür.
Dava konusu fatura incelendiğinde, davacı tarafından davalı adına düzenlenen “ 18 adet yangın çıkış kapısı” açıklamalı 08/11/2017 tarihli A 275427 seri sıra nolu 17.962,00 TL bedelli açık fatura olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilen 31/03/2017 tarihli alt işveren sözleşmesinin konusu, davalı işverenin taahhüdü altındaki işyerlerindeki projeler kapsamında yer alan tüm daire ve ofislerin çelik kapı ve yangın kapıları imalatı ve montajı işlerinin, sözleşmenin eki olan teknik şartnameye uygun olarak yapımı, ekipmanların tedarik edilmesi ve tüm işçiliklerin davacı alt işveren tarafından yapımı olup, sözleşmenin İşyerinin Teslimi başlıklı 6.m uyarınca işveren iş programı gereğince alt işverenin işe bağlayabilmesi için işverenin işyerini imza altına alınmış bir tutanak ile alt işverene teslim edecek, yer teslimine müteakip en geç 7 gün içinde alt işveren şantiye mobilizasyonu ve organizasyonunu tamamlayarak işe başlayacaktır.
Sözleşmenin İşin Süresi başlıklı 7.m. uyarınca yer teslim tarihinden itibaren işveren tarafından sözleşme ve/veya ekinde verilmiş olan ana iş programına paralel olarak detaylı iş programı alt işveren tarafından hazırlanacak ve işverene teslim edilecek, işveren iş programında kontrolleri yaparak gerekli gördüğü değişiklikleri yapacak ve alt işveren bu iş programına göre sözleşme konusu işi tamamlayacaktır. İmalat başlangıç tarihi 25/04/2017, bitiş tarihi 15/05/2017 olarak belirlenmiştir.
Yine aynı madde uyarınca alt işveren sözleşme konusu işi iş programına, iş programındaki ana ve ara terminlere ve bununla beraber işveren tarafından iş programında yapılacak değişikliklere uygun olarak eksiksiz ve kusursuz işverene teslim edecektir. Alt işveren işverenden onay alınması gereken hallerde onay almadan işe başlamayacak ve işi onaylı iş programına uygun tempoda devam ettirecektir. Geçerli hiçbir gerekçeye dayanmaksızın iş programının gerisinde kalınması halinde işverenin önereceği tedbirler alınacak ve yerine getirilecektir.
Sözleşmenin Cezai Şart başlıklı 8.m. uyarınca ise, alt işveren işi sözleşme ekinde verilen iş programında kesin olarak kararlaştırılan tarihte bitirmediği ve ara terminlere uymadığı takdirde geciktiği her gün için cezai şart ödemeyi kabul etmiş, ana ve ara terminlere uyulmaması halinde de cezai şart uygulanabilecek, ayrıca yer tesliminden sonra herhangi bir sebeple işe başlanmaz ise yine cezai şart uygulanabilecektir.
Sözleşmenin Süre Uzatımı başlıklı 23 m. uyarınca işverenden kaynaklanan sebeplerden ötürü alt işverene süre uzatımı verilebilmesi, süre uzatımını gerektiren olayların vukunu müteakip 10 gün içinde alt işverenin gerekli belgeleri de ekleyerek işverenden talepte bulunmasına bağlı olup, işveren makul görmesi halinde süre uzatımı verebilecektir. İşveren herhangi bir sebeple sözleşmede öngörülen tarihte yer teslimi yapamadığı takdirde alt işveren süre uzatımı dışında herhangi bir hak talebinde bulunamaz.
Sözleşme ekinde yer alan isimsiz teknik şartname niteliğindeki belgenin Teslim Süresi başlıklı m. uyarınca, imalat başlangıcı şantiye ölçülerinin yazılı imzalı onayına müteakip başlar. Alıcı satın aldığı kapılar için belirtilen teslim tarihinde montaj yerini hazır hale getiremez ise, üretimi yapılan tüm kapıların sorumluluğu alıcıya ait olmak üzere şantiyeye teslim edilir ve satıcı mevcut montaj programını aksatmayacak şekilde yeni montaj tarihini bildirir.
TBK 470 vd maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinde, yüklenici eseri iş sahibine sözleşmeye uygun olarak teslim ettiğini kanıtlamak zorundadır. Eksik iş iddiasında bulunulması halinde ise eksik işlerin varlığını iş sahibi, giderildiğini ise iş sahibi kanıtlamalıdır. Kural olarak sözleşme imzalandıktan sonra yapılan tüm işlerin yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilir, iş sahibi bu karinenin aksini delil tespiti, mutabakat gibi belgelerle ispat edebilir.
Somut olayda dava dilekçesinde taahhüt edilen işin tamamı yapılmış gibi ifadeler kullanılmış olmakla birlikte , davacı şirket yetkilisi keşif esnasında alınan beyanında sözleşme uyarınca 158 adet kapı takılacağını, 110 adet kapıyı yapıp taktıklarını, kalan kapılar için yerin montaja hazır olmaması nedeniyle takamadıklarını, faturanın 18 adet kapı bedeli olduğunu beyan etmiş, davalı taraf ise bu hususta açık bir beyanda bulunmamıştır.
Yine davalı tarafça cevap dilekçesinde gecikme nedeniyle cezai şart maddesinden söz edilmekle ve davacının alacaklı olmadığı belirtilmekle yetinilmiş, delil olarak sunulan 30/10/2017 tarihli tutanakta ise işin süresinde tamamlanamadığından bahisle davacı hak edişinden yapılacak kesintilerden söz edilmiş, ancak yargılama boyunca yapılan kesintinin dayanağı tam olarak açıklanmadığı gibi ilgili belgeler de sunulmamıştır.
Öte yandan mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime açık olmadığı gibi hüküm kurmaya da elverişli nitelikte değildir.
O halde mahkemece öncelikle taraf vekillerinden sözleşme uyarınca yapılması gereken ve davacı tarafça yapılan işin miktarının sorulması, gerekirse tarafların bu konuda isticvapları, ayrıca davalı vekiline davacı hak edişinden yapıldığı belirtilen kesintinin dayanağının sorulması ve kesintiye ilişkin tüm belgeleri sunmasının istenilmesi, ardından sözleşmenin yukarıda açıklanan maddeleri de değerlendirilmek ve yeni bir bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a6 maddesine göre hükmün kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/07/2020 tarih, 2018/604 E. 2020/305 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dairemiz kararında belirtilen hususlar dikkate alınarak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinafa başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-g hükmü uyarınca KESİN olmak üzere 21/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır