Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/548 E. 2022/1550 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/548 – 2022/1550
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/548
KARAR NO : 2022/1550

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle )
B.A.M. KARAR TARİHİ : 04/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalılar Halk Sigorta A.Ş. Vekili ile Kibsaş Karadeniz … Tic. A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 03/03/2015 tarihinde davalı Kipsaş A.Ş.’ye ait, sürücü Nihat Erden’in sevk ve idaresindeki 34 TS 6255 plakalı kamyon üzerinde bulunan trans mikser beton pompasının açık konumda bulunan yetersiz güvenlik önlemlerinden dolayı görünürlüğü olmayan hidrolik ayaklı sistemin sebep olduğu trafik kazası sonucunda 16 Z 3846 plakalı motorsiklet ile seyir halinde bulunan müvekkilinin yaralandığını ve aracının hasara uğradığını, yaralanma sonucu müvekkilinin maluliyete uğradığını belirterek, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında meydana gelen hasar nedeniyle 5.000,00 TL, maaş ve ücret kaybı nedeniyle 10.000,00 TL tedavi giderleri nedeniyle 41.000,00 TL maddi tazminat ve olay nedeniyle yaşamış olduğu elem ve üzüntü nedeniyle 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/12/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile, maddi tazminata ilişkin taleplerini 59.252,27 TL artırarak 105.257,27 TL ile 87.747,73 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Halk Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davada usul açısından zamanaşımı itirazlarının olduğunu, görev yönünden trafik sigortalarına Bursa Asliye Ticaret Mahkemesinin baktığını, görev yönünden davaya itiraz ettiklerini, davalı sigortalıları Nihat Erden’in kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, kazanın depo içerisinde meydana gelmesi nedeniyle KTK 2.maddede sayılan haller dışında bulunduğunu, tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu ve davacının tedavisinin Bursa Yüksek İhtisas Hastenesinde yapılmış olduğunu, SGK tarafından geçiçi iş görmezlik tazminatı ödenmesi gerektiğini ve talep olunan tazminatın miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Kibsaş .. A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, kusur durumu açısından ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, olayda müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün tek başına hatalı olmadığını, tedavi masraflarından SGK’nın sorumlu olduğunu, manevi tazminat talebinin yüksek olduğunu, davanın sigorta şirketine ihbarının gerektiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, kazalının 03.03.2015-03.01.2016 tarihleri arasında %100 malul sayılacağı, diğer dönemlerde ise, %11,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, kazalının bedensel zararının 120.069,53 TL olacağı sonucuna varıldığı, dava dışı SGK’nın yapmış olduğu 14.817,26 TL tutarındaki Geçici İş Göremezlik ödemesinin rücuya tabi olması sebebiyle TBK’nun 55. Maddesi uyarınca efor tazminatından tenzil edilerek net zararının 105.252,27 TL olacağının hesaplandığı, davacı toplam 832,75 TL’lik tedavi gideri zararının bulunduğunu iddia ettiği, izah edilen nedenlerden ötürü, davacının 248,25 TL tutarındaki tedavi gideri zararını, davalı SGK’ya yöneltmesi gerektiği ve davacı vekili ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini toplam 105.252,27 olarak ıslah ederek dava değerini bu miktarla sınırlandırdığından ve ıslah dilekçesinde dava dilekçesindeki diğer tazminat kalemleri hakkında bir talebi olmadığından taleple bağlı kalınarak aktüerya bilirkişinin hesapladığı 105.252,27 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ve 18.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davalı Halk Sigorta vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, davacının dava dilekçesinde sürekli maluliyete ilişkin talebi bulunmamasına rağmen mahkemenin taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde sürekli maluliyet tazminatına hükmettiğini, davacının dava dilekçesi ile talep ettiği 41.000,00 TL tedavi gideri ile ilgili müvekkilinin sorumluluğu bulunmamasına ve mahkeme tarafından da tedavi giderlerine ilişkin hüküm kurulmamasına rağmen reddedilen miktar üzerinden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, kusur raporunun hatalı olduğunu çünkü davacının kaskının buğulanması nedeniyle kaskının silme ile uğraştığı için dikkatini yola vermemesi nedeniyle kazada kusuru bulunduğunu, kazanın depo önünde kara yolu sayılan yerde gerçekleşmediği için teminat dışı olduğunu, müvekkili yönünden maddi tazminat için kaza tarihiniden itibaren faiz işletilmesini, görevsiz mahkemede dava açılması nedeniyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve manevi tazminat ile ilgili haklarında hüküm kurulmamasına rağmen yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Kibsaş Karadeniz … A.Ş. vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, davacının dava dilekçesinde sürekli maluliyete ilişkin talebi bulunmamasına rağmen mahkemenin taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde sürekli maluliyet tazminatına hükmettiğini, kusur raporunun hatalı olduğunu çünkü davacının kaskının buğulanması nedeniyle kaskını silme ile uğraştığı için dikkatini yola vermemesi nedeniyle kazada kusuru bulunduğunu ve maluliyet raporununu hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı maddi- manevi tazminat istemidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık trafik kazası nedeniyle talep edilen maddi tazminat ile ilgili dava dilekçesinde talep edilmeyen sürekli maluliyet tazminatının ıslah ile talep edilip edilmeyeceği ile kusur oranı ve mahkeme tarafından takdir edilen yargılama gideri ve vekalet ücretidir .
