Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/139 E. 2023/573 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 14. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/139 – 2023/573
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/139
KARAR NO : 2023/573

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ :23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2023

Mahkemece verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya incelendi.
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasındaki hizmet ilişkisi nedeniyle davacının 2016 ve 2017 yıllarında davalının doğalgaz tesisatı, malzeme ve işçilik olmak üzere mekanik tesisat işlerini yaptığını, davalının zaman zaman elden veya kıymetli evrak ile ödeme yapmasına rağmen cari hesaptaki bakiye borcu ödemediğini, ticari defterlerdeki borç daha fazla olmasına rağmen sadece davalının eşinin yaptığı ödemelerden sonra kalan 45.003,00.-TL fatura alacağı için takip başlatıldığını, karşı tarafın kötüniyetle takibe itiraz ettiğini belirterek Bursa 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/307 Esas sayılı dosyasındaki takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının davalının farklı yerlerde inşaa ettiği binaların mekanik tesisat işleri ile davalıya ait ev gereçleri ticaretine ilişkin alışveriş mağazalarının muhtelif işlerini yüklendiğini, dava dilekçesi ekinde gösterilen davacının Yunuseli, Kestel ve Balat şantiyelerinde üstlendiği işlerden üstü çizili olanların eksik, hatalı ve ayıplı olarak yapılarak davalının zarara uğratıldığını, tahdidi olarak gösterilen kalemlerin davalıya toplam maliyetinin 57.800,00.-TL olduğunu, davacının edimini ifa ederken yaptığı hatalar nedeniyle toplam 15.000,00.-TL da sıhhi tesisat harcaması olduğunu, yapılan hatalar nedeniyle Yunuseli ve Kestel şantiyelerinde su basması, gider kaçırma gibi durumlar meydana geldiğinden asma tavan tamiri, vidanjör temini, ıslanıp kabaran banyo dolaplarının yenilenmesi, boya yapılması, ahşap parke ve şap kırılıp yenilenmesi gibi işlemler için 35.000,00.-TL harcama yapıldığını, davacının eksik, hatalı ve ayıplı yaptığı işler nedeniyle

davalının toplam zararının 107.800,00.-TL olduğunu, davacının verdiği zararlar nedeniyle davalının alacaklı olduğunu, takas mahsup taleplerinin olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, taraflar arasında inşaat tesisat imalatlarına dair yazılı sözleşme bulunmadığı, faturaya konu malların davalıya teslim edildiğine dair yazılı bir belge olmadığı, alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerinde olduğu, davacının inşaat tesisat imalatlarını yaptığını ispatlamış olmasına karşılık davalının mal bedellerini ödediğini ispatlayamadığı, bilirkişi raporuna göre de davalının takibe itirazının haksız olduğu, taraflar arasındaki alacak borç miktarının muayyen olup taraflarca bilinebileceği, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 56.271,20.-TL asıl alacak üzerinden devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacının bir kısım işi eksik, hatalı ve ayıplı yaptığını, tüketici mahkemelerinde açılan davalarda davacının eksik ve ayıplı imalat yapıldığının tespit edilmesi nedeniyle bu dosyaların incelenmesinin gerektiğini, davacının yaptığı eksik ve ayıplı edimlerin bir çoğunun daire sahipleri tarafından giderildiğini, giderilmeyen eksik ve ayıplı edimler de bulunmasına rağmen verilen karar ile edim tam ifa edilmiş gibi davalının ödeme yapmak zorunda kalacağını, taraflar arasında eser sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasında niteliği itibariyle sürekli edimli sözleşme bulunduğunu, davacının edimini tamamlamadan bıraktığını, davalıya yapılmış bir teslimat olmadığını, tanık olarak beyanları alınan Erol Aslan ve Halit Cangir tarafından düzenlenen faturaların davalı tarafından ödendiğini, mahkemece bu tanıkların beyanlarının dikkate alınmadığını, davalı kayıtlarında yer almayıp davacı kayıtlarında yer alan toplam 56.000,00.-TL tutarlı tahsilat kaydının doğru olması nedeniyle dikkate alınması gerektiğini, eksik ve ayıplı işlerin tamamlanması için davalının Erol Aslan ve Halit Cangir’e toplam 51.600,98.-TL ödeme yaptığını, davalının borcunun bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili davalının istinaf başvurusuna karşı verdiği cevap dilekçesinde, davalının eşinin de kısmi ödeme yaptığını, davalı ile davacının satış ve alış tutarlarının 200.128,00.-TL olarak uyuştuğunu, 2016 yılında davalının 100.000,00.-TL ödemesine rağmen davacı kayıtlarında 156.000,00.-TL tahsilat olduğunu, davalının eşi tarafından ödenen 56.000,00.-TL’nın iyiniyetli olarak defterlere işlendiğini, 2017 yılında davalı için 60.003,00.-TL daha iş yapıldığından bakiye borcun 104.131,00.-TL olduğunu, davalının eşinin bu işten sonra yaptığı ödemeler mahsup edilerek kalan 45.003,00.-TL borç için icra takibi başlatıldığını, davalının 2017 yılında yaptığı 97.250,00.-TL ödeme kaydının benzer isimli başka bir şirkete ait olduğunun ortaya çıktığını,davalının borcun tamamını ödediğine ilişkin belge sunmadığını, davacının davalının ticari defterlerinde olmayan davalının eşi tarafından yapılan ödemeleri dahi kabul ettiğini, davalı tanıklarının davalının eksik ve ayıplı iş nedeniyle bildirimde bulunduğuna ilişkin tanıklık etmediklerini, eksik ve ayıplı işlerin başkalarınca giderildiğine ilişkin faturanın dava tarihinden sonra kesildiğini, dava tarihinden 2 sene önce tüm inşaatların tamamlanıp teslim edildiğini, davacının kendisine bildirilen eksik ve ayıpları gidermekten kaçınmadığını, ancak bildirilmeyen ayıp ve eksikliklerden davacının sorumlu tutulamayacağını, davalının delil listesinde yer almayan tüketici mahkemesi dosyasının celbini istemesine muvafakatlarının olmadığını, dosyanın taraflar arasındaki ilişkiyle bağlantısının da olmadığını, keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda tesisatların çalışır durumda olduğunun belirlendiğini, eksik ve ayıplı ifayı kabul etmediklerini belirterek davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesine göre istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın 2004 sayılı İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir.

