Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/421 E. 2022/464 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/421 – 2022/464
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/421
KARAR NO : 2022/464

B.A.M. KARAR TARİHİ : 15/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/03/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sırasında mahal mahkemesince davacının ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, 30/11/2020 günü İnegöl’de iki aracın kafa kafaya çarpışması sonucu müvekkili küçük Yusuf Kılıç’ın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmış, araç sürücüsü ve müvekkilinin dedesi Mehmet Karadağ ile araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin kardeşi Salih Yunus Kılıç’ın olay yerinde vefat ettiğini, kaza sonucunda yaralı olarak İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılan müvekkilinin annesi Kader Kılıç’ın ise yoğun uğraşlara rağmen kurtarılamamış olduğunu, yaşanan acı olay neticesinde geriye ailesinden kimse kalmayan müvekkili küçük Yusuf Kılıç’a Bursa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/1382 E. sayılı dosyası ile amcası Ataman Kılıç’ın vasi olarak atandığını, davalı tarafın, tam ve asli kusurlu olması sebebiyle, 3 kişinin hayatını kaybetmesi sonucunu doğuran trafik kazası nedeniyle açmış oldukları maddi tazminat istemlerine ilişkin dava neticeleninceye kadar müvekkilinin muhtemel hak kayıplarının önüne geçilebilmesi ve mağduriyetinin doğmasının engellenebilmesi adına davalılardan Osman Aydınlı’ya ait taşınır ve taşınmaz mallarının kayıtlarının celbi sağlanarak söz konusu malların üzerine ihtiyati tedbir ve haciz konulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, yetki itirazında bulunduklarını, davacıya talep ettiği tazminat miktarlarını açık bir şekilde belirtmesi için süre verilmesini, bu süre içinde eksiklikler tamamlanmadığı takdirde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini, davacının maluliyet zararı ve destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin zararı karşılanmış olduğundan tazminat talebinin reddine karar verilmesini, kardeşi ve dedesi yönünden destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceğini, maluliyet tespiti için rapor alınmasını, davacının yaşı itibariyle geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceğini, müterafik kusur indirimi yapılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat yönünden ihtiyati haciz değerlendirilmesinde; taleple bağlılık ilkesi gereği 1.000,00.-TL maddi tazminat yönünden ihtiyati haczin, alacağın miktarı itibariyle günün ekonomik koşulları ve paranın satın alma gücü karşısında bu miktar borcu karşılayacak para veya malın herkesin ev veya üzerinde bulunmasının doğal sayılması gerektiği, dolayısıyla borçlunun bu miktar borç nedeniyle mal kaçırma hazırlığında olduğuna dair başka delil bildirilmediği hususu değerlendirildiğinde ihtiyati haczin yasal koşullarının bu aşamada gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, açılan dava neticesinde ileride doğmuş ya da doğacak maddi tazminat alacaklarının tam ve net olarak hesaplanamaması nedeniyle davayı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla kısmi olarak açtıklarını, yapılacak yargılama neticesinde bilirkişi marifetiyle hazırlanacak rapora bağlı olarak taleplerin ıslah edileceğinin aşikar olduğu, davalılardan Osman Aydınlı hakkında İnegöl 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/253 Esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamanın devam ettiği, son gelen rapor neticesinde de asli ve tam kusurlu olduğunun açık ve net bir şekilde belirlendiği, yargılama süreçlerinin uzun olması nedeniyle davalılardan Osman Aydınlı isimli kişinin mal kaçırdığını, hesaplarını minimize ettiğini devam eden yargılamalar süreçlerine bağlı olarak çevreden sürekli duyduklarını, her ne kadar sigorta şirketi poliçe limitleri ile talep edilecek kalemler yönünden sorumlu olsa da dünyada ve Türkiye’de güncel olarak yaşanan ekonomik dalgalanmalar neticesinde bugün var olan bir şirketin yarın farklı bir sebepten kaynaklı iflas edebileceği ya da kapanabileceğinin olağan olduğu, bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararına yönelik talebin reddine dair kararın kaldırılmasını, talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Uyuşmazlık; haksız eylem iddiasına dayanan maddi tazminat davasında dava ile birlikte istenilen ihtiyati haciz isteğinin reddi kararına karşı,yapılan itiraza yöneliktir.
Uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK’nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilebilecektir.
2004 sayılı İİK’nın 258/1. madde metninden de anlaşıldığı üzere ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” gereklidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değil, diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmaz. Ancak ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının alacağın varlığı ve haciz sebepleri hakkında yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanaat getirecek deliller sunulması gerekir.
2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır.
Somut olayda, iddia olunan zarar haksız eylemden kaynaklandığından 6098 Sayılı TBK 117/2 maddesi gereğince tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir.
Haksız fiilden kaynaklanan tazminata (para alacağı) yönelik olduğu, dava değerine göre ihtiyati haczin reddedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, yargılama aşamasında da yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunmayı engelleyen düzenleme bulunmadığı göz önüne alındığında, ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
6100 sayılı HMK 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin ara kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/01/2022 tarih ve 2022/3 esas sayılı ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan, yargılama sonunda haksız çıkacak taraftan alınmasına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama gideri ile istinaf harcına ilişkin hesaplamanın, yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 15/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.