Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/976 E. 2023/1561 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/976 – 2023/1561
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/976
KARAR NO : 2023/1561

B.A.M. KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/09/2023

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince maddi tazminata ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 16/10/2016 tarihinde davalı Burak Şentürk sevk ve idaresindeki 16 BUD 51 plakalı aracı ile İnönü Cad. Üzerinden Gürgen Sokağa dönüş yaptığı esnada müvekkilinin kullanmış olduğu 16 JBH 07 plakalı motorsiklete çarpması sonucu yaralanmalı hasarlı trafik kazası yaşandığını, müvekkili ve eşinin bu olay sebebiyle yaralandığını, müvekkilinin bu kaza sebebiyle Bursa Devlet Hastanesinden alınan heyet raporu uyarınca Opere İç Malleol Kırığı Teşhisi ile %8 kesin maluliyet oranının belirlendiğini, müvekkilinin iş gücü kaybı, tedavi masrafları, kazanç kaybı, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan maddi zararı olarak ileride arttırılmak üzere şimdilik 500 TL maddi tazminatın (belirsiz alacak) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketi (poliçe ile sınırlı olmak üzere), davalı Burak Şentürk ve davalı Beytullah Şentürk’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat olarak 40.000 TL kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı araç sürücüsü Burak Şentürk ve davalı araç ruhsat sahibi Beytullah Şentürk’ten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Burak Şentürk ve Beytullah Şentürk vekili cevap dilekçesinde, müvekkili Burak Şentürk’ün olay günü İnönü caddesi üzerinden Gürgen sokağa dönüş için sol sinyalini vermiş olduğunu ve durduğunu, karşıdan gelen aracın durarak müvekkiline yol vermesi üzerine halen sol sinyali yanar vaziyette hareket edip sokacağı gireceği sırada, karşı yönden İnönü Caddesi üzerinden müvekkili Burak’a yol vermek için duran araçların sağından hareketle davacı Mahmut Güden’in kullanmış olduğu 16 JBH 07 plakalı motosikleti ile gelerek müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın sol kısmına çarptığını, çok süratli gelen davacının çarpmaya engel olamayarak hem hasar, hem de yaralanmaya sebebiyet verdiğini, nitekim davacı Mahmut Güden’in eşi motosikletin arkasında oturması sebebiyle olayın hemen akabinde hazarlık tahkikatı sırasında 16/10/2016 tarihi ifade tutanağında “Eşim durmadı ve araca çarptı” ifadesi ile de davacı dilekçesinde 1. Maddesinde iddia edildiği gibi müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile davacının sevk ve idaresindeki 16 JBH 97 plakalı motosiklete çarpmadığının ortaya çıkacağını, davacının kazanın gelmesinde tamamen kusurlu bulunması sebebiyle haksız ve yasal olmayan davanın reddi konusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat istemi yönünden feragat nedeniyle davanın reddi ile davacının yaşı, davalının %75 kusurlu olması, davacının vücudunda meydana gelen yaralanmalar, maluliyet durumu ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek, davacı için 9.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; yaralamalı trafik kazası nedeni maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında davacı tarafça maddi tazminat isteminde feragat edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük olup olmadığı hususudur.
Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; kusur, zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 56.] maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarihli ve 1966/7 E., 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre; hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O hâlde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut hâlde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, TMK’nın 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 02.10.2018 tarihli ve 2017/17-1098 E., 2018/1384 K.; 02.03.2021 tarihli ve 2020/17-41 E., 2021/182 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının yaralanmasının niteliği, davalının kusur durumu, paranın alım gücü ve tarafların ekonomik sosyal durumu gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince, davacıların uğranılan zarar nedeniyle, tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken 9.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle davacı vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece, takdir edilen manevi tazminat miktarı bir miktar az olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2022 tarih ve 2018/262 – 2022/371 sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine,
b)Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazmanatın kaza tarihi olan 16/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Burak Şentürk ve Beytullah Şentürk’ten alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
c)Alınması gereken 1.024,65-TL harçtan peşin alınan 138,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 886,32-TL harcın davalılar Burak Şentürk ve Beytullah Şentürk’ten tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
d)Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 138,33 TL peşin harcın davalılar Burak Şentürk ve Beytullah Şentürk ‘ten alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi reddiyatı, 700,00 TL ATK fatura bedeli, 314,00 TL keşif ücreti, 85,00 TL keşif yol ücreti, 278 TL davetiye gideri, ve 292,5 TL posta, müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.169,5 TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre 813,56 TL’sinin Burak Şentürk ile Beytullah Şentürk’ten alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
f)Davalı Burak Şentürk tarafından karşılanan 81 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 50,63 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
g)Manevi tazminat yönünden; Davacı yararına ölçümlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılar Burak Şentürk ile Beytullah Şentürk’ten alınarak davacıya verilmesine,
h)Manevi tazminat yönünden; davalılar Burak Şentürk ile Beytullah Şentürk yararına ölçümlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
ı)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Karar tebliğ, harç tahsil ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 12/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Mu