Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/183 E. 2023/671 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 14. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/183
KARAR NO : 2023/671

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2020
NUMARASI : 2016/390 Esas, 2020/165 Karar

DAVACI
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 09/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/03/2023
Mahkemece verilen karara karşı yapılan istinaf başvurunun incelenmesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili, müvekkil firma ile davalı … arasında akdedilen ve eser sözleşmesi gereğince Balıkesir İlçesi, Akçay ve Altınoluk beldeleri arıza bakım onarım montaj vs. işlerini davacının yüklenici firma olarak üstlendiğini, işin süresi ve yer teslim tarihinden başlamak kaydıyla 24 ay olduğunu, 18/01/2020 tarihinde yer gösterme ile işin süresinin başladığını, işin bitim süresinin ise 18/01/2012 olduğunu, sözleşme tutarının ise taraflar arasında 1.849,560 TL olarak belirlendiğini, dava konusunun ise taraflar arasında akdedilen iş bu sözleşmede işin bitim süresinin 18/01/2012 olmasına rağmen 31/07/2011 tarihinde sözleşmeyi haksız olarak fesih eden davalı … şirketinden işin bakiye kalan gerçekleştirme oranına göre müvekkilin elde edemediği kâr bedeli ile ihale süreci bittikten sonra davalı idare tarafından değiştirilen birim fiyatları nedeniyle oluşan alacakları olduğunu, davacı şirketin sözleşme erken feshedildiği için bu süreçte iş alamadığını, kar kaybına uğradığını, revize sözleşme ile asıl sözleşmeye ek olarak Burhaniye ve Havran ilçelerinin eklendiğini, bu sözleşmenin esasında yeni bir sözleşme olduğunu, bu iki ilçe için davalı idarenin yeni bir ihale yaparak sözleşme düzenlemesi gerektiğini, ilave sözleşmede de 11. maddenin sonradan doldurulduğunu, irade fesadı iddiaları olduğunu, bayan ederek davanın kabulü ile davalı … şirketinden fesih tarihi olan 31/07/2011 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte mahrum kalınan kârın ve birim fiyat değişikliğinden dolayı fark alacağının tazminine karar verilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı 04/06/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava değerini 14.512,00 TL’ ye çıkarmış ıslah harcını ikmal etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, taraflar arasında 05/11/2010 tarihinde bir revize sözleşmesi akdedildiğini, davacının açtığı davanın kötü niyetli olduğunu, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, sözleşme süresinde davacının kendi bildirdiği ve mutabık kalınan teklif birim fiyat cetveli üzerinde ödemesini aldığını ve iş bu konuda ihtirazi kayıt da ileri sürmediğini, 05/11/2010 tarihli revize sözleşmesi 09/12/2009 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak taraflarca akdedildiğini, davacı ile davalı müvekkil şirket arasında imzalanmış bulunan sözleşmenin “sözleşmede değişiklik yapılması” başlıklı 24/1 maddesine istinaden sözleşmenin bazı maddelerinde değişiklik yapıldığını ve bu revize sözleşmesinin taraflarca imza altına alındığını, ancak bu iki sözleşmenin birbirinden bağımsız olmadığını, birbirinin devamı niteliğinde olduğunu, revize sözleşmesi ile yüklenicinin sözleşmenin ilk halindeki görev alanlarına Burhaniye ve Havran İlçeleri de eklenerek bu ilave edilen işlerin iki aylık ek süre verildiğini ve bu işler için bitim tarihinin 30/07/2011 olarak belirlendiğini, yine revize sözleşmesi ile birim fiyatların yeniden belirlenmiş olup revize sözleşmesinin ekinde teklif birim fiyat cetvelinin bizzat davacı tarafça imza altına alındığını, revize sözleşmenin 1-6 maddesinde “Uludağ Elektrik Dağıtım A.