Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1187 E. 2023/1655 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1187 – 2023/1655
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/1187
KARAR NO : 2023/1655

NUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 19/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili ile davalı Ray Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, 16/07/2016 tarihinde davalı …’a ait ve kendisinin sevk ve idaresindeki 10 CBT 61 plakalı araç ile müvekkili sigorta şirketi sigortalısı dava dışı Rıza Dışkaya’ya ait ve kendisinin sevk ve idaresindeki AY 178 BY yabancı plakalı araca çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazısının meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinden kusurun tamamının davalın …’a ait olduğunu, araçta 28.802,58 TL tutarında ağır hasar meydana geldiğini, müvekkili şirket sigortalısının 01/06/2017 tarihli ibraname ile 6.300,00 Euro ödeyerek tazmin edildiğini, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ancak yasal süre içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları ve kur farkından kaynaklanan zararları saklı kalmak kaydıyla 6.300 Euro tazminatın fiili tahsil tarihinde aynen Euro olarak ve müvekkili şirketin sigortasına ödeme yaptığı tarih olan 01/06/2017 tarihinden itibaren TCMB’nin bir yıl vade döviz mevduat hesabına yürütüleceği bildirilen en yüksek faiz işletilerek davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, tahsilinin mümkün olmadığı takdirde fiili tahsil tarihindeki TCMB’nin efektif alış kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilerek ve müvekkili şirketin sigortalısına ödeme yaptığı tarih olan 01/06/2017 tarihinden itibaren TCMB’nin bir yıllık döviz mevduatına yürütüleceği bildirilen en yüksek faiz işletilerek davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, davacının vasıtasının aracına çaptığını ve kazanın meydana geldiğini, arabasının zarar gördüğünü, davacının aracının çok süratli olduğunu, davacının kendisini görmesi gerektiğini ve hızını azaltarak yavaş gelmesi gerektiğini, ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını, davacının Euro üzerinden istenilen talebini kabul etmediğini, dava sonunda kusur oranlarına göre TL üzerinden tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ray Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, 10 CBT 61 plakalı aracın müvekkili sigorta şirket nezdinde sigortalı olduğunu, kaza tarihi maddi araç başına azami 29.000,00.-TL ile sınırlı olduğunu, dava konusu talep nedeni ile müvekkil şirkete başvuru yapıldığını hasar detayı ve fotoğrafların iletilmemesi nedeniyle ödeme yapılmadığını, kusur oranında ATK trafik ihtisas kurulundan rapor alınması gerektiğini, davacının faiz talebi ve yabancı para alacağına faiz talebinde bulunmasının haksız olduğunu, davanın açılmasına müvekkili şirketin sebebiyet vermediğini bu nedenle faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davanın 5.355 Euro alacağın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, alacağa davalı … yönünden 01/06/2017 tarihinden, davalı Ray Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 06/07/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı 4A maddesi uyarınca faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, meydana gelen trafik kazasındaki kusur oranları eksik ve hatalı rapor esas alınarak belirlendiğini, faiz başlangıç tarihi davalı sigorta şirketi yönünden yanlış hesaplandığını, davacı vekili lehine hükmedilen vekalet ücreti eksik ve hatalı hesaplandığını savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Ray Sigorta A.Ş. vekili istinafa başvuru dilekçesinde, müvekkil şirketin sorumluluğunu poliçe limiti ile sınırlı tutmamış olup müvekkil şirketin sorumlu olduğu tutarın poliçe limiti ile sınırlı olduğunun açıkça belirtilmemiş olması hatalı olduğunu, davacının toplam zararı, dava dilekçesinde belirtildiği ve dilekçe ekindeki ibranameden de anlaşıldığı üzere ödeme tarihi itibari ile 28.802,58 TL olduğunu, davacının sigortalısına 01/06/2017 tarihinde 28.802,58 TL hasar bedelini 6300 Euro olarak ödemişken 1 Euronun karar tarihi itibariyle 15,6070 TL ‘ye karşılık geldiği günümüz şart ve koşullarında 5.355 euro tazminata hükmedilmesi haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili şirket aleyhine hükmolunan tazminat miktarının müvekkil şirketin temerrüde düştüğü tarihteki efektif satış kuru üzerinden mi yoksa fiili ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden belirleneceğini açıklanmadığını, hasara ilişkin aldırılan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle rücuen maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargıtay 5.HD’nin 2022/3118 E-2022/3099 K. Sayılı 07/03/2022 Tarihli yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararında özetle; Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararıyla 01/09/2021 tarihi itibariyle Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirildiği, davanın 25/07/2017 tarihinde açıldığı, 07/07/2021 tarihli ve 608 sayılı kararda derdest dosyaların devredileceği yönünde bir ibare bulunmadığı anlaşıldığından, dosyanın Bandırma (….)Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görülerek sonuçlandırılması gerektiğine işaret edilmiştir.
Yine Yargıtay 5.HD’nin 2022/1073 E – 2022/2686 K sayılı 21/02/2022 tarihli ilçe ve il bakımından yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararında özetle; “Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası Asliye Ticaret Mahkemesi olmayan ilçelerde Asliye Hukuk Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun bulunmadığı, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde Asliye Ticaret Mahkemesi olmayan ilçelerde Asliye Hukuk Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların görülmeye devam edilmesi gerektiğine” işaret edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dava Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/317 esas sayılı dosyasında açılmış, mahkemenin 2018/317 E. – 2021/353 K. sayılı ilamıyla HSK Başkanlığı’nın 07/07/2021 tarihli ve 608 no.lu kararı uyarınca Bursa Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin 01/09/2021 tarihinden itibaren Bursa ili mülki sınırları olarak belirlenmesine karar verildiği, eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla açıldığı, HSK Başkanlığı’nın adı geçen kararı ile 01/09/2021 tarihinden itibaren Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapma görev ve yetkisinin bulunmadığı gerekçesi ile gönderme kararı verdiği, dosyanın tevzi edildiği Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1170 esas sayılı dosyasına kayıt yapılmakla yargılamaya devam edildiği, 2021/1170 E. – 2022/194 K. sayılı ilamla ihtilafın esasına ilişkin hüküm kurulduğu, ancak karar gerekçesinde Mahkemece her ne kadar; Yargıtay 5.Hukuk dairesinin 21/02/2022 tarih 2022/1073 esas 2022/2686 karar sayılı ilamı ile 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalarda davanın açıldığı mahkemenin yargılamaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakarak devam etmesi gerektiği kabul edildiği ve içtihat aykırılıklarının bu şekilde giderilmesine karar verildiği görülmüş ise de; anılan Yargıtay içtihadının eldeki karar verildikten sonra gerekçesi yazılarak sistemde yer aldığı, diğer emsal dosyalardan mahkemece verilen gönderme kararları nedeniyle yargılamaya hangi mahkemede bakılacağına dair iki mahkeme arasında uyuşmazlık çıktığı için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesine gönderilmiş ise de, eldeki davada yerel mahkemece karar verilmiş olduğundan gönderme kararı verilmediği belirtilmiş olup, bu husus belirtilen Yargıtay içtihatlerine aykırılık teşkil ettiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Yerel mahkemece dosyanın yeniden Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek suretiyle esası kapatmak yerine yazılı şekilde esasa ilişkin karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle tarafların istinaf istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, kamu düzeni olan göreve ilişkin olarak verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekili ile davalı Ray Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekili ile davalı Ray Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2022 tarih ve 2021/1170 – 2022/194 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2- İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Ray Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
4- Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5- İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 19/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.