Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/204 E. 2022/195 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/204
KARAR NO : 2022/195

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/272
KARAR NO : 2021/1017
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 13/01/2022
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16434-34873-70413]-UETS
DAVALI : 1 -… – …
VEKİLİ : Av. … – [16197-91755-52008] UETS
DAVALI
NUSU : Tazminat(Hasar ve değer kaybı)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 11/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2022

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın … yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine, davanın Axa Sigorta A.Ş. Yönünden kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 04.04.2018 tarihinde saat:14:55 civarında müvekkilinin 16 SNP 53 plakalı aracıyla seyir halinde iken, davalı … hakimiyetindeki 16 NA 767 plakalı aracın müvekkiline ait araca ön sol tampondan çarparak trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, davacıya ait araçta toplam 11.890,52-TL’lik bir hasar meydana geldiğini, kaza akabinde araçta oluşan hasarın tamiri, kusurlu şahsın sigortası Ak Sigorta A.Ş. tarafından sağlandığını, aracın bu kazadan ötürü değer kaybettiğini ve serviste kaldığı süre boyunca kullanılamadığını, müvekkilinin kaza sebebiyle aracını 12.03.2019 tarihinde değerinden çok düşük bir miktara satmak zorunda kaldığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin aracında meydana gelen 3.000,00 TL’lik değer kaybının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraflardan tahsiline, aracın kaza nedeniyle bir süre kullanılamamasından doğan zarar için şimdilik 500,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/10/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 3.378,40-TL talebi ıslah ederek 6.878,40-TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, bu aşamada kusur isnadının taraflarınca kabul edilebilir olmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, süresi içinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, usule ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde davanın esasa ilişkin savunmaları doğrultusunda reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde, dava öncesi sigorta şirketine başvuru yapılmadığından dava şartı noksanlığı sebebiyle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin trafik poliçelerinden doğan sorumluluğunun azami poliçe limitiyle ve trafik sigortalımızın kazanın meydana gelmesindeki kusur oranı ile sınırlı olduğunu, bu teminattan, 16 SNB 53 plakalı aracın onarımı için kasko sigortacısı Ak Sigorta A.Ş.’ye ödenen tutarların düşülmesi gerektiğini, kazaya karışan çok araçlı trafik kazasından doğan uyuşmazlıklarda Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınarak kusur oranının tespiti gerektiğini, 16 SNB 53 plakalı aracın 04.04.2018 tarihinden önce karışmış olduğu trafik kazası bulunup bulunmadığının da tespit edilmesini, davayı ve tazminatı kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat hesabı yapılacak ise dahi değer kaybı tazminatı tespit edilirken, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları Eki’nde belirtilen hususlara uyarınca hesaplama yapılmasını, araç mahrumiyeti zararı dolaylı zararlar arasında olduğundan teminat kapsamı dışında olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın … yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine, davanın Axa Sigorta A.Ş. Yönünden kısmen kabulü ile 3.000,00-TL değer kaybı alacağının temerrüt tarihi olan 14/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine, ıslahla artırılan kısım yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davalı … yönünden verilen zamanaşımı nedeniyle red kararının hatalı olduğunu, salgın nedeniyle sürelerin durdurulduğunu bu nedenle zamanaşımına uğramadığını, aracın kullanılamamasından doğan zarara ilişkin reddedilen taleple ilgili açıklama olmadığını, vekalet ücretinin hatalı olduğunu savunarak yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir.
Davalı …Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde, davanın kısmi dava niteliğinde olması nedeniyle ıslah ile arttırılan kısım yönünden zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu açık olduğunu, davacı yanın 25.10.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle talep ettiği 378,40-TL tutarında arttırılan ikame araç bedeli talebi, 2 yıllık zamanaşımına uğradını, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların birlikte dava açtıkları durumda usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak esasen birden fazla dava olduğu kabul edilmesi gerektiğinden reddedilen her kısım yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı ve ikame araç bedeli(kazanç kaybı) istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
26/03/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı yasanın geçici 1.maddesine göre; “(1) Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması nedeniyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dahil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımın veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 06/01/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/03/2020 (bu tarih dahil) tarihinden,
b-) 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı icra ve iflas kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim veya icra iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/03/2020 ( bu tarih dahil ) tarihinden
İtibaren 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibariyle, bitimine onbeş gün ve daha az kalmış süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere onbeş gün uzamış sayılır. Salgın devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmi Gazetede yayımlanır.” düzenlemesi getirilmiştir.
30/04/2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2480 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararına göre, 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin 1 inci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 01/05/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.

Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya baktığımızda; davaya konu kaza 04.04.2018 tarihinde gerçekleşmiş, davacı tarafından iş bu dava, 30/06/2020 tarihinde açılmış, ıslah talebi ise, 25/10/2021 tarihinde yapılmıştır.
Somut olayda, davaya konu trafik kazasının 04.04.2018 tarihinde meydana geldiği, olayın maddi hasarlı trafik kazasından ibaret olduğu ve uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu; davacı tarafın gerek davaya gerekse ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerini 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürmesi gerektiği de aşikardır.
Islah talebi bakımından davalıların zaman aşımı itirazı süresinde ileri sürüldüğüne göre, bu talep bakımından davanın reddi yönündeki karar usul ve yasaya uygundur.
Ancak, açıklanan nedenlerle, davalı gerçek kişi bakımından, 7226 sayılı yasanın geçici 1.maddesine göre; zaman aşımı sürelerinin durduğu dikkate alındığında, asıl davanın zaman aşımı süresinde açıldığı dikkate alındığında, davalı … yönünden de asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken zaman aşımı nedeniyle red kararı usul ve yasaya aykırıdır.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda mahkemece, uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/12/2021 tarih ve 2020/272-2021/1017 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
a-3.000,00-TL değer kaybı alacağının davalı … yönünden kaza tarihi olan 04/04/2018, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 14/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b-Davacının araç mahrumiyet zararı bakımından ilk talep olan 500,00.-TL’nin kaza tarihi olan 04/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
c-Islahla artırılan alacak kalemleri yönünden zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
d-Harçlar yasası gereği alınması gereken 239,09-TL harçtan peşin alınan 59,78-TL + 57,69-TL olan ıslah harcının mahsubu ile bakiye 117,47-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
e-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.980,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye ödenmesine,
f-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 952,00-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına gör hesaplanan 484,38-TL ile peşin alınan 59,78-TL + 57,69 TL olan ıslah harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
g-Davacı yararına AAÜT 13/2. Madde gereğince 3.500,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
h-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davanın aynı sebepten kaynaklanması nedeniyle, AAÜT 13/2. Madde gereğince 3.378,40-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine,
2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-İstinaf talebinde bulunan tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan kısmın talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
4-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-Duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvurulan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nun 362/1.a hükmü uyarınca 11/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.


Başkan

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Katip

E-imzalıdır.