Davacı vekili müvekkilinin geçirdiği trafik kazası ile ilgili dava dilekçesinde aracın hasar görmesinden dolayı 5.000,00 TL hasar bedeli, çalışamamasında kaynaklı maaş ve ücret kaybı
10.000,00 TL, tedavi giderleri için 41.000,00 TL maddi tazminat ile 140.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği görülmüştür.
Mahkeme tarafından kusur ve hasar ile ilgili mahallinde keşif icra edilerek rapor alındıktan sonra maluliyet oranın tespiti için ATK’ dan rapor aldırılmış ve alınan raporda davacının 10 ay geçici iş göremezliği bulunduğu ve % 11,2 sürekli maluliyetinin bulunduğu tespit edilmiş olmakla aktüerya bilirkişisinden tazminat alacağı ile ilgili rapor alındığı görülmüştür.
Aktüerya bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor ile davacının 10.403,45 TL geçici iş görmezlik tazminatı ve 110.069.53 TL sürekli maluliyet tazminatı alacağı olduğu hesaplandığı ve SGK tarafından davacıya bu kaza ile ilgili 14.817,26 TL geçici iş görmezlik tazminatı ödemesi yapıldığı tespit edilmiştir.
Davacı vekili ibraz ettiği 25/12/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebinin bilirkişi raporu ile tespit edilen bakiye 105.252,27 TL olarak arttırdığını bildirdiği ve mahkeme tarafından bu tutar üzeriden maddi tazminat talebinin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile maddi tazminat talebini hasar bedeli, çalışamamaktan kaynaklı ücret kaybı (geçici iş görmezlik) ve tedavi giderleri olarak sınırlandırmış olup sürekli maluliyete ilişkin talebi bulunmadığı görülmüştür.
Davacılar vekilinin aktüerya bilirkişisi tarafından tanzim edilen raporda belirlenen sürekli maluliyet tazminatı miktarı üzerinden ıslah talebinde bulunduğu görülmüştür.
Islah HMK nın 177 ve devamı maddelerinde düzenlenme altına alınmış olup ıslah yoluyla dava konusu arttırılabilir, dava konusu değiştirilebilir ve dava nedenleri değiştirilebilir. Ancak ıslah yoluyla davanın tarafları değiştirilemez, ikinci tanık listesi verilemez, manevi tazminat miktarı arttırılamaz, karşı dava açılamaz ve mevcut istemin yanına ikinci istem eklenemez.
Somut uyuşmazlıkta, davacının usulüne uygun dava dilekçesi ile sürekli maluliyetine ilişkin talebi bulunmadığına göre ıslahla talep sonucuna yeni talep eklenemeyecektir.
HMK 26. Maddesinde hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebilir hükmü mevcuttur.
Mahkeme tarafından bu miktar üzerinden maddi tazminata hükmedildiği ve bu şekilde talepten fazlasına hükmedilerek HMK 26. Maddesindeki taleple bağlılık ilkesine aykırı hareket edildiği anlaşılmakla davalılar vekillerinin bu husustaki istinaf istemlerinin yerinde olduğu görülmüştür.
