Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/624 E. 2022/744 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/624
KARAR NO : 2022/744

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/396
KARAR NO : 2021/60
KARAR TARİHİ : 20/01/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 17/03/2021(Davalı …Ş.),26/03/2021 (Davalı …, …), 27/03/2021(Davacılar)
DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …

. KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/05/2022

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacılar ve davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkili …’nın kullandığı araç ile Gemlik’ten Kumla istikametine giderken davalı …’ın kullandığı aracın şerit ihlali yaparak müvekkilinin aracına çarptığını, kaza nedeniyle müvekkillerinin ağır şekilde yaralandığını, davalının kazada tam kusurlu ve 197 promil alkollü olduğunu, olayla ilgili Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/404 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da davalı …’un tam kusurlu bulunduğunu, davalının Asliye Ceza Mahkemesindeki dosyasında cezalandırıldığını, kararın kesinleştiğini, müvekkillerinin kaza nedeniyle uzun süre hastanede kalıp tedavi gördüklerini, çeşitli ameliyatlar geçirdiklerini, İbrahim ve Huriye’nin ömür boyu plak vidalarla yaşamak zorunda kalacakları, yüz ve çenede oluşan yara nedeniyle tedavilerinin uzun sürdüğü, davalı tarafin tam kusurlu olması sebebiyle müvekkil … için 300.000,00-TL manevi tazminatın, müvekkil … için 200.000,00-TL manevi tazminatın, müvekkil … için 100,000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan) 09.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine,(Davalılardan Allianz Sigorta A.Ş. Yönünden şoliçe Himitiyle sınırlı kalmak kaydıyla), fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla … için 1.000,00-TL maddi tazminatın … için 1.000,00-TL maddi tazıninatın … için 1.000,00-TL maddi tazminatın, kaza tarihi olanı 09.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesine,(Davalılardan Allianz Şigorta A.Ş. yönünden poliçe limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla.) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 14/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; müvekkili … lehine toplam 75.700,00-TL, müvekkili … lehine toplam 89.455,00-TL ve müvekkili … lehine toplam 1.000,00-TL Maddi (Sürekli İş Görememezlik, Geçici İş Görememezlik, Yol Gideri ve Bakıcı Gideri) Tazminatının kaza tarihi olan 09.07.2016 tarihinden işleyen yasal faizi ile birlikten davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesine ( Davalı …Ş. yönünden poliçe kapsamı ve limiti ile sınırlı olmak üzere ) karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçelerinde, öncelikle yetkili mahkemenin Gemlik Mahkemeleri olduğunu, kazanın olduğu yer ve müvekkil davalıların ikametgahının Gemlik olduğunu, maddi tazminata ilişkin talep ve tutarların belirsiz olduğunu, maddi tazminat kalemlerinden hangilerine ilişkin talepler ve tutarları dava dilekçesinden anlaşılamadığını, kazanın oluşumuna asıl sebebin yol durumundaki bozukluk olduğunu, Gemlik 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin 2016/404 Esas sayılı dosyasında incelenmediğini, aracın hızına bağlı olmaksızın aracı savurmaya ve araç kontrolünü kaybetmeye yetecek derecede yolun bozuk ve kusurlu olduğunu, trafik akışı kalabalık olduğundan zaten hız yapma ihtimali olmadığını, müvekkili davalı …’ ın alkol durumuna ilişkin iddianın da gerçeği yansıtmadığını, davalının alkol durumuna ilişkin kesin bir rapor da mevcut olmadığını, kazanın meydana gelişinde davacının sevk ve idaresindeki aracın hız durumunun araştırılmadığını, davacının 30 km/s hız sınırına uygun hareket etmediğini, emniyet kemerlerinin de takılı olmadığını düşündüklerini, araç içi yolcuların da kurallara uygun yolculuk yaptırılmadığını, davacının kaza anında kullandığı aracın yaş itibariyle yıpranmış ve ekonomik ömrünü tamamladığını, kazanın meydana gelmesinde ve kaza sonrası etkiler açısından davacıların müterafik kusurları bulunduğunu, davadaki tüm talepler ile ilgili ayrı ayrı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın haksız ve dayanaksız olduğunu belirterek öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın talep halinde yetkili Gemlik Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini, haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 Sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97.maddesi değiştirilmiş trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce Sigorta Şirketine yazılı başvuru şartı getirilmiş olduğunu, somut olayda ise Sigorta şirketine herhangi bir başvuru yapılmadan davanın açıldığını bu nedenle davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber müvekkili sigorta şirketinin kazaya karışan davalı 16 MAN 20 plaka sayılı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesini yapmış olup, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, dava ve ıslah edilen maddi tazminat tutarları yönünden davanın kabulüne, davacı … için 3.783,13 TL geçici iş göremezlik zararı, 78.754,62 TL sürekli maluliyet zararı, 109,65 TL yol gideri, 6.807,60 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 89.455,00 TL, davacı … için; 15.242,54 TL geçici iş göremezlik zararı, 44.343,95 TL sürekli maluliyet zararı, 585,36 TL yol gideri, 15.528,15 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 75.700,00 TL maddi tazminata, maddi tazminat yönünden davanın davacı … yönünden kısmen kabulü ile, davacı … için; 954,05.-TL maddi tazminata ve manevi tazminat tutarları yönünden olayın oluşu, davalının % 100 kusuru, davacıların bedensel zararının ağırlığı göz önüne alınarak; davacı … için 125.000,00 TL, davacı … için 75.000,00 TL ve davacı … için 15.