ş’nin 30(otuz) gün önceden bildirimde bulunarak sözleşme ve revize sözleşmeyi fesh etme hakkı saklıdır” dendiğini, davacı taraf ile müvekkil şirket arasında akdedilen sözleşme feshi protokolünde tarafların birbirini açıkça ibra ettiğini, ortada feshedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, işin bitim süresi dolması nedeni ile sözleşmenin bittiğini, revize sözleşmesinin ekindeki birim fiyat cetvelinin bizzat davacı tarafından imzalandığını, davacının irade fesadı iddialarını kabul etmediklerini, bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, taraflar arasındaki ilişki mevcut ilave sözleşmenin süresi dolduğu için sona erdiği, revizyon sözleşmesi ile süresi kısaltılan ana sözleşmenin süresinden önce feshedilmediği, revize sözleşmesi bütün hükümleri ile birlikte incelendiğinde ana sözleşmenin bazı maddelerinde değişiklik yapıldığı ve ana sözleşmenin değiştirilmeyen diğer maddelerinin geçerliliğini korumaya devam ettiği, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 31.07.2011 tarihinde sonlanmasının iş sahibi UEDAŞ tarafından sözleşmenin feshedilmesi nedeni ile olmadığı, revize sözleşmenin süresi bittikten sonra ilave iş sözleşmesi olarak akdedilen 31.05.2011 tarihli sözleşmenin süresi sona ermesi ile gerçekleştiği, davalı tarafından haksız fesih söz konusu olmadığı, davacı tarafından özgür iradesi ile sözleşmelerin imzalandığı, davacı tarafından iradesinin fesata uğratıldığına dair ispata yarar bir delil ve belge de sunulmadığı, davacının sözleşmenin haksız fesih iddiası ile kar mahrumiyeti ve birim fiyat değişikliğinden dolayı fark alacağı isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, davacının anılan sözleşmeleri idarede kalan hakkedişlerini almak için mecburen imzaladığını, bu hususta tanık da dinlenildiğini, revize sözleşmenin revize sözleşme olmayıp yeni bir sözleşme olduğunu, bu sözleşme ile Burhaniye ve Havran ilçelerinin bakım ve onarım işi verildiğini, bu sözleşme ile idarenin asıl sözleşmeyi feshetmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek istinaf talebine bulunmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin iş sahibi tarafından haksız olarak fesih edildiği iddiası ile açılan, yoksun kalınan kar kaybı nedeniyle ve birim fiyat değişikliği kaynaklı alacak isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı ise ilave sözleşme yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, ilave sözleşme ile ana sözleşme süresinin kısaltılmasının mümkün olmadığını, feshin haksız olduğunu iddia etmiş, davalı ise sözleşmeyi haksız olarak feshetmediklerini, sözleşmenin süresinin dolması nedeniyle sona erdiğini savunmuştur. Taraflar arasında eser sözleşmesi kurulması konusunda uyuşmazlık yoktur.
Davacı sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğradığı kar kaybını talep etmektedir. Yasal dayanağı Türk Borçlar Kanunu 112. madde olan olumlu zarar sözleşme tam olarak ifa edilmiş olsa idi alacaklının mal varlığının arz edeceği durum ile sözleşmeden dönülmüş olması nedeniyle mevcut durum arasındaki farkı ifade eder. Dönme halinde, dönmede kusursuz olan taraf diğer taraftan müspet zararın tazmini talep edebilir. Yargıtay içtihatları gereğince tarafların ortak kusurlu olmaları halinde olumlu zarar talep edilemez. İş bedelinin nakit olarak belirlendiği sözleşmelerde iş sahibi sözleşmeden haksız olarak dönmüşse, kusursuz olan yüklenicinin olumlu zarar kapsamında isteyebileceği kar kaybı kesinti yöntemine göre hesaplanır. Kesinti yöntemi sözleşme bedeli veya işin kalan kısmı itibariyle yüklenicinin işi yapamaması sonucu mahrum kaldığı kardan işi yapmaması nedeniyle yapmaktan kurtulduğu malzeme, işçilik gideri vs. masraflar ile kalan sürede başka bir iş yapmak suretiyle elde ettiği kazanç veya kazanmaktan bilerek imtina ettiği yararlar indirilmek suretiyle olumlu zararın hesaplanmasıdır.
Mahkemece, davacının anılan sözleşmeleri özgür iradesi ile imzaladığı, iradesinin fesada uğradığı yönünde delil bulunmadığı, taraflar arasındaki asıl sözleşme, daha sonra yapılan revize sözleşme ve ek sözleşme ile süresinin kısalması sonucu süresi dolması sonucu bittiği, sözleşmenin feshi bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı sonradan imzalanan revize sözleşmenin aslında başlı başına yapılmış bir sözleşme olduğunu, davalı idare tarafından bu şekilde sözleşme yapılamayacağını, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, sözleşmeleri hakedişini alabilmek için imzaladığını savunarak istinaf talebinde bulunmuştur. Uyuşmazlık sözleşmelerin geçerli olup olmadığı, haksız fesih olup olmadığı ve davacının iradesinin fesada uğrayıp uğramadığı hususunda toplanmaktadır.