Mahkeme tarafından bilirkişi raporu ile belirlenen sürekli maluliyet tazminatı istemi yönünden davanın kabulüne karar verildiği ancak davacının dava dilekçesi ile 41.000,00 TL tedavi giderini talep ettiği dikkate alındığından reddedilen bu alacak kalemi ile ilgili reddedilen miktar üzerinden AAÜT hükümleri dikkate alınarak davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemiş olması nedeniyle davalı Sigorta şirketi vekilinin bu husustaki istinaf isteminin yerinde olduğu görülmüştür.
Davalılar vekillerini davacının soruşturma aşamasındaki beyanında kaza anında kaskının buğulanması nedeniyle eliyle silerken davalıya ait araca çarpması nedeniyle dikkatine yola değil kaskını temizlemeye vermesinden dolayı davacıya da kusur izafesi gerekirken tüm kusurun davalıya yüklenmesi nedeniyle kusur raporunun hatalı olduğunu beyan etmişlerdir.
Davalılar vekillerinin bu husustaki itirazlarını yargılama aşamasında ileri sürdükleri ancak kaza tespit tutanağı ile alınan bilirkişi raporunun birbirini doğrular nitelikte bulunması nedeniyle yeniden rapor aldırılması talebinin reddine karar verilmiş ise de dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunda davalıların bu itirazları ile ilgili değerlendirmede bulunulmadığı görülmekle ATK yeniden davalıların bu iddiaları da dikkate alınmak üzere kusur raporu alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle davalılar vekillerinin bu husustaki istinaf istemlerinin yerinde olduğu görülmüştür.
Davalı sigorta vekili kazanın depo önünde olması nedeniyle kara yolu sayılmayan yerde gerçekleşmesinde dolayı teminat dışı olduğunu beyan etmiş ise de alınan kusur raporunda kazanın taşıt yolu üzerinde gerçekleştiğinin bildirilmesi karşısında davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin yerinde olmadığı görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi, kazaya neden olan aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Sigorta şirketine yapılmış bir başvurunun bulunmadığı durumda ise, davanın açılmasıyla temerrüde düşen sigortacının dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulması gerekir.
Somut olayda; davacının dava tarihinden evvel davalı sigorta şirketine müracaat etmediği ve elde ki davanın açıldığı görülmektedir. Bu durumda davalı sigorta şirketinin dava açılması ile birlikte temerrüde düştüğü anlaşılmakta olup mahkeme tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine hükmedilen maddi tazminat için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken diğer davalılarla birlikte kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi nedeniyle davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından manevi tazminat talebinin davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan talep etmiş olması ve mahkeme tarafından manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verildiği halde maddi manevi tazminat alacağının tümü üzerinden davalı sigorta şirketinin diğer davalılarla birlikte harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ve davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin yerinde olduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine maddi manevi tazminat istemli davanın asliye hukuk mahkemesine açıldığı ve mahkeme tarafından görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verildiği ve davacı vekili tarafından süresinde dosyasının görevli ticaret mahkemesine gönderilmesi talebi üzerine ticaret mahkemesine gönderildiği ve yargılamaya devam edilerek karar verildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 331 maddesinde görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde , yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, görevsizlik. yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği düzenlendiğinden görevsizlik kararı üzerine dosyasının süresinde görevli mahkemeye gönderilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti takdiri koşulları bulunmadığından davalı Halk Sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı Kibsaş Karadeniz vekilinin maluliyet raporuna itiraz ettiği görülmekle haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Somut olayda kazanın 03/03/2015 tarihinde gerçekleştiği ve ATK tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak belirleme yapıldığı görülmekle davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin yerinde olmadığı görülmüştür.
Bu durumda mahkeme tarafından ATK kusur oranları ile ilgili rapor alındıktan sonra davacının dava dilekçesindeki maddi tazminat istemleri ile ilgili taleple bağlı ve kararı istinaf edenlerin sıfatlarına göre kazanılmış haklar gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalı Halk Sigorta vekili ile davalı Kibsaş Karadeniz vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1. fıkrası (a-6) bendi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı Halk Sigorta vekili ile davalı Kibsaş Karadeniz … A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2020 tarih ve 2016/1006 – 2020/246 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-a)Davalı Halk Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 1.797,45 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
b)Davalı Kibsaş Karadeniz … A.Ş. Tarafından yatırılan 1.797,45 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yargılama sonunda verilecek gerekçeli kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 04/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.