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı …Ş. vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru yapılmasının bir dava şartı olduğunu, dava şartı yokluğundan ve zaman aşımı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, maluliyete ilişkin hesaplamada güncel TRH-2010 tablolarının esas alınarak yapılmasını, davaya konu kazanın genel şart değişikliği tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelmiş olup, sigorta poliçesinin de bu tarihten sonra düzenlendiğini, özürlülük ölçütü üzerinden değerlendirme yapılması gerekirken meslekte kazanma gücü kaybı üzerinden değerlendirme yapılmasının da hatalı olduğunu, sadece adli tıp uzmanları tarafından hazırlanan raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davacının sürekli sakatlık oranının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe uygun şekilde belirlenmesini, davacı için hesaplanan geçici iş göremezlik , bakıcı ve tedavi giderlerinden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını, sorumluluğun SGK’ya ait olduğunu, müvekkili şirkete bir başvuru olmadığı için temerrüt faizinin söz konusu olmadığını, kabul manasına gelmemekle birlikte dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranlarını kabul etmediklerini, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur oranlarına ilişkin rapor alınarak çelişkilerin giderilmesi gerektiğini, kabul manasına gelmemekle birlikte müvekkili sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde hükmedilen tazminat tutarlarından sorumlu olduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde; davada arabuluculuk başvuru şartının sonradan tamamlatılmasının mümkün olmadığını, müvekkilleri Nazlı ve … ‘ın kusuru bulunmadığını, keşif yapılmaksızın kusur tespitinin yasaya aykırı olduğunu, aynı yerde birden fazla kaza olduğunu, yolun bozuk olduğunu, trafik işaret ve levhası bulunmadığını, yolun tam viraj noktasındaki tümsek ve çukurun kazanın meydana gelmesinde ana etken olduğunu, kusur durumuna ilişkin ATK raporu alınmaksızın hüküm kurulduğunu, davacı tarafın kullandığı araca ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, emniyet kemerlerinin takılı olmadığını, davacıların da kazanın meydana gelmesinde müterafik kusurlu olduklarını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanıp karşılanmadığının araştırılmadığını, bilinen son ücretin değil kaza tarihinin baz alınması gerektiğini, bakıcı giderine ilişkin yeterli inceleme yapılmadığını, giderlere ilişkin hesaplamanın varsayımlara göre belirlendiğini, davacının maddi tazminat talebi açısından kısmen kabul kararı verilmiş ise de, davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğunu, tanıklarının dinlenmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu, kazada davalı …’ın %100 kusurlu ve alkollü olduğunu, müvekkili …’nın yüz bölgesinden birçok kez ameliyat geçirmek zorunda kaldığını, yüzünde sabit iz meydana geldiğini, müvekkili …’nın da kaza nedeni ile çene ve diz kapağından kırıklar meydana geldiğini, ağrılı ve uzun bir tedavi süreci geçirdiğini, müvekkili …’nın kazadan sonra anne ve babasına bakmak zorunda kaldığını, maddi ve manevi birçok zorluk yaşadığını beyan ederek ilk derece mahkemesince reddedilen manevi tazminat miktarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
İlk derece mahkemesi kararı taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, bu aşamada davacılar vekili 22/04/2022 tarihinde, davalı …Ş. ile müvekkil davacıların maddi tazminat yönünden anlaşmaya varıldığını, 16/03/2022 tarihli dilekçe ile davalı …Ş. yönünden davadan feragat ettiklerini, davalılar …, … ve Allianz Sigorta A.Ş. ile müvekkili davacıların tüm maddi ve manevi tazminat kalemleri yönünden anlaşmaya vardıklarını, söz konusu davadan tüm davalılar yönünden feragat ettiklerini, karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığına ilişkin dilekçe ibraz etmiştir.
Davalılar … ve … vekili 21/04/2022 Tarihli dilekçe ile davacıların tüm talepler yönünden feragat ettiklerini, karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı …Ş. Vekili Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu bila tarihli dilekçesinde, davacılar tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan davadan ve fazlaya ilişkin haklarından feragat edildiğini, masraf ve vekalet ücretine yönelik talepleri bulunmadığını beyan etmiştir.
“Davadan feragat” müessesesi, HMK.nın 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan (talepten) vazgeçer. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Çünkü, feragat, davayı (uyuşmazlığı) sona erdirmektedir. Bir usul işlemi olduğundan feragatın şartları ve etkileri de usul hukuku tarafından düzenlenir.
HMK.nın 310. maddesinde, feragat ve kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. HMK.nın 311. maddesine göre de, feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.

Somut uyuşmazlıkta, yargılama konusu dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderildikten sonra, davacı vekili 22/04/2022 tarihli dilekçesiyle, tüm talepler yönünden davadan feragat ettiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, öncelikle davadan feragat konusunda karar verilmesi gerektiğinden istinaf nedenleri incelenmeksizin HMK 353/1-b.3 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacıların vaki feragati nedeniyle; Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2021 tarih ve 2019/396 – 2021/60 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,

a) Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
b) Alınması gereken 80,70.-TL harcın peşin alınan 2.059,55.-TL’den mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 1.978,85 TL’nin davacıya iadesine,
c) Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Taraflarca karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı bildirildiğinden vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
e) Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,

3-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan tarafından yapılan istinaf giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince karar tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde, Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır