Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/274 E. 2022/281 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/274 – 2022/281
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/274
KARAR NO : 2022/281

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/03/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sırasında mahalli mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirkete ait 34 BOA 32 plakalı ticari aracın davalılardan sürücü Mehmet Gülmez’in %100 oranında kusuru sonucu oluşan kazada büyük hasar aldığını, müvekkil şirkete ait aracın maddi hasarlı kazada uğradığı değer kaybı ve tüm zararları için HMK 107 md. gereğince zarar tam ve kesin olarak tespit edildikten sonra arttırılmak üzere asgari 10.000,00 TL zararın her iki davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılardan Doğru Lift Sistemleri Asansör İnş. Taah. Doğalgaz Müh. Tic. Ve San. Ltd. Şti. Adına kayıtlı 16 ABB 966 plakalı aracın üzerine üçüncü kişilere devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, 26/10/2021 tarihli ara karar ile, davacıya ait 34 BOA 32 plakalı araç ile davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu 16 ABB 966 plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazasında davacı aracında meydana gelen hasar sebebiyle maddi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın para alacağına ilişkin olup; aracın devrinin önlenmesine dayalı salt ihtiyati tedbir talebinin bizatihi uyuşmazlık konusu olmadığından ve taleple bağlılık ilkesi gereği uyuşmazlık konusu olmayan araca ihtiyati tedbir konulması isteminin HMK’ nın 389 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, kazanın davalı sürücü Mehmet Gülmez’in kusurlu hareketi neticesinde meydana geldiğini, her iki davalının da davacının aracında oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalı yanın, üzerine tedbir konulması talep edilen 16 ABB 966 plaka sayılı aracı satıp devretmesi halinde, davacının alacağını tahsil etmekte mağduriyet yaşayacağını, yeterli inceleme yapılmadan ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair karar verildiğini beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını ve daha fazla mağduriyet yaşanmaması için gerekirse teminat karşılığı ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan maddi hasar ve araçtaki değer kaybının davalılardan tahsiline ve davalı şirket adına kayıtlı 16 ABB 966 plaka sayılı araç üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması talebine ilişkindir.
HMK’nın 389. Maddesine göre, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, takibe konu alacağın para alacağı olduğu, tedbir istenilen aracın uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşıldığına göre mahkeme tarafından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 26/10/2021 tarih ve 2021/940 esas sayılı ara kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılması gereken istinaf karar harcının peşin alınmış olması nedeniyle bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

M