Davacı alacaklı vekili Bursa 19. İcra Müdürlüğü’nün 2018/307 Esas sayılı dosyasında 10/1/2018 tarihinde başlattığı ilamsız icra takibi ile 45.000,00.-TL fatura alacağı ile 3.340,03.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.340,00.-TL’nın tahsilini istemiş, davalı adına vekil tarafından borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine süresinde itirazın iptali için dava açılmıştır.
Taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap ilişkisi olduğu, davacının davalının müteahhitliğini yaptığı inşaatların sıhhi tesisat ile doğal gaz tesisat/mekanik tesisat işlerini taşeron olarak yaptığı, davalı adına davacıya kısmi ödemeler yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, davalının savunmalarında belirttiği Yunuseli, Kestel ve Balat şantiyelerinde davacı tarafından yapılan işlerin eksik veya ayıplı olup olmadığı hususundadır.
Davacı, davalı için yaptığı işlerden kalan 45.003,00.-TL alacağının ödenmediğini ileri sürüp 29/5/2017 tarih ve 69408 seri numaralı KDV dahil 60.003,00.-TL tutarlı faturaya dayanarak 45.000,00.-TL ve ferileri için takip başlatmıştır. Davalı eksik ve ayıplı işler için takas mahsup talebinde bulunarak davacıdan kaynaklanan eksik ve ayıplı işler nedeniyle tanık olarak beyanı alınan 3.kişilere yapılan ödemelerin davacı alacağından indirilmesini istemiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakta ise de davalı tarafından yapılan işlere ve talep edilen bakiye iş bedeline bir itiraz bulunmamaktadır. Davalının itirazı davacının yaptığı işlerin bir kısmının eksik ve ayıplı olduğuna ilişkindir.
Mahkemece keşif yapılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda keşif günü her üç sitede imalatların tamamlanmış olduğu, dairelerde oturulduğu, dava konusu tesisat imalatları ile ilgili olarak oturanların şikayetinin olmadığı, tesisatın çalışır durumda olduğu, su kaçağı, sızıntı, akma olmadığı belirlenmiş, yargılama sonunda davalının savunmalarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı davacının eksik ve ayıplı iş yaptığını savunarak tüketici mahkemelerine açılan davalar nedeniyle zarar uğradığını ileri sürmüş ise de davalı tarafından yargılamanın devamı sırasında dosyaya somut olarak hangi işlerin eksik veya ayıplı yapıldığı, hangi mahkeme dosyası ile davalı aleyhine dava açıldığı hususunda bilgi ve belge sunulmamıştır. Davacı tanığı Hasan Korkmaz’ın beyanında su kaçağı gibi sorunlar bildirildiğinde dönüp yaptıklarını söylemesi dikkate alındığında davacının işi tesliminden sonra ayıp ihbarı yapıldığı, davacının da bunları tamir ettiği anlaşılmakta ise de tamir edilen kısımlar dışında davalının kendisi tarafından yaptırıldığını ileri sürdüğü ayıplı ve eksik işleri ve bunların giderim bedelini davalının ispatlaması gerekmektedir. Davalı, tanık olarak beyanları alınan Erol Aslan ve Halit Cangir tarafından düzenlenen faturaların davacının eksik ve ayıplı yaptığı işlere ilişkin olduğunu, fatura bedelinin de davalı tarafından ödendiğini savunmuştur. Ancak davacının yüklendiği işlerin eksik ve ayıplı olduğunu tanık beyanı dışında başka bir delil ile ispatlayamamıştır. Ayrıca bu hususta davacıya gönderilmiş bir ihtarnameye veya mahkemece yaptırılmış bir tespit işlemine de dayanılmadığından bilirkişi raporundaki eksik ve ayıplı iş olmadığına ilişkin açıklamalar da gözetilerek davalının eksik ve ayıplı iş yapıldığı savunmasına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili 45.000,00.-TL fatura alacağı ile 3.340,03.-TL işlemiş faiz için icra takibi başlatmış ödeme emri ile toplam 48.340,00.-TL’nın tahsilini istemiş, dava dilekçesinde ise dava değeri olarak 56.271,20.- TL bedel göstermiştir.
