Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/223 E. 2022/1115 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/223
KARAR NO : 2022/1115

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/966
KARAR NO : 2021/819
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 28/12/2021
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16033-30081-39382] UETS
DAVALI : v. … – [16967-69580-06159] UETS
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, 11/01/2018 tarihinde müvekkili motosikletiyle seyir halinde iken Işıl DİYAROĞLU sevk ve idaresindeki 16 BPS 50 plakalı aracın motosikletine ön taraftan çarptığını, kazada müvekkilinin herhangi kusurunun bulunmadığını, kaza sonucu müvekkilin ayağında oluşan çeşitli kırıklar nedeniyle ayağına platinler takıldığını, müvekkilinin kazadan sonra günlük işlerini dahi yapmakta zorlandığını ve çalışma hayatına katılamadığını, zararını gidermek amacıyla KTK’nun 97. maddesi gereğince sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigortanın 27.878,00.-TL ödeme yaptığını, ancak müvekkilinin zararının tam olarak giderilmediğini, anılan bu sebeplerle; şimdilik 100,00.-TL maddi tazminatın hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar olmadığını, kaza sebebiyle davacının yaptığı başvuru kapsamda davacı …’a 25/10/2019 tarihinde 27.878,62-TL tutarlı maluliyet tazminatı ödemesi yapıldığını ve zararın tamamı karşılanmış olduğunu, 16 BPS 50 plaka sayılı aracın 19.10.2017/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 169201060 numaralı ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitinin kişi başı 360.000,00-TL olduğunu, Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur tespitine ilişkin rapor alınması gerektiğini, davacının kaza sonrası tedavisine başlanmasıyla ortaya çıkan giderlerin sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu ve bu teminattan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğu, geçici iş göremezlik zararına ilişkin talebin müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, anılan bu sebeplerle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 40.950,93-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 26.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, 02.03.2021 tarihli kusur raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, davacının maluliyetine ilişkin çelişkili hastane raporları mevcut olduğu, bu çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, davada TRH 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınarak tazminat hesaplanması gerekmekteyken prograsif rant yöntemi dikkate alınarak tazminat hesaplanmasının usule ve hukuka aykırı olduğu, geçici iş göremezlik zararının SGK’nın sorumluluğunda olduğu, davacının kaza sırasında koruyucu ekipman olan kask ve dizliği takmadığından Yargıtay içtihatları doğrultusunda en az %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, davacıya 25.10.2019 tarihinde 27.878,62-TL tutarında ödeme yapıldığından faiz başlangıç tarihi olarak ödeme tarihi olan 25.10.2019 tarihinin dikkate alınması gerekmekteyken 26.04.2018 tarihinin dikkate alınmasının da hukuka aykırı olduğu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, 02/03/2021 tarihli bağımsız bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında asli kusurlu olduğu, raporun bilimsel gerçeklik dışında hiçbir durumdan etkilenmediği, varsayıma dayalı olmadığı, açık ve net şekilde kusur oranlarının belirlendiği, hastane raporlarındaki 8,9,12 şeklindeki yüzdesel farklılıkların çok küçük olup, yargılamayı aksatacak boyutlarda olmadığı, sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik zararından da sorumlu olduğu, karar tarafların kusuruna oranlanarak verildiğinden müterafik kusur indirimi yapılmaması gerektiği, faiz başlangıç tarihinin doğru olduğu, bu sebeplerle davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, meydana gelen yaralanmalı trafik kazası sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafından açılan maddi tazminat istemli davanın yargılaması sonrası davanın kabulüne karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından istinaf dairesi önüne getirilmiştir. Daha sonra davacı vekili 14/06/2022 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğine ilişkin dilekçe ibraz etmiştir.

“Davadan feragat” müessesesi, HMK.nın 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan (talepten) vazgeçer. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Çünkü, feragat, davayı (uyuşmazlığı) sona erdirmektedir. Bir usul işlemi olduğundan feragatın şartları ve etkileri de usul hukuku tarafından düzenlenir.
HMK.nın 310. maddesinde, feragat ve kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. HMK.nın 311. maddesine göre de, feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.

Somut uyuşmazlıkta, yargılama konusu dosya istinaf incelemesi için dairemize gönderildikten sonra, davacı vekili 14/06/2022 tarihli dilekçesiyle, davadan feragat ettiğini beyan ettiği, vekilin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, davalı vekilinin de bila tarihli dilekçesiyle davanın feragat nedeniyle reddine, müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini beyan ettiği, anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, öncelikle davadan feragat konusunda karar verilmesi gerektiğinden istinaf nedenleri incelenmeksizin HMK 353/1-b/2. maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine dair yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının vaki feragati nedeniyle; Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarih ve 2019/966 – 2021/819
sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,

a) Davacının davasının vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
b) Davacı tarafça peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 742,04.-TL harçtan, alınması gereken 80,70.-TL harcın mahsubu ile artan 661,34.-TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
c) Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d) Davalı vekili feragat nedeniyle vekalet ücreti istemediğini bildirdiğinden, davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e) Davalı tarafça yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
f) Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,

3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı HMK 362/1-a maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 23/06/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza