Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/12 E. 2022/38 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/12 – 2022/38
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/12
KARAR NO : 2022/38

KARAR YAZIM TARİHİ : 14/01/2022

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine, dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde, 23/04/2020 tarihinde davalı Turgut Erimin sevk ve idaresindeki 35 ADA 667 plakalı araç ile davalı Emre Ediz sevk ve idaresindeki 16 ABK 582 plakalı aracın FSM köprüsü istikametinde İzmir Caddesi yolunu takiben Turgut Erim’ e ait araç sağ şeritte ilerlerken aynı istikamette orta şeritte ilerleyen Emre Ediz idaresindeki aracın yapmış olduğu manevra sonrasında hakimiyetini kaybetmiş önce yolun sağındaki bordür taşına çarparak yeşil alana çıkması ve sonra tekrar girdiği taşıt yoluna sağ şeritte ilerleyen bisiklet sürücüsü Volkan Hacıoğlu’na çarpması sonucunda yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza neticesinde Volkan Hacıoğlu’nun kafa ve genel vücut travması sonucunda hayatını kaybettiğini, Bursa 20. Asliye Ceza Mahkemesince alınan bilirkişi kusur raporunda Turgut Erim’in asli Emre Ediz’in ise tali kusurlu olduğu müteveffanın kusursuz olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda Emre Ediz ve Turgut Erim’ in asli müteveffanın kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müteveffanın trafik kazası neticesinde hayatını kaybettiğini, davacıların müteveffanın eşi ve müşterek çocukları olduğunu her bir davacı için ayrı ayrı 300,00’er TL destekten yoksun kalma olmak üzere 900,00-TL ve yine her bir davacı için 150.000,00’er TL olmak üzere toplam 450.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsili talep etmiştir.
Davalı Turgut Erim ve Ertuğrul Erim vekili cevap dilekçesinde, kazanın 16 ABK 582 plakalı aracın orta şeritten gelip bir anda müvekkilinin aracının üzerine manevra yaptığını, davalı Emre’nin refleks ile aracını sağa yönlendirmek zorunda kaldığını aracın aldığı hasarlar nedeniyle frenleme gücününün %50’sinden fazlasını kaybettiğini, meydana gelen kazada müvekkillerinin kusurunun olmadığını, müteveffanın bisiklet kullanmasına rağmen hatalı şeritte yol aldığını hakkı olmayan otoyola çıkarak yasaya aykırı olarak arıcını sevk ettiğini, zararı doğuran ya da ağırlaştıran durumların değerlendirilmesi gerektiği, müteveffanın kasksız olduğunun anlaşılması halinde tazminattan indirime gidilmesi gerektiği, ceza dosyasında aldırılan raporların hukuk mahkemesinde hükme esas alınamayacağı nedenleriyle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Doğa Sigorta vekili cevap dilekçesinde, kazadan teminat limiti ile sorumlu olduğunu, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünde kusur yok ise müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını kolluk kuvvetlerince hazırlanan raporun bilirkişi raporuna haiz nitelik taşımadığını hükme esas alınamayacağını, müteferrik kusurun göz önüne alınması gerektiğin, ihtiyati tedbir taleplerinin müvekkil şirketler hakkında kurulamayacağını, faizin hatalı talep edildiğini ihtiyati tedbir talebinin reddi ile davanın usulden reddini talep etmiştir.
Davalı Emre Ediz ve Turan Ediz vekili cevap dilekçesinde, ceza mahkemesince karar verilmeden ve kusur durumu netleşmeden davacı taraflarca davanın ikame edildiğini, müvekkil sürücünün trafiği tehlikeye sokacak şekilde davranmadığını sinyal vererek şerit değiştirmek istediğini, diğer davalı Turgut Erim’in sağ şeritte hızlı geldiğini görerek şerit değiştirmekten vazgeçtiğini, müvekkillerinin tazminat sorumluluğunun olmadığını, tazminat isteminin haksız ve fahiş olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 11/08/2021 tarihli ara kararı ile kazaya karışan 35 ADA 667 plaka ve 16 ABK 582 plaka sayılı araçlar UYAP sistemi üzerinden KTK 85. Md. uyarınca tedbir şerhi işlendiğinden ve muhtemel zararı karşılayacağı düşünülerek davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinafa başvuru dilekçesinde; verilen ihtiyati tedbir kararının doğru ve yerinde olduğunu ancak eksik olduğunu araçların muhtemel zararı karşılamaya yetmeyeceğini, kazaya sebebiyet veren davalıların kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında maddi ve manevi tazminat taleplerinin muaccel olduğunu olayda ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartlarının gerçekleştiğini bu nedenle kazaya karışan araçlar dışındaki diğer menkul, gayrimenkul malları ile bankalar ve 3. Şahıstaki alacakları üzerine teminatsız ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Talep, trafik kazası sonucunda hayatını kaybeden müteveffanın mirasçılarının destekten yoksun kalma ve manevi zararlarının tazmini ilgili ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’ nın 389. Maddesinde meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra bu sakında veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır.
İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Madde bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda davacının alacağı para alacağına ilişkin olduğundan uyuşmazlık konusu olmayan hususlarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi yasal düzenlemeye aykırılık oluşturacaktır. Her ne kadar ihtiyati tedbir kararı istenilmiş olsa da ihtiyati tedbirin reddine ilişkin bir ara karar olmadığından ihtiyati tedbir konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İhtiyati haciz talebinin reddi kararı yönünden istinaf eden davacılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde;
İİK’nın 257. ve devamındaki maddelerde geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati haciz müessesesi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler uyarınca vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilecektir.
Somut uyuşmazlıkta, Dosyaya sunulan ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporları, kaza tespit tutanağı ve diğer deliller incelendiğinde 23/04/2020 tarihinde meydana gelen kaza sonucunda Volkan Hacıoğlu’ nun vefat ettiği, kazada ceza dosyasında alınan kusur raporları ve kaza tespit tutanağında sürücü davalıların kusurlu bulundukları, İİK’nın 258. Maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat edinilmesi yeterlidir. Alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulmasıdır. Bu itibarla; ihtiyati haciz isteyen alacaklı tarafından sunulan belgeler uyarınca ihtiyati haciz kararı verilme koşullarının somut olay yönünden gerçekleştiği, haksız fiilden kaynaklı alacağın varlığı yönünden yaklaşık ispat koşulunun mevcut olduğu, haksız fiil tarihinde muacceliyet kazandığı anlaşıldığından, ihtiyati haciz talebinin reddi kararına itiraz eden vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmüş, yerel mahkemece verilen ihtiyati haczin reddi ara kararının kaldırılarak davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HMK’ nın 355. Maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ihtiyat haciz şartlarının oluşması nedeniyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/564 Esas ve 09/08/2021 ara karar tarihli ihtiyati haczin reddi ara kararının KALDIRILMASINA,
2- İhtiyati tedbirin reddine ilişkin bir ara karar olmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3- 6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a) İhtiyati haciz talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun 257. ve müteakip maddeleri gereğince borçlunun 450.900,00-TL borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmazları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA,
b) İhtiyati haciz talep eden tarafın 2004 Sayılı İ.İ.K’nin 259. ve 6100 Sayılı HMK’nin 87. Maddeleri gereğince yukarıda miktarı belirlenen toplam alacağın % 20’i tutarında nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kati süresiz ve muteber banka teminat mektubunu mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine,
c) İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
d) Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
e) İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 13/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.