Gerekçeli kararda uyuşmazlığın satış sözleşmesinden kaynaklandığı açıklanmış ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığından bu yöndeki mahkeme gerekçesi yerinde olmadığı gibi davacının faturanın 45.003,00.-TL kısmının ödenmediği iddiası ile dava açtığı açıklanarak hükümde dava değeri olarak gösterilen 56.271,20.- TL yönünden takibin devamına karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Davacının davalıyı takip tarihinden önce usulüne uygun düzenlenmiş ihtarname ile temerrüde düşürmediğinden bu tarihten önce temerrüt koşulları gerçekleşmediğinden davalının işlemiş faize yönelik itirazı yerinde olduğundan mahkemenin bu yöndeki kabulü yerindedir. Ancak mahkemece taleple bağlılık kuralına aykırı olarak ödeme emrinde gösterilen toplam 45.000,00.-TL alacak yerine dava değeri olarak gösterilen ve nasıl hesaplandığı anlaşılamayan 56.271,20.- TL yönünden takibin devamına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
İstinaf sebeplerine göre davalı talebi yerinde değil ise de mahkemenin icra dosyasındaki ödeme emrinde gösterilen alacak miktarından fazla bir miktar yönünden takibin

devamına karar vermesi nedeniyle kararın bu yönden düzeltilmesi gerektiğinden davalının istinaf başvurusunun kamu düzeni bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak yeniden
hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2020 tarih, 2018/215 – 2020/332 sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın kısmen kabulü ile Bursa 19 İcra Müdürlüğü’nün 2018/307 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin 45.000,00.-TL asıl alacak ile takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ve ferileri üzerinden devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
b)Alınması gereken 3.073,95.-TL harçtan peşin alınan 960,18.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.113,77 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
c)Davacı tarafından yapılan toplam 1.990,00.-TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 1.572,10.-TL yargılama gideri ile davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvuru harcı ve 960,98.-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının davacıya iadesine,
d-)Davalı tarafından yapılan 4 adet tebligat gideri 20,00 TL yargılama yargılama giderinden davanın kabul red oranına göre 4,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalııya verilmesine, kalan yargılama giderin davalı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının davalıya iadesine,
e-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 6.650,00.- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-)Davalı da kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3.400,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
4-İstinaf başvuru aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının davalıya iadesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Karar tebliği, harç iade ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 23/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.