Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/2440 E. 2023/135 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 14. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2440 – 2023/135
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2440
KARAR NO : 2023/135

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 03/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2023

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/06/2022 tarih, 2021/1332 esas, 2022/691 karar sayılı kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelenmesi neticesinde;
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davacı vekili, taraflar arasındaki anlaşma gereği müvekkilinin makineleri imal edip davalıya teslim ettiğini, ancak davalının cari hesap borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu, davacının icra takibinden sonra bu davadan önce ödemiş olduğu tutar düşülerek kalan miktar üzerinden itirazın iptalinin talep edilmekte olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin yetkisine itiraz etmekte olduklarını, zira taraflar arasındaki ilişkinin dayanağı olan imalat sözleşmesinin 9.m. uyarınca sözleşmeden doğacak ihtilafların çözümünde Adana mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, taraflar arasında yetki sözleşmesi yapılarak yetkili mahkemenin belirlenmiş olduğu, taraflar tacir olduğundan sözleşmedeki yetki şartının geçerli olduğu, buna göre yargılamadaki yetkili mahkemenin Adana Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın HMK’nun 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2. maddesi gereğince davanın usulden (yetksizlik yönünden) reddine, yetkili Adana Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna, yasal sürede talep halinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, takibin dayanağı davalının sözünü ettiği sözleşme olmadığı gibi bu sözleşmeye ilişkin faturanın da olmadığını, takip talebinde ve ödeme emrinde tek bir sözleşme ve faturaya dayanılmadığını, cari hesap ekstresine dayanılmış olduğunu, cari ekstrede açıkça görüldüğü üzere davalının sunmuş olduğu sözleşme öncesinde de taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, icra takibindeki talebin açıkça ilk ticaretin başladığı tarihten bu yana süregelen ticaret nedeni ile kalan bakiye olduğunu, ancak davalı tarafın tüm ticaretin sadece bir bölümünü oluşturan bir sözleşmedeki yetki maddesini öne sürmekte ve takibin dayanağı da bu sözleşmeymiş gibi beyanda bulunmakta olduğunu, takibe konu borç para borcu olup TBK 89 ve Yerleşik Yargıtay içtihatları da uyarınca alacaklının yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Dava konusu icra dosyasında incelendiğinde, davalının yasal sürede borca itiraz yanında icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği görülmüştür.
İtirazın iptali davasının görülebilmesinin ön koşulu yetkili icra dairesinde takip yapılmasıdır. İcra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nun 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir.
Somut olayda uygulanması gereken İİK 50.m. atfıyla HMK 17.m. uyarınca tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.
Davacı, taraflar arasında akdedilen sözleşmede yer alan yetki şartı nedeniyle Adana mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığını ileri sürmüş, davalı ise, taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu sözleşme düzenlenmeden önce başladığını, icra takibinin de bu sözleşmeye dayalı olarak değil cari hesaba dayalı olarak başlatıldığını, dolayısıyla sözleşmedeki yetki şartının bu davada dikkate alınamayacağını savunmuştur.
Taraflar arasında akdedilen 28/02/2018 tarihli İmalat Sözleşmesi incelendiğinde, konusunun sipariş edilen ürünlerin imalatçı tarafından sözleşmeye ve teknik şartnameye uygun olarak üretilip teslimi olduğu, sözleşmenin 9.4 maddesinde sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanacak ihtilafların çözümünde Adana mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı görülmüştür.
Davacı tarafça sunulan cari hesap ekstresi incelendiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 07/03/2017 tarihinde başladığı görülmüş olup, dava dilekçesinde yapılan işin makine imalatı olarak tanımlanmış olması, davalı tarafça sunulan sözleşmenin konusunun da aynı olması, davacı tarafça taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinde bu sözleşme dışında farklı bir sözleşmeye dayalı ilişkinin de mevcut olduğunun ileri sürülmemiş olması dikkate alındığında, taraflar arasında 07/03/2017 tarihinde şifahen başlayan makine imalatına ilişkin ticari ilişkinin 28/02/2018 tarihli sözleşme ile yazılı hale getirildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla icra takibi cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılmış olsa da, dayanağının bu sözleşmeye konu ticari ilişki olduğu açık olup, bu nedenle yetkili icra dairesinin veya mahkemenin belirlenmesinde yazılı sözleşmedeki yetki şartının dikkate alınması gerekir.
Buna göre iş bu davaya konu uyuşmazlığın çözümünde Adana icra daireleri ve mahkemeleri yetkilidir. Ne var ki mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın değerlendirilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisine itirazın değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile HMK 353/1-b2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın yetkili icra dairesinde takip yapılmasına ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun USULEN KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/06/2022 tarih, 2021/1332 esas, 2022/691 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1/b/2 maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
a-)Davanın yetkili icra dairesinde takip yapılmasına ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
b-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın, peşin alınan 1.607,82 TL harçtan mahsubu ile 1.427,92 TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine,
c-)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
d-)AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
e-)HMK’nın 333. maddesine göre artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf harç ve giderleri yönünden,
a-) Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
b-)İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
c-)İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Karar tebliği, harç iadesi ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a hükmü uyarınca KESİN olmak üzere 03/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.