Taraflar arasında 09.12.2009 tarihli arıza bakım ve onarım işleri için teklif birim fiyatlı hizmet alımı sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 135726 ihale kayıt numarası ile yapılan ihale sonucu imzalandığı, iş bedelinin 1.849.560,00 TL, süresinin 24 ay, işin yapılma yerinin Balıkesir ili Edremit ilçesi Akçay ve Altınoluk beldeleri arıza bakım onarımı olarak belirlendiği, işin bu sözleşme uyarınca 18.01.2012 tarihinde biteceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 30.3 maddesinde de iş sahibinin özelleşmesi halinde de yeni dağıtım şirketinin sözleşmeyi devam ettirmemesi halinde herhangi bir iş oranı ile bağlı olmaksızın sözleşmeyi feshedebileceği, ve yüklenicinin bundan dolayı kar mahrumiyeti dahil herhangi bir ödeme talep edemeyeceğinin taraflarca düzenlenerek imzalandığı anlaşılmıştır. Anılan sözleşmeyi imzalayan TEDAŞ 01/09/2010 tarihinde özelleştirilmiş ve Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş ( UEDAŞ) adı altında hizmet vermeye devam etmektedir. Daha sonra taraflar arasında 05/11/2010 tarihinde revize sözleşmesinin imzalandığı, revize sözleşmenin 3-1 maddesinde ana sözleşmenin 10.1 maddesinin değiştirildiği, bu maddede düzenlenen süre düzeltilerek işin bitim tarihi 30/05/2011 olarak açıkça düzenlendiği, revize sözleşmenin başlık kısmında ana sözleşmenin 24. maddesine istinaden şartnamenin bazı maddelerinde değişiklik yapıldığı hususunun yazdığı, yine revize sözleşmesinin 5. maddesinde revize sözleşmede yer almayan diğer maddelerin tamamı ana sözleşme ve şartnamelerde belirtilen hususlarda yürütülecek olup 09/12/2009 tarihinde düzenlenen ana sözleşmenin ayrılmaz eki olduğu düzenlenmiştir. Yine revize sözleşmenin 1/6 maddesinde ana sözleşmenin 26.2 maddesine ek olarak UEDAŞ’ ın 30 gün önceden bildirimde bulunarak sözleşme ve revize sözleşmeyi feshetme hakkının saklı olduğu düzenlemesi yapılmıştır. Revize sözleşmenin 1/1 maddesinde görev bölgesi olarak Burhaniye ve Havran ilçelerinin arıza bakım ve onarım işinin eklendiği 4. maddesinde de sözleşme bedelinin 1.376.000,00 TL olarak düzeltildiği, daha sonra 31/05/2011 tarihli ek sözleşme yapıldığı, revize sözleşmenin süresinin 2ay + 1 gün için uzatıldığı, toplam sözleşme bedelinin de 187.503,84 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
İlave sözleşme süresi de bittikten sonra taraflar arasında 27/12/2011 tarihinde hizmet işleri geçici kabul tutanağı imzalandığı, davacı tarafça tutanağın ihtirazi kayıt konulmaksızın imzalandığı görülmektedir. Bu itibarla, davacı anılan tüm sözleşme, geçici kabul tutanağı ve hakkediş raporlarına firma yetkilisi olarak imza attığı, davacının basiretli bir tacir olarak hareket ederek imza atması gerektiği, davalı tarafın ana sözleşme tarafı olan BOTAŞ’ın özelleştirilmesi nedeniyle, ana sözleşmenin 30.3 maddesi uyarınca sözleşmeyi devam ettirmeme hakkı olduğu, ancak davalı sözleşmeyi feshetme yerine 05/11/2010 tarihinde revize sözleşme imzalayarak bazı ana sözleşme maddelerinde değişikliğe gittiği, değişiklik yapılmayan maddelerin aynen korunduğu, sözleşmenin ilave sözleşmenin bitim tarihi itibari ile 31/07/2011 tarihi bitirildiği, bu hususta geçici kabul tutanağının düzenlendiği, birim fiyat cetvellerinde de davacının imzasının bulunduğu dikkate alındığında sözleşmenin bitirilmesinin haksız fesih niteliğinde olmadığı, revize sözleşmenin de yeni bir sözleşme değil asıl sözleşmenin devamı ve eki olduğu, talep edilen kar mahrumiyetinden davalı kurumun sorumlu tutulamayacağı, birim bedelleri hususunda da davacının bu bedelleri özgür iradesi ile kabul ederek sözleşmeleri imzaladığı, irade fesadı halini de ispatlayamadığı kanaatiyle davanın reddi yönünde mahkemece verilen kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b/1 maddesine göre ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nın mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nın davacıdan alınarak alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının yatırana iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 362/1-a uyarınca miktar itibarıyla KESİN olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza