Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/462 E. 2022/1609 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/462 – 2022/1609
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/462
KARAR NO : 2022/1609

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 06/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/10/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, 17.02.2015 günü 10 DY 716 plakalı Isuzu marka kamyon sürücüsü davalı …’nın, yolun sağ tarafında kaldırımda yürüyen müteveffa Lale Dökmetaş’a çarptığını ve müteveffanın olay yerinde hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde 10 DY 716 plakalı aracın sahibi olan … Dağıtım ve Ticaret A.Ş. ve sürücü …’nın asli kusurlu olduklarını, bu nedenlerle davacı eş Necmettin Dökmetaş için, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen (sigorta şirketinin teminat limiti ve kapsamı ile sınırlı olmak üzere) tahsiline, yine müteveffanın ölümü ile geride kalan davacı eş Necmettin için 100.000,00 TL, kızı Merve için 100.000,00 TL ve oğlu Uğur için 100.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … Dağıtım ve Tic. A.Ş. ile …’dan müteselsilen tahsiline, alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Anadolu Anonim Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, KTK md.97 gereği; dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesini, 10 DY 716 plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 26.12.2014-28.2.2015 tarihleri arasında, 459374614 numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun tespiti için dosyanın bu konuda uzman öğretim görevlilerinden oluşacak bir bilirkişi heyetine veya Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Kurulu’na sevk edilmesini, SGK’dan geçici iş göremezlik ödeneği, tedavi gideri ya da peşin sermaye değeri almış ise bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, diğer yandan kusur durumu ve maluliyet belirlendiğinde dosyanın hesaplama amacıyla aktüer siciline kayıtlı uzman bilirkişiye verilmesini, aktüer hesabı yapılırken K.T.K. Madde 90 daki usul ve esaslara uygun hareket edilmesini, hiçbir delil yahut belgenin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğinden faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak değil temerrüt tarihi olması gerektiği, bu nedenlerle; öncelikle K.T.K. md.97 gereğince, dava öncesi başvuru yapılmadığından davanın esasına girilmeksizin davanın reddine, aksi halde davalı araca atfı kabil bir kusur bulunmadığından davanın reddine, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalılar … Dağıtım ve Ticaret A.Ş. ve … vekili cevap dilekçesinde, 10 DY 716 plakalı aracın Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından 26.12.2014 başlangıç tarihli ve 459374614 nolu ZMM Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, talep edilen zararlardan poliçe gereğince sigorta şirketinin de sorumluluğu bulunduğunu, ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesini, maddi tazminat talebi ile ilgili olarak vefat edenin çalışıp çalışmadığı hususunda dosyaya sunulmuş herhangi bir bilgi bulunmadığını, ayrıca sigorta tarafından yapılan ödemelerin de maddi tazminattan mahsup edilmesini, sürücü …’nın işçi olarak çalışmakta olup maddi durumunun iyi olmadığını, diğer davalı … Dağıtım ve Ticaret A.Ş.’nin de düşük oranlarla çalışmakta olup henüz yeni alınan bir firmada böyle bir kazanın meydana gelmesinin firmayı da etkileyeceğinin açık olduğunu, istenilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olup, kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 117.151,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Necmettin Dökmetaş’a verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, davacılar Necmettin Dökmetaş, Merve Dökmetaş ve Uğur Dökmetaş’ın her biri için ayrı ayrı 20.000,00 er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Dağıtım Tic A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, önceki istinaf kaldırma kararında manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmediğini, manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu, müteveffanın kazada hiçbir kusurunun olmadığını, davalıların tam kusurlu olduğunu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının nazara alınmadığı, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının manevi tazminat yönünden kaldırılarak manevi tazminat taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesini, talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
6100 sayılı HMK 114 maddesinde dava şartlarının sayıldığı aynı yasanın 114/1-c maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğu, yine HMK 138 maddesi gereği dava şartlarının öncelikli ve gerektiğinde dosya üzerinden inceleme yapılarak değerlendirileceği, 6102 sayılı TTK 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, davanın ticari nitelikte olup HSK Genel Kurulu 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereği Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Balıkesir İli mülki sınırları olarak belirlendiği, ancak dava tarihinin 03/02/2017 tarihi olduğu, HSK Genel Kurulu 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılmış derdest davaların yeni görevlendirilmiş mahkemelere aktarılacağı yönünde bir açıklamaya yer verilmediği de göz önüne alındığında(Yargıtay 4 HD 2022/1297 E-202/8240 K sayılı ilam), davaya bakmaya Balıkesir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) görevli olmasına göre, dosyanın Balıkesir 3 Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davacılar vekilinin istinaf sebebi kamu düzeni bakımından yerinde olup, sair istinaf talepleri bu aşamada incelenmemiştir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece taraf teşkili tamamlanmadan, hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle esas bakımından kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2021 tarih, 2021/242-2021/232 